~°Deniz°~

39 29 3
                                    

Gece'nin anlatımı ile...
Denize giderken yolda, Yıldız ı izliyordum. Arabada çalan şarkıya eşlik ediyordu. Herkesin yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Yıldız ın annesi gelememişti. Yada gelmemişti. Biliyordum. Yıldız ı hiç sevmiyordu. Oyüzden de, sırf Yıldız ı mutlu etmemek için gelmiyordu. Ama bunu söylemenin hiçbiri gereği yoktu.
Araba sahilin biraz uzağında durunca Yıldız arabadan indi. Hemen ardından bende indim. Babası Evren Tanrı sı da inince denize doğru yola koyulduk.
"Burası çok sakin. Ayrıca suyu çok temiz. Sanki kimse girmemiş gibi. " diye fikrini öne sürdü Yıldız.
"Bencede. " diyerek ona katıldım. Babası ise  sessizliğini koruyordu.
İçine mayosunu, üstünede beyaz bir tişört ve beyaz bir şort giymişti Yıldız. Kafasına ten rengi bir plaj şapkası takmıştı. Gözlerindeki siyah gözlük ile çok güzel görünüyordu. Ben ise siyah tişört ve siyah şort ile kombinimi tamamlanmıştım. Şortum deniz şortuydu ancak hiç belli etmiyordu.
Havlumuzu serip eşyalarımızı üzerine koyduk.
Tişörtümü çıkarırken, Yıldız ın vücuduma kaçamak bakışlar attığını gördüm. Hoşuma gitmedi de denmezdi. Tişörtümü yerdeki havluya attığım da dikkati dağıldı. Oda şortunu ve tişörtünü çıkardı. Eşyalarını havluya atarken, suya biraz girdim. Suyun ılıklığı beni şaşırtırken belli etmedim. Yıldız ın kokusu kulaklarımı doldururken arkamdan Yıldız ın arkamdan geldiğini anladım.
Suyun boynuma geldiği bir yerde durduğumda Yıldız ın ağzına geldiğini gördüm.
"Cüce kay buraya biraz. " derken geriye doğru geçip suyun göğsümün altın gelmesini sağladım. O ise somurtarak bu tarafa doğru geliyordu. Su köprücük kemiğinin hemen altındaydı.
Onu biraz inceleme fırsatı bulduğumda, saçlarından yüzüne doğru akan su onu daha güzel gösteriyordu. O anda kaşları çatılı iken birden düzeldi ve dudaklarına sinsi bir gülümseme yerleştirdi. Kaşlarımı çatıp ne yapacağını düşünürken birden suyu üzerime doğru atmaya başladı elleri ile.
Yüzünde ki sırıtış bir çocuğun gülümsemesine dönüşünce ciddiliğime bir ara vermem gerektiğini anladım.
"Yıldız, gözüme su kaçıyor! " diye mızmızlandım. O sırada arkamı dönmüş gözlerimi siliyordum.
"Girsin diye yapıyorum zaten! " diye bir kahkaha patlattı. Bakalım, birazdan da böyle gülecekmiydi.
Bende onun üzerine su atmaya başladım. Gözlerini sımsıkı kapatıp, su yüzüne gelmesin diye arkasına döndü.
"Bana fışrattığın bu suyu alır-" derken küfrünü böldüm. İmalı bir gülüşle,
"Yıldız! " diye haykırdım kızgın olmayan bir sesle. Hâlâ su atıyordum ona.
Ancak onu susturmamıştım. Çünkü susmak bilmiyordu!
"Müsait bir yerine sokarım! "
Diye yeni bir kahkaha fırlattı.
Ben su atmıştım ki o atağa geçti. Sudan kurtulmak için suyun altına indim. O sırada su atmayı kesip benimle birlikte suya daldı. Suda omzumu tutup nefessiz kalmamı sağlarken, gülmemek için kendini zor tutuyordu. Sevgilim, katilim olacaktı ya! Ellerini ölmek üzereyken tutup çektim. Ve yukarıya doğruldum. Nefes nefeseyken ona baktım. Busefer pis pis gülmek yerine uzaklaşmaya başlamıştı. Gözlerimi kısıp, başımı önüme doğru eğdim. Dudağımın ucu hafif kıvrılırken sadece birkaç saniye geçmişti. O ise hafif sesli gülerek başını iki yana sallıyordu. O sırada hızla suyun dibine girip ayakları tuttum. Yüzümde hâlâ o sırıtma vardı. Ayaklarını hâlâ  tutarken onu aşağıya doğru çektim. O sırada bir çığlık attı. Şükürler olsun ki çığlığı yarıda kesilmişti suya girince. Yoksa suyun altından bile kulak çınlatan çığlığı dünyayı sarardı. Yukarıya çıkmak için çırpınırken, ayaklarını tutarak bunu izin vermedim. Birden bana sarıldı. Elleri sıkıca boynumu sararken, şaşkınlıkla ellerim bacaklarından koynuma  düştü. Bundan yararlanarak yukarıya doğru çıktı. Hemen bende arkasından çıktım.
Kurtulmak için duygularımı kullanmıştı!

Sonunda gece olmuştu. Üzerimi giyinmiş, havluya sarılarak ayı ve yıldızları izliyorduk. Yıldız a döndüğümde ay ışığı yüzüne çarpıyordu. Gözlerinin kahverengisini daha güzel gösteren ay ışığı ile aynı yıldızlar gibi parlıyordu. Onu uzun uzun inceledim. Bu kadar güzel olmak zorunda değildi en azından. Bir şey hissetmiş olmalıydı bana döndü. Ay ışığı busefer yüzünün diğer tarafını aydınlatıyordu. O tarafını da inceledim uzun uzun. O tarafıda herzaman ki gibi mükemmeldi. O an aklıma Evren Tanrı sı geldi. Biz denizden çıkınca işinin çıktığını söylemişti. Anahtarı da bana vermişti. Bir araba çağırıp ona binip bir yere gitmişti. Ama eminimdi ki kızını kıskanmıştı. Bir zamanlar kızıyla benim gibi denizde eğleniyordu. Hâlâ da eğlenebilirdi ancak üzülmeden edemiyordu tabii. Yıldız Tanrıça sı hiç böyle ilişkilere girmemeşti.
"Bir şey mi oldu? " diye sordu tatlı bir merakla Yıldız.
"Hiç. " dedim i'yi uzatarak. O önüne dönünce ben dönmemiştim. Onun gibi bir manzara karşımda varken gözlerimi ayıramıyordum.  O ise ayı seyrediyordu. Çünkü ay yanlız görünüyordu.
Sanki parlak gecede ağlıyor gibi. Bir gün sabah olacağını bilsem bile Yıldız. Senin gökyüzünde yıldız gibi kalmak istedim...
Ah, Yıldız bu derin güzelliğin ve kalbin beni delirtiyor...
_______________________________

670 kelimelik bir bölüm ile karşınızdayımmm.

670 kelimelik bir bölüm ile karşınızdayımmm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
NİGHT of the STARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin