3. Bölüm ''Akbaba''
21.11.2023 21:46 Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum kırgınlık adeta bütün insanlara dağılmıştı. Çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi... Sabahattin Ali
____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________Kısık zifiriler hasretinden küle döndüğü dolgun dudaklara hızlı soluklar arasında takılı kalırken kulaklarında sevdiği kadının can yakıcı mırıltısı sayısız kez yankı bulmuştu. Biz boşandık Karan Timurşah... Birer demir parçası gibi kaskatı kesilmişti çene kemikleri. Boğazından sert ve sesli bir yutkunma geçmişti. Ahu en zayıf anında hançeri kalbine saplamış, şimdide sırf canı daha çok yansın diye içinde çevirmeye başlamıştı. Biz boşandık... Git gide hızlanmıştı solukları. Haftalardır, aylardır kabullenemediği o acı gerçek bir tokat gibi çarpılmıştı suratına. Kalbinin atışları göğüs kafesini sızlatırken kavramakta olduğu ince belden çekerek sertçe çıplak göğsüne yaslamıştı sevdiği kadını. Gözlerini gerçeklikten uzaklaşmak ister gibi sımsıkı kapatmış, dudaklarını öpmeden Ahu'nun gerdanına değdirmişti.
-Unutmak istiyorum.'demişti hırs dolu , öfke ve pişmanlık dolu bir bir mırıltıyla. Sertçe yutkunmuş, burnundan derin bir soluk ile içine çekmişti meftunu olduğu kokuyu. 'Uzun bir kabus olsun istiyorum. Ama unutturmuyorsun.' Dudaklarının altında ürperen teni hissediyordu. Kollarındaki kadının dokunuşlarına hala kayıtsız kalamadığını hissediyordu. Fakat bir türlü benliğini yeniden teslim alamıyordu. Büyük avucu Ahu'nun buz kesmiş bel oyuntusuna alev saçan bir dokunuş bırakmış, başını kaldırıp burunlarını birbirine değdirmişti.
-Ahu...'diye mırıldanmıştı derin bir rüyanın içindeymiş gibi. Dudaklarına vuran sıcak nefesin hissiyle kaşlarını birbirine yaklaştırmıştı. 'Ahu n'olur. Dur deme n'olur...'
Direncinin son noktasına varmıştı Ahuzâr. Buraya gelirken kendine ettiği tüm yeminleri çiğnemişti. Yine ve yeniden bu kucakta oturduğuna inanamıyordu! Oysa ki daha bugün korkunç bir olay yaşamıştı ve yerinde bir başkası olsa bu travmayı atlatması haftalarını alırdı. Lakin o hiçbir şey olmamış gibi sözünü tutmuş, gelip bu haklı (!) adama dans etmişti. Şimdiyse iradesi ve tutkusuyla bir harbe girmişti. Ya bu zamana kadar söylediği tüm sözleri yutup onunla sevişecek, yada arzularına gem vurarak bu evden defolup gidecekti.
Sen hala o kucakta mısın?
-Dur Karan. Dur!'
İç sesinin soğuk duş etkisi yaratan fısıltısıyla son anda aradığı iradesine ulaşmış, titreyen elleri sevdiği adamın çıplak göğsüne yaslanırken bir anda oturduğu kucaktan fırlamıştı. Neden boşanmıştı ondan? Değişen hiçbir şey yokken yalnızca tutkusuna kapıldığı için geri dönecekse bunca tantana niçin yaşanmıştı? Kendine gel Ahu! Zevk için mi boşandın kızım sen? Can sıkıntısından boşanıp boşanıp evlenecek misiniz Ilgaz ve Ceylin gibi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÂRUMAR-Ahufigân (Kuzgunlar Serisi 3) >AraVerildi<
General FictionKuzgunlar Serisi 3. Kitap