"Bize aynısından iki tane daha"
Sarışın çocuk başını kaldırırken kaşları çatık bir şekilde doğruldu. Elinde olan birayı kapanı ve tanıdık sesin sahibini merak etmişti. Gözleri bulanık bir şekilde karşısındakini tanımak adına kısılırken söz aldı.
"Harry?"
Sesine içkinin verdiği bozulmaya küfretti. Bazı harfleri yutmuş yeni konuşmayı öğrenen çocuklardan farksız görünmüş olmalıydı. Bu onu sinir ederken karşısındaki dağınık saçlının yüzünde gülümsemeye yol açmıştı."Bunu neye borçluyuz?"
"Güzel yüzüne"
Sarışın sırıttı."Bu mantıklı."
Yanındaki boşluktan faydalanıp oturan çocukla endişelendi. Sandalyeye yerleşen dağınık saçlının elinde ona uzattığı birayı alırken kaşları çatılıydı."Yine kim öldü?"
Harry bilmediğini gösterir bir şekilde omzunu silkti. Bakışlarıyla az ötelerinde değişik fantezileriyle sevişen ikiliye işaret etti."Bazılarımızın çocukluğu."
Draco buna kıkırdarken Harry tek kaşını kaldırdı."Ne oldu?''
Yeşil gözleri sırıtan çocuğun gülüşünde takılırken çocuk devam etti."Senin açından bir sorun olmamalı. Şimdiye kadar çocukluğunu kaybetmiş olmalısın."
Harry sırıtırken başıyla onayladı."Elde edemediğim birşeyi kaybedemem"
Draco sessiz kalarak çocuğa hak verirken birasını yudumladı."Ateşviskisinden sonra ağzına sürmezsin sanıyordum."
Alayı ile Draco boğazında kaçan yudumunu gizlemeye çalıştı. Yüzü kızarırken rahat nefes almaya başlayınca hıhladı. Harry yüzündeki sırıtışı büyütürken çocuk söz aldı."Viski içmiyorum,bira değil."
Harry sarışına sırıtırken etrafta dolaşan yeşil gözleri sarışının arkasındaki masada takıldı. Geldiğinden beri bakışları her yerdeydi ve bulunduğu yerden hiç memnun değildi. Tüm görgü kurallarının hiçe sayıldığı bir yerdi ki hayvanlar gibi ulu orta sevişenler bunun kanıtıydı."Hâlâ neden buraya geldiğini söylemedin..Dur,sen beni nasıl buldun?"
Sarışının çatık kaşlarıyla bir açıklama aramaya koyuldu. Yarım saat önce Remus ve Siriustan ayrılıp tünelden çıkarken tek derdi sarışının yanında olmaktı. Burada onunla beraber olursa sarışının geceyi bankada geçirmediğini kendi şahitliği ile kanıtlayabilirdi."Geziniyordum.."
Draco yüzündeki küçümseyici bakışına ek olarak tek kaşını kaldırırken Harry ensesini kaşıdı. Gerçekten geziniyor ve onca bar içinde başka bir ülkenin barında raslantı bir şekilde onu bulmuştu,öyle mi?"Hermione buraya yakın oturuyor. Oradan ayrılırken biraz yürümek istedim ve seni gördüm"
"Bu neden hâlâ burada olduğunu açıklamıyor."
Harry başını geriye doğru yaslarken konuyu değiştirme adına hızla söz aldı."Kalksak mı?"
"Kalkabilirsin izin veriyorum."
Çakırkeyif çocuğa gözlerini devirdi."Yanımda senin gibi biri varken kalabalıktan uzak durmam gerekir."
Sarışın çocuk acı bir şekilde sırıttı."Haklısın ne de olsa Malfoyla olmak sana yakışmaz. Onların gözündeki imajı yerle bir edemezsin.Muggle olsalar bile..."
Draco dudaklarını birbirine bastırarak yüzündeki sırıtışı bozdu ve söz aldı.
"..Utanırsın""Hayır,kıskanırım"
Aldığı cevap ile kasları kasıldı. Kendi sarhoş haliyle dediklerine de aldığı cevaplara da kaşlarını çattı. Ama kendini durduracak hali yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
E̶x̶c̶i̶t̶a̶t̶i̶o̶
General FictionHerşey 2 ağustos gecesine kadardı. Eğer Remus ve eğitimleri olmasaydı şu an hayata olmayacak çocuk için birçok şey değişmişti o gece. Cedric'in ölümünün ardından öyle yoğun bir psikolojiye giren çocuk kimse için önemli değildi. Ona verilen bir önem...