"N'aber?"
Yakışıklı çocuk döndüğü koridorda karşılaştığı cücenin yüzüne tekmesini geçirirken cüce yuvarlandı.Sırtında kavradığı hançeri Cüceye doğru sallayıp yerinden kalkmaya çalışan cücenin üzerine geçti. Ayağındaki ayakkabının topuğunu cücenin gövdesine geçirirken kıvranmakta kararlı olan cüceye eğildi
"Yakında burada olacaklar! Hepiniz tutuklanacaksınız! Buradan çıkış yok!"
Çocuk,hançerini sol koluna götürürken üzerinde siyah cüppenin yırtılmasını önemesemedi. Sol kolunu açığa çıkarmak adına kulandığı hançeri kolunda ince bir kan yoluna sebep olurken maskesini düzelttiDiğer ikisi vagondan ayrılmış kasanın her köşesini ararken çocuk cücenin berbat haline yüzündeki maskenin altından sırıttı.
"Ne! Hayır..Bu imkansız "
Ölüm-yiyen işareti tüm asaleti ile açığa kavuşurken duyduğu yabancı kahkaha ile kaşlarını çattı. Lesterange kadının kulak tırmalayıcı sesine cevap verdi.''Ne yapmamızı istersin Leydim?"
Cüceye ayağını daha da bastırırken kulak tırmalayıcı ses muhteşem bir zariflikle yanına yürüdü. Yüzündeki gümüş maskeye rağmen kim olduğu gayet açıktı."Onun için daha sonra döneceğiz. Ama her efsaneyi anlatacak biri gerekir değil mi? Hıh,O kişi yerden bitme biri olsa bile."
Çocuğun omzunu kavrayan kadın bu sefer geriye doğru seslendi."Buldun mu hayatım?"
Kötü bir şekilde yıpranmış cüppeyle kasadan çıkan uzun saçlı kirli yüzlü adam cevapladı. Elinde gümüş kupayı tutuyordu."Aldım,"
Kadın bununla beraber çocuğa döndü. Omzunda parmaklarını gezdirirken başını çocuğun omzuna koydu."Bu ilk seferindi. Göreyim seni..!"
Çocuk bununla beraber hızla sert bir şekilde kadına dönerken duyduğu anlık nefreti saklamaya çalıştı. Ama bu o kadar mümkün değildi. Öfkesi tüm bedenini sararken bozuntuya vermeden cüceye şiddetli son bir tekme attı. Geriye doğru çekilirken elindeki işarete yüklendi ve çıkan yeşil sislere sırıttı. Kurukafa yeşil bir şekilde yukarı yükselirken geriye çekildi.
"Azbakandaydınız! Çıkmanız..-Hayır bu.."
Gözleri geriye doğru çekilmeden önce gördüğü son şey iki yetişkin ve onlara göre daha da genç olanın cisimlenmesiydi.Belki aldığı kötü darbelerden belki görüp de korkutuğu ölüm-yiyenlerden belki de birilerinin bankada cisimlenebilmesini gördüğünden bayıldı zavallı cüce.
-
"Bu! Bu harikaydı! Tekrarlamasak sevinirim"
"Sirius kendin gibi konuşur musun? Yalvarırım"
Remusun bakışlarına ve sözlerine karşılık dalmış olduğu rolünden ayrıldı ve üzerindeki tozlarını silkeledi. Vücudu eski kalıplı halini alırken Remus ise yüzündeki kirli sakalların tuhaf bir şekilde döküldüğünü deneyimliyordu."Bugün milyonlarca kanuna karşı çıktık"
Remusun ardından kahkaha attığı cümlesine Sirius sırıttı."Bu kadar zorlanacağımızı düşünmezdim. Nereden baksan onlarca cüceyi yaraladık."
Sirius bu yaptığından pişmanmış gibi görünüyordu. Adam kendi haline geri dönerken üzerindeki elbiseye yüzünü buruşturdu."Ağır değildi. Sadece barbarlar gibi ortalığı yıkmamız gerekti o kadar. Ha bir de Newt'in haritasını unutmamak gerekir. Tanrım onların kaçarken yıktığı geçittin açık olması tamamen şans."
"Nedense buna izin verilmiş gibi hissediyorum. Mükemmel gitti herşey."
Dar kirli yer altı yolunda dinlenmek adına duraksadıkları yerde oğlana döndü,Sirius. Geldiklerinden beri sessizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
E̶x̶c̶i̶t̶a̶t̶i̶o̶
General FictionHerşey 2 ağustos gecesine kadardı. Eğer Remus ve eğitimleri olmasaydı şu an hayata olmayacak çocuk için birçok şey değişmişti o gece. Cedric'in ölümünün ardından öyle yoğun bir psikolojiye giren çocuk kimse için önemli değildi. Ona verilen bir önem...