ben geldim, ne yapıyorsunuz?
üzerimdeki kapşonlu hırkayı çıkartıp kenara attıktan sonra tişörtümün kollarını sıvadım ve toplantı odasına girdim. Ken harici herkes toplanmış bir şeyleri tartışıyor gibi görünüyorlardı. bu işe başladığımızdan beri gece gündüz demeden koşturuyorduk ve içinden bir ses sona daha da yaklaştığımızı söylüyordu. sormadan Kaku'nun önündeki kremalı ekmeğin yarısını böldüm ve ağzıma attım. sabahtan beri olan koşuşturma beni fazlasıyla acıktırmıştı.
"o kadar çok koşturuyorsun ki yüzünü göremez olduk. al, bunu da ye." (hina)
Hinata–san'ın sitemine cevap vermeye fırsat bulamazken ağzıma tıkıştırılan sandiviçle birkaç saniye öylece kaldım. Hinata–san bizimle normalde de ilgilenirdi ama vu yine de nadir bir durumdu. üzerinde fazla durmadan gülümseyip başımı salladım ve yarım sandivici kısa sürede bitirdim. Ken ve Izana–san sonunda kapıdan girdiğinde yemek yemenin de verdiği enerjiyle, yorgunluğum uçup gitmişti.
"Ken–san lütfen sonuçların iyi olduğunu söyle." (kaku)
_"merak etmeyin. bu operasyona ilk başladığımız günden beri aldığımız en iyi ve en büyük sonuç."_
herkes rahat bir nefes verirken ben de rahatça iç çekip gülümsedim ve Ken'in devam etmesini merakla bekledim.
hadi anlat artık. ne buldunuz evden?
"ev yanık olduğu için her şey boşaltılamadı ama evden biri erkek biri kadın iki ceset çıktı. evin konumundan kimlik tespiti yapmaya çalıştık ama çıkan kişiler eşleşmedi. neyse ki cesetleri alt kata atmışlar ve yangın en azından birine sıçramadan kurtarıp kimlik tespiti yapabildik. Nahoya–kun."
"Asami Mikoto. 22 yaşında üniversiteli bir kız. annesini küçükken kazada kaybetmişler ve aynı kazada babası da felç kalmış. parasal sıkıntıklardan kaynaklı okulu bırakmış ve şehir dışında bir kulübeye taşınmış. ekipler bahçenin yanmayan kısmını incelediklerinde bahçesinde yetiştiricilik yaptığı öğrenildi ama yetiştirdiği şeyler–"
"uyuşturucu bitkileri."
"evet. Bonten'le de bu yüzden temas halinde olduklarını düşünüyoruz. çevrede görgü tanığı olmadığı için ne kadar süredir alışveriş halinde olduklarını söylemek zor ama kızın yetiştirdijleri saf uyuşturucu ve her türlü piyasa da iyi fiyata satılıyor. yani birden fazla kez etkileşimde olduklarını değerlendirmek yanlış olmaz."
peki kızı ve babasını öldürme sebebi?
"Kazutora plandaki gibi gidip Hajime'ye her şeyi anlattığı sırada Hajime'nin arkasından ona saldıracaktı ve o sırada öldü. video kaydı var ama uzaktan olduğu için yüzleri net değil. yine de Hajime'nin oradayken fotoğraflarını çektik."
plana başladığımızda bilerek mi Hajime'den yaklaşmaya başlamıştık bilmiyorum ama yine bu taktik bir şekilde işe yarıyordu. Hajime zayıf damar veya aptal değildi. yine de diğerlerine kıyasla duyguları da olduğunu gösteren bir tipti. Hanemiya ve Baji de aynıydı. tek farkları, nefret etse de ,Koko tırnaklarıyla getirildiği yeri kaybetmemek için elinden geleni yaparken diğerleri kurtulmak istemekte buluyordu çareyi. gerçek kimliklerimiz açığa çıksın veya çıkmasın, ortaya çıktığımızdan beri işlerin iyi bitmeyeceğini anlamış olmalıydılar.
"EVVET!! gecenin ikinci iyi haberi de benden. genelevlere satılan rehinelerin kimliklerini tespit ettik. bir tanesi hariç Inui–san'ın verdiği adreslerle hepsi uyuşuyor."
dışta kalan kim? oradaki adreslerin hepsinin doğru olduğuna eminim.
"adreste bir yanlışlık yok. orada gerçekten de bir genel ev var ancak yeni giren kimse yok. orada bulunanların en yenisi 2 yıllık birkaç çalışan."
"yani bu kişi her kimse gönderilmekten son anda vaz geçildi."
"yüksek ihtimalle öyle. Mitsuya–san hepsini birebir gören tek kişi. bu yüzden kim olduklarını tespit edebildik. bir yere göndermedikleri tek kişi, Mikey."
Souta'nin söylediği isim aklımda kısa bir yankı bırakırken bakışlarımı tereddütle Ken'e çevirdim. ifadesinde en ufak bir değişiklik olmadan ciddiyetle anlatılanları dinliyordu. Mikey konusu hâlâ belirsizlim taşıyordu ama bu duruma ilk halinden daha alışmış gibi görünüyordu. bu konuyu onunla sonra konuşmayı aklıma not ederek hafifçe öksürdüm.
her şey biraz daha netliğe kavuştuğuna göre, sırada ne var? ne yapıyoruz?
_"elimizdeki kanıtlar zaten merkezd gönderildi. öncelikle Inui'nin yerleştirdiği ses cihazından neler çıkacak onu görelim. genel evler için eş zamanlı bir operasyon yapmayı düşünüyorum ama bunu merkezle tartışmam gerekecek. o yüzden Souta, yerlerini tespit ettiğin kişileri takibe devam et. Chifuyu, Hanemiya ve Baji'yle ilgilen. onlar hâlâ bizim için hâlâ kullanılabilir. Hina, Inui siz de Hajime'den bir şey çıkarsa, beraber çalışın. şimdilik bu kadar. dinlenebilirsiniz."_
"Kakucho, sen benimle gel."
Izana'nın dediğiyle kedi gibi peşinden giden adama gülerek baktıktan sonra ben de Ken'in yanına adınladım. bir şey söylemek istesem de bu durumda ne diyebileceğimi kestiremiyordum. duyguları karmaşıktı ve biri onu zorlasa bile kendi istemediği sürece duygularının karışık olduğu anlaşılmazdı. bu yüzden konuşma fikrinden vazgeçip omuzunu birkaç kez patpatladım ve kenardaki ceketimi alıp yukarıya çıktım. kısa bir duş alıp üzerimdeki kirden tamamen kurtulduktan sonra üzerime rahat bir şeyler geçirip kendimi yatağa attım. kısa bir süre sonra kapım tıklatıldığında yerimden doğruldum ve kapıyı açtım. elinde iki tane kahveyle Hinata-san gelmişti.
"sana kahve getirdim, müsait miydin?"
elindeki kayveyi alıp başımı salladım ve içeriye geçip kenardaki koltuğa oturduğunda ben de elimdeki kahveyle yatağa oturdum.
Hinata-san, galiba ani gelen ilgilerin altında ezileceğim.
kenardaki yastığı alıp attığında son anda yana kaçarak kurtulmayı başarabilmiştim.
"biraz daha abart ve insanlar sana zorbalık yaptığımı düşünsün. ben buraya teşekkür etmeye geleyim senin yaptığına bak."
teşekkür mü? ne için?
"ben.. kardeşimi çok uzun süre aradım. sayende buldum. sen kendini riske atıp Naoto'yu kurtarmasaydın kim bilir o insanların elinde ne hallere düşecekti. hayatta olduğuna bile zar zor kendimi inandırırken sen bana en güzel hediyeyi verdin. bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama bir şekilde hep herkesin hayatına dokunuyorsun. ben.. teşekkür ederim."
teşekküre gerek yok Hinata-san. ben sadece görevimi yaptım. Naoto nasıl?
"hastanede tedavi görüyor. fiziksel olarak çok yarası yok ama travmatik dönemini atlatması biraz uzun sürecek. ama atlatacağına eminim. işlerimizi bitirdiğimizde beraber onu ziyarete gidelim."
Hinata-san'la bir süre daha konuştuktan sonra o kendi odasına dönmüş ve ben de bir süre kafamı toparlamak için gözlerimi dinlendirmiştim. başucumdaki telsizden Souta'nın sesi geldiğinde toparlandım ve hızlı adımlarla aşağı indim. geri kalanlar da geldiğinde yüzünde endişeli bir ifade olan Souta'nın konuşmasını bekledik.
"beklediğimiz haber geldi. Hajime, bir şey planlıyor. Brahman'daki Hanma'yla anlaştılar."
Koko.. bundan sonra ne yapmayı planlıyorsun? seni izlemek sandığımdan daha keyifli olacak gibi. bekleyip, görelim.
-Keyifli okumalar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Glowing in the Dark | Kokonui.
Teen FictionInupi dedi Hajime, o soğuk ve kan donduran sesiyle ; iyi bir yol seçmişsin.