9. bölüm: jun kardesler...

85 5 3
                                    

Sabah olmuştu. Gözlerimi ovarken kapım sert bir sekilde açıldı.
Yeonjun: KALK BAKALIM!
rose: ne oluyor?
Yeonjun: ne oluyor?! Hah! Bugün sana dövüşmeyi öğreteceğim!
Rose: off!
Yeonjun: hiç mızmızlanma! Hadi arka bahçede bekliyorum!
Giyinip yeonjun'un yanına gittim.
Yeonjun: hadi bakalım.
Dedi ve ellerindeki lapaları kaldırdı.
Rose: bir sey değişeceğini sanmıyorum.
Yeonjun: hadiiii! Bak sıralama şöyle. Sol,sağ sol, eğil.
Yeonjunun dediği şekilde yaptım.
Yeonjun: beklediğimden daha iyi...TAMAN HADI DURMAK YOK! Sağ,sol,sağ,eğil,tekme,sol.
Yine dediğini yaptım ama bu sefer tekme atarken dengemi koruyamayip düştüm.
Yeonjun: öyle düşmek yok! Karişndaki düşmanının önündede düşemezsin kalk!
Bunu tekrar denediğimde oldu.
Yeonjun: evet aynen böyle!
Bunlara biraz daha çalıştık.
Yeonjun: sımdi...Sağ,sol,sağ,eğil,tekme,eğil,sol,kaç ve havada dönen tekme.
Rose: havada dönen tekmeği nasıl yapacağım!?
Yeonjun: ben sana öğreteceğim.
Bir süre sonra kendimi atlimdaki çimene bıraktım.
Yeonjun: hey ayağa kalk!
Rose: pes et jun...bu 45. Denememiz.
Yeonjun elimden tutup beni kaldırdı.
Yeonjun: kızım,benim yerime geçecek kişi sensin.
Rose: pekala...
...
Uzun bir süre çalıştık ve artık çoğu dövüş tekniğini yapabiliyordum.
Yeonjun: EVETT!
rose: BAŞARDIM!
yeonjun bana sıkıca sarıldı.
Yeonjun: başardın rosie...
Gally: hey! Madem başardın, o zaman buyurmazmısın?
Dedi ve eliyle daire çizilmiş sahayı gösterdi.
Yeonjun: başarabilirsin!
Gally'nin önüne geçtim ve sadece bekledim.
Gally: niye hamle yapmıyorsun?
Sadece yeonjun'u bakmakla yetindim.
Gally bana doğru koştuğunda yüzüne bir yutup atıp yan tarafından kaçtım.
Gally bana doğru gelip yumruk attı ama ben eğilip tam bacak kısmına tekme attım. Bu sebeple gally yerde diz çöktü. Bundan yararlanarak gally'nin kafasını tutup tekme attım.
Yeonjun: IŞTE BU!
etrafimdaki herkes beni alkışlamaya başladı.
...
Şu an oturmuş seojun ile yeonjun'un atışmasini dinliyorduk.
Yeonjun: senden daha iyiyim!
Seojun: benim saç telim bile olamazsın!
Yeonjun: evet olamam, çünkü daha iyiyim!
Seojun: insanları tedavi ediyorum en azından!
Yeonjun: bir çıkış yolu arıyorum en azından!
Rose: Jun!
Hem seojun hemde yeonjun bana baktı.
Yeonjun: kim? Ikimizinde isminde jun var.
Rose: fark etmez, sadece susun!
Newt: Hem neyin kavgası bu?
Yeonjun: kendini benden iyi sanıyor.
Seojun: çünkü iyiyim.
Felix: yemeğinizi bitirdiniz mi?
Seojun: evet.
Yeonjun: ben doydum bile.
Felix: güzel...sımdi mutfağımı terk edin veletler!
Yeonjun: bizi kovamazsın!
Frypan: aslında çok iyi kovarız!
Dedi ve seojun ile yeonjun'u iterek mutfaktan çıkarttı.
Alby: sonunda rahatlayabilirim!
Felix: rose bana yardıma gelmen gerek!
Mattheo: hayır prensesimi kaçırıyorlar!
Dedikten hemen sonra mattheo beni kucağına aldı ve koşmaya başladı.
Felix: hey! Onu geri getir pus cadı!
Mattheo: ben prensim! Asıl sen cadısın!
Ben bu duruma gülüyordum çünkü Mattheo beni kaçırıyor arkadan ise felix pesimizden koşuyordu.
En sonunda matteho durdu ve beni yere koydu.
Mattheo: işte kralın yanına geldik prensim!
Kral diye gösterdiği kişiye baktığımda bunun newt olduğunu gördüm.
Newt: ne oluyor?
Mattheo: ne olucak efendim? Kraliçenizi cadıdan kurtardım!
Newt: cadı?
Felix: benden bahsediyor!
Mattheo gülerek labirente doğru koştu.
Felix: GERI GELDIĞIĞINDE SENI ZEHIRLIYECEĞIM!
Mattheo: BAYS BABY!
( thomas'ın gözünden)
Rose ve diğerlerini kameradan izliyordum. Kalbim sıkışıyor gibi hissediyordum çünkü rose benim en yakın arkadaşımdı...ve ben onu koruyamadım!
Teresa: o iyi olacak thomas...
Thomas: hiç bir şey kesin değil...tek bir hatada ölebilirler,özellikle rose.
Teresa: ava paige buna izin vermez.
Thomas: ava paige Rose'nin labirente girmesinede izin vermezdi, ama bak şimdi nerde!
Teresa: o güçlü bir kız tommy... hayatta kalacaktır.
Thomas: teresa lütfen bana tommy deme,onu sadece rose derdi...
Ama ikisininde bilmediği bir şey vardı. Ava paige'in aklında bir plan vardı.
Janson: bundan eminmisiniz efendim?
Ava paige: evet eminim janson. Onu kurtarmanın tek yolu bu...
(Rose'nin gözünden)
Mutfakta yemek yapıyordum.
Newt: ne yapıyorsun?
Rose: kek.
Newt: hmm tadına bakabilirmiyim?
Rose: tabikide.
Elimdeki çatalla newt'in ağzına keki verdim.
Newt: gerçekten çok güzel! Aynı senin gibi...
Rose: n-ne?
Newt: şey... b-ben öyle demek istemedim! Yani güzelsin! Hayır ben...
Dayanamayıp bu halinde güldüm. Ve newt elini ensesine atıp güldü.
Newt: üzgünüm çok saçmaladım...
Rose: sorun değil.
O sırada dışardan bir ses geldi.
Yenjun: YARDIM EDIN!
bu yeonjun'un sesiydi. Newt ve ben koşarak dışarı çıktık. Ama gördüğüm şey ile yerimde kaldım. Çünkü seojun yerde kanlar içinde yatıyordu.ve yeonjun onun yarasına bastırıp ağlıyordu.
Yeonjun: yardim edin lütfen!
Koşarak yanına gittim.
Clint: ona ne oldu!?
Yeonjun: s-steve ona saldırdı...
Alby: gally diğerleri ile gidip steve'i bulun!
Gally: tamam!
Clint ile jeff seojun'u med-jack'a götürdü ben yeonjun'a sarıldım.
Rose: şştt sakinleş jun...geçicek,o iyi olucak.
Bunları desem bile bende korkuyordum. Çünkü kafasından akan kanları kendi gözümle gördüm. O iyi olmayacak...
...
2 saat sonra clint ve jeff dışarı çıktı.
Yeonjun: o nasıl!?
Clint: yeonjun...
Yeonjun: ne?
Jeff: üzgünüz...
Yeonjun: hayır...HAYIR! YALAN SÖYLÜYORSUNUZ!
Clint: denedik...Ama çok kan kaybetmiş.
Yeonjun: HAYIR! O BENI BIRAKMAZ! HAYIR KARDEŞIM!
Dedi ve yere dizlerinin üstüne düşüp ağlamaya başladı.
Rose: jun...
Yeonjun bana baktı ama bulanık görüyordum,çünkü bende ağlamaya başlamıştım. Hem arkadaşımın ölümü gördüm hemde abim gibi olan kişinin gözümün önünde bitişini izliyorum.
Yeonjun: rose...yalan söylüyorlar...O beni bırakmaz değilmi?
Rose: jun...ben...üzgünüm.
Yeonjun'a sarildim.

{ insanlar gider,ama terk edişleri kalır daima }

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin