Allah'ım bu nasıl olabilir?Gerçekten O mu? Daha iki dakika öncesine kadar delicesine merak ettiğim fakat bilemediğim o gözleri perdeleyen uzun ve kıvrık kirpikler,çıkık elmacık kemiklerini takip eden sert bir çene ve o ses...Allah'ım ne güzel bir ses.Siyahı aratmayan koyu gözlerine baktım.Buğuluydu.Sanki irislerinin önünde buzlu bir cam vardi.Hayır,hayır soğuk değildi bakışları bilakis o kadar sıcaktı ki.Kadife gibiydi.Kadife gibi yumuşak ve sıcak.Buğulu gözlerinde tıpkı yaz yağmuru yağarken bulutların arasından kaçan güneş ışınları vardı.
"Beril?Tatlım iyi misin?" Deniz Hoca'nın seslenişiyle kendime geldim.Utançla başımı eğerek önüme gelen birkaç saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdıktan sonra cevap verdim:
"B-ben iyiyim.Neden iyi olmayayım ki?İyi olmayacağım bir durum mu var ortada?Yoksa başka birini mi buldunuz?Eğer öyleyse inanın sorun değil,hocam.Gerçekten üzülmem yani.Aslında biraz üzülürüm.Tamam,itiraf ediyorum kahrolurum ama olsun işleri batırmak istemem.Daha bu sabah Damla ve Cem..." Müdürün kahkahası ile ne zamandır tuttuğumu bilemediğim nefesimi bıraktım.Deniz hoca dahil herkes gülüyordu.O, ise gülüp gülmemek arasında kalmıştı.Kahkaha atmıyordu ama gülümsüyordu.Ne?O bir gamze mi?Çenesinde ki çukur gamze mi?Neyle sınanıyorum şuan Allah'ım.Sıcak oldu burası.Hava.Havaya ihtiyacım var.
"Şey ben biraz hava alabilir miyim?Burası çok sıcak.Müdür bey amca klimayı neden açmıyorsunuz?Sonra okulda adınız'cimri 'ye çıkıyor.Ben pek ihtimal vermedim ama..." ağzımdan çıkanları kulağım duyup,beynim idrak edince elimle ağzımı kapattım.Her panik olduğumda anlamsız konuşmalarım nefessiz kalıncaya kadar devam etmesinden ölesiye nefret ediyorum.Kalkıp koskoca müdüre 'Müdür bey amca' dedim yetmedi bir de adama okulda adının 'Cimri bey amca'ya çıktığını söyledim.Elimi başıma vurup sanırım sadece benim duyduğum bir sesle:
"Kusura bakmayın.Ben...ben biraz panikledim."dedim ve hızlıca kapıdan çıkıp koridoru resmen uçarak bahçeye indim.Öğrenciler derste olduğu için pek sessizdi bahçe.Heybetli Çınar ağacının hemen altındaki banka oturdum.Heybet Dede okulun kuruluşundan beri varmış.Daha inşaatken bile varlığını sürdürürken mimarın kesin emri ile işçiler asla zarar vermemişler Heybet Dedeye.Mimar düzenlemeleri biraz değiştirip okul sınırları içerisine almış.Hâlâ varlığını sürdüren Heybet Dede bence okulun en güzel yeri.
"Ne kadar salaksın,Beril.Her paniklediğinde heycanlanmak zorunda mısın?Değilsin.Ee derdin ne o zaman?Hayır yani anlamıyorum ciddi ortamlarda rezil olmadan rahat mı edemiyorsun?Amaçsız mısın nesin.
"Hep böyle midirsin?" arkamdan gelen sesle sıçradığım sırada "Hiii!" gibi anlamsız bir nida dökülüverdi dudaklarımdan.
"Korkuttum mu?Tahmin edemedim korkacağını.Çok pardon."
"Hayır,hayır.Korkmadım.Yani birazcık korktum ama çok değil."başımı umutsuzlukla sallayıp devam ettim:
"Yani demem o ki hayır korkutmadın. Ben kendimi kaptırmışım."Gülümseyerek yanıma oturdu.İkimizde boş futbol sahasına bakıyorduk.Bir süre daha inceledikten sonra içerisi aklıma dank etti.
"Ben içeri girsem iyi olur.Daha açıklamaları bile konuşamadık tam."Tam ayaklandığım sırada soru tınısı taşıyan cümlemi cevapladı:
"Serhat hocanın okulda işi varmış.Bu yüzden ayrılmak zorunda kaldı ve toplantıyı sonraya ertelediler.Beni de bunun için gönderdiler."
"Hepsi benim yüzümden yine bir çuval inciri berbat ettim.Panik anında aşırı konuşurum ben."Bakışları bana dönünce yerimden kıpırdandım.
"İnan bana orası gerçekten çok sıcaktı ve herkes stresliydi.Kendini suçlamana gerek yok,Beril."
"Adımı nereden biliyorsun?"Bu ne biçim soruydu böyle.Aşırı saçmalamaktan ölmezsem şükredeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYKIRI
ChickLitBilindik bir kurgu fakat her şeye aykırı bir karakter. "Dışı ne kadar sıradan görünsede içi bir o kadar aykırı. Bu kız sevilmek için mükemmel fakat aşık olmak için berbat bir seçim." "Anılar ile dolu eski bir sandıkda olabilirim,sonsuz bir hiçlikte...