Tora Tora ve B Planı

39 3 0
                                    

" böyle bir şeyi sen mi planladin?"

büyük bir masanın etrafında ,hemen hemen bütün önemli isimler vardı. 'Bonten eskisi gibi değil ' adı altında toplanan masa gerginlikten çatlayacak gibiydi. Bir taraftan çoktan Mikey denen o çocuktan hevesini almış patron,Bi taraftan abisi.. ben ise Haitani kardeşlerin tam ortasında oturuyordum. Başım çatlayacak kadar ağrıyordu bu yüzden önüme sunulan viskiden bir yudum alarak ince dosyanın kapağını aralayıp söze girmek için olduğum yerden eğildim.

Takeomi-san. Ben söz almak istiyorum.

"Kimmiş bu adam Hajime?"

Söyle ki, aslında yakalanan bu adam tam bir psikopat. İnsan derneklerinin olduğu bir laboratuvarınin olduğu bile söyleniyor. Aslında çoktan Mebius ile alakası kesilmiş ama sözde orada var gözüküyor. Adamın yakalanması aslında çeteyle ilgili olan bir şey de değil. Bu söylediğim laboratuvarında yakalanmış ama çetesinin ismini verdiği için Kisaki ve ekibi de aranıyor.

"Ve biz bu adamla iş birliği içinde miyiz? Sanzu cevap ver!"

_Abi bu kadar sinirlenecek bir şey yok. Onlarla iş birliğe girmesini Ran ve Koko'dan bizzat ben istedim. Alacağımız nedimeler için çok önemliydi._

"Nedimeler bir ise yaradı mı bari? Onlarla ilgilenmemissiniz bile. Sanzu sen gibi birisine hiç mi bir şey emanet edemeyeceğim ben ?"

Şıkır şıkır gelen viski bardağı sesiyle birlikte patronun yüzü adeta kireç kadar bembeyaz olmuştu. Takeomi-san onu bizim yanımızda çok fazla rencide ediyordu. Ki patronun da en sevmediği şey oydu. Yerine oturup uzun saçlarının tokasini çıkartmış,ardından Rindou yanına gidince saçlarını baglamasina izin vermişti. Ortamı yumuşatmak için yeniden kağıtlarıma göz gezdirdim

Efendim şöyle ki, bizim bu adamları bir güzel tuzaga dökecek planlarımız var. Özellikle bu nedime hususunda. Benim bie planım var. Anlatmak yerine direkt uygulamayı tercih ediyorum,eğer izin verirseniz.

"Sana Sanzu'dan daha çok güveniyorum."

Patron bana göz ucuyla bakarken yerin dibine geçmesiyle birlikte gülmemek için dudaklarımı birbirine bastirdim. Ardından Ran'a dogru eğildim.

Vurdunuz mu?

"ölü haberi daha gelmedi"

Başımla onaylayıp yerimden kalktım ve dışarıya çıkarak telefonumu kontrol ettim. Aldığım mesajlar ve gördüğüm adresle beraber kikirdadim ve bir onay mesajı yollayarak telefondan hattı çıkartıp kırdım. Ardından odama girerek hızlı bir şekilde kırdığım hattı çöpe atmış,telefonu da elime aldığım masadaki minik çekiçle kırmıştım. Sonunda isim bitince onu da çöpe atarak üzerimi değiştirdim. Giydiğim takım elbisenin kollarını düzeltip saçlarımı da yaptıktan sonra saçlarımı düzeltmiş ve bir şapka takarak ellerime de siyah eldiven takıldım. Masamın altındaki emanet çantadan bir siyah silah alarak arka cebime almış, yeni telefonu da öbür cebine atarak hızlı adımlarla odamdan ayrıldım. Bi an önce Taiju ile görüşmem gerekiyordu. Aldığım gizli telefonumdan buluşma yeri ayarlayarak Ran'n attığı mesaj ile gülümsedim.

Abimden de bu beklenirdi. Demek, Kazutora vuruldu.

Mekandan ayrıldığım da dikkat çekmemek için her zamanki arabama atladım ve Taiju ile bulusacagimiz depoya doğru sürdüm. Yolda birkaç telefon görüşmesi sonrası depoya gelince arabayı biraz uzağa park etmiş,Ardından arabadan inerek yavaş adımlarla deponun içine girdim. Tahmin ettiğim gibi Taiju'nun yanında yeri büklüm Kazutora duruyordu. Birkaç adımla birlikte ayakkabılarımın çıkarttığı sesle beraber gözler bana dönmüş ,sapkami çıkartıp saçlarımı sallayarak gülümsedim.

Ne o, beni özlemedin mi Tora Tora~

Vücudu zangır zangır titrerken Taiju silahının tersiyle ağzına bir tane daha vurmuş,çığlık sesiyle birlikte onun olduğu yere çömerek saçlarını karıştırdım. Ne kadar bas ağrım devam etse de yapacak bir şey yoktu.

Şimdi, uçkuruna düşkün birisi var. Onu etkilemeni istiyorum.

"N-ne?"

Aynen öyle. Sonra bir güzel tuzağımiza çekeceğiz. Yoksa Baji seni kurtarmaya gelmedi mi?

Hanma'nin Kazutora'a olan ilgi gözleri, aslında Mebius ile ilk yediğimiz yemekte çekmişti dikkatimi. Bir gün bu iğrenç ilgiyi kullanacağım aklima gelmese de yine de işime yarayacaksa her şeyi yapardım. Teiju'nun önceden çekmiş olduğu fotoğrafları Hanma'a gönderdikten sonra birde üstüne iki üç poz daha almış, iki üç ses kaydı atmış ve işi tamamlamıştık. Aslinda ne kadar acı çekiyor olsa da sesi zevkten inliyor gibiydi. Isimiz bitince telefonumu Taiju'a uzattım ve Kazutora'nin saçlarını okşadım.

Muhtemelen..  seni ona vermektense oldurmemi tercih edersin. Değil mi?

Ağlamaya devam etmesi umurumda bile değildi. Üzerime kanı sıçramasın diye ayağa kalktım ve üzerimi sildikten sonra yeniden başıma şapkayı taktım. Taiju'a yanıma doğru çekerek gözlerimi kıstım.

Bu herifi şimdilik ölüymus gibi saklayacagiz. B planına geçiyoruz. Sen gideceksin. Ben burada kalacağım.

'Dikkat çekmemek için mi?'

Evet. Polislerin geldiğinden emin ol. Söylediğim telefonu aldın mı barmenden?

'Aldım. Daha sonrasında parçalayıp atarım.'

Jin ve şu Koreli veled Alex ile birlikte gideceksiniz. Sonra onlar ifade vermeye gittiğinde sen sat gel.

'Tamam ama polis bana nereye gidiyorsun diye sormayacak mı?'

Tch.. soracak elbette. Fakat sen görgü tanığı bile olmayacaksın. Aptal Haitani'lerin yaptığı gibi oturup izleyecek halin yok ya

Taiju yeni aydınlanmış gözleriyle beraber bana baktığında sırıtıp göz kirpmis ve çoktan giden adamın arkasından el sallayarak bulduğum tekli sandalyeyi Kazutora'nin yanına doğru çektim. Sandalyeye oturup bacak bacak üstüne attığım attığım hala acsından kıvranan adam fazlasıyla aciz duruyordu. Ayağımın ucuyla bacağından iterek vücudundaki yaraları görmek için onu süzerken dudaklarımı ıslattım.

Hiç bir erkekle yattın mı Tora Tora?

Nefret dolu bakışları ilw bana döndüğünde kendimi tutamadan kahkaha atmış atmış ve kollarımı göğsümde birlestirmistim.

Tanrı aşkına ,neden kötü kötü bakıyorsun? Muhtemelen Baji ile çoktan yapmışsındır. Ah keşke ben de Inupi ile o yakınlığa ulaşsam. Aka nerede? Inupi ben gibi birisine dokunmak istemezdi.

"N-neden öyle diyorsun?"

Ah, konuştun mu sonunda? Neden olacak? Ben iğrenç bir insan değil miyim?

sohbetimizin ortasında sürgülü kapı sertçe açılmış, uzun boylu adamı görmemle beraber yerimden kalkarak ellerimi birbirine vurdum.

Hoş geldin Shuji~

"öylesin"

Bir şey mi söyledin Tora Tora?

"Diyorum ki öylesin. İğrenç bir insansın sen."

ona ne yapacağımı ve Shuji'nin neden buraya geldiğini anladığı için tıslayan adamın yüzüne bir tekme savurmus, Ardından yanıma gelen adamın beline elimi koyarak ona doğru ittim.

Al bakalım. Tepe tepe kullan. Beline kuvvet.

Hanma bir şey söylemeden yere eğilip üzerinde neredeyse eğreti duran kıyafetleri soymaya başlayınca orada durmak istemediğim için yarı açık kapıdan dışarıya çıkmış ,kapıyı arkamdan kapatmıştım. Hanma geldiğine göre poliste çoktan olay yerinde olmalıydı. Yeni getirdiğim telefonumdan son dakika haberlerine bakınıp bircsey göremeyince Taiju'u aramış ama ulasanamistim. Bir şeyler yanlış gidiyor olabilir miydi? Hızlı adımlarla arabama yürüyüp içeriye girmiş, yeniden haberleri kontrol ederken gördüğüm son dakika ile kocaman gülümsedim "Shibuya'nin en güçlü çetelerinden blr tanesi daha suç üstü , kıskıvrak yakalandı."

Bonten ile uğraşmak, bunu gerektirir.

-Keyifli okumalar!

Glowing in the Dark | Kokonui. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin