34

69 8 12
                                    

Lana Del Rey - Playing Dangerous

...

Çirkin suratlı bir adam sırıtarak odanın içine doğru ilerledi.

"Çok eğleneceğiz."

Ne?

Kalbim korkuyla sıkıştı. Sabah sabah her şey üst üste gelmek zorunda mıydı? Önce kabus gördüm, şimdi gördüğüm kabustan daha korkunç bir ihtimal var.

"Oyalanma yürü hadi, Harun Bey bekletilmeyi sevmez."

Bir bitmiyorsunuz yahu! O gider bu gelir, bu gider şu gelir! İt gibi çoğalıyorlar..

Saatlerce yerimden kalkmayıp inat edesim vardı ama bu Harun Bey denen yavşağın ne yapacağı belli olmayacağı için adamın yanından büyük bir hışımla geçip odadan çıktım. Geberin hepiniz! Ağzım bozulmuştu iyice bunlar yüzünden.

Zaten kapının önünde de bekleyen bir adam olduğu için onunla birlikte ilerlemeye başladım. Yürürken yanımdaki adamlar benimle ilgilenmediği için elimdeki yüzüğü çıkarıp iç çamaşırımın içine atmaya çalıştım. Biraz zorlansam da yüzüğü fark edilemeyecek şekilde koymayı başarıp gömleğimi düzelttim.

İlk geldiğimde beni koydukları odaya gittiğimizde tedirginliğim kat kat daha fazla arttı. Bu oda ahırdan farksızdı yahu..

İçeri girip ne olacağını anlamaya çalıştım. Birkaç saniye sonra Saruhan ve bir sürü adam odaya girdiler. Bakışlarım üzerlerinde gezinirken özellikle benden gözlerini ayırmayan yaşlı adamı fark ettim.

Yılanın başı bu değilse hiçbir bok bilmiyorum. Tahammülü yokmuş gibi baktı ve konuşmaya başladı.

"Zorluk çıkarma konusunda ısrarcı mı?"

İnanır mısın adam benim de sana tahammülüm yok. Bana sormak yerine Saruhan'a sormuştu. Ben başçavuşun eşeği miyim burada? O sırada bir adam oturmam için omuzlarıma baskı uyguladı. Tahta sandalyeye oturduğumda rahatsızca kıpırdandım.

"Zorluk çıkarmıyorum, ilaç milaç yok. Bırakın artık beni!"

Saruhan ağzını konuşmak için açmıştı ki benim yüzümden susmak zorunda kaldı. Bu yaşlı adam da hoşuma gitmeyen farklı bir şeyler vardı. Midemi bulandıran bir şeyler..

"Ne diyor bu? Doğru mu?" Çenesi kasıldı.

"Sanırım ürettiği tüm tozu yok etmiş."

Saruhan tepkisizce cümlesini tamamladı. Harun denen adam sinirle ona doğru birkaç adım attıktan sonra kararından vazgeçmiş olacak ki bana yöneldi.

Birkaç saniye içinde ben daha olan şeyleri daha kavrayamamışken adamlarına bir şeyler söyledi.

Yüzüme indirdiği tokatla birlikte kafam yana doğru savruldu. Yeniden ona bakmaya başladım. Acımıştı ama acımı bu adamın önünde gösteremezdim. Bana ne hakla tokat atar bu densiz?

Gözlerim bakışlarını yere dikmiş olan Saruhan'a değdi kısa bir an. Bir elini yumruk yapmış yere bakıyordu. Zoruna mı gitmişti yediğim tokat? Pişman olacaksınız.

Bir adam arkama geçip saçımdan kavrayınca sesli bir soluk verdim. Ne yaparlarsa yapsınlar konuşmayacaktım. Ülkemi satmayacağım.

O Harun denen it yeniden konuşmaya başladığında yüzüne tükürmemek için kendimi tuttum. Henüz zamanı değildi.

"Bak çoğu bizimle işbirliği yapmaya yanaştı. Sen ve senin gibi birkaç aptal sorun çıkarmaya çalışsa bile en sonunda teslim olacaksınız."

Ruh Yangını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin