-9-

67 9 4
                                    

Nisa'dan;

Hava iyice soğuyunca aşağı inmiştik. Şuan müdürün odasındaki rahat koltuklarda oturuyorduk.

Ortamın sıcak olması beni iyice mayıştırırken, gözlerimi zorla açık tutuyordum.

Ama daha fazla dayanamadım ve uykunun esiri oldum. En son hatırladığım şey başımın yumuşak bir yere düşmesiydi.

Çağrı'dan;

Nisa'nın başının omzuma düşmesine kısa bi an şaşırmıştım, kafamı eğip baktığımda ise uyuya kaldığını gördüm.

O kadar tatlı duruyordu uyurken, onu böyle sonsuza kadar izleyebilirdim...

Yaklaşık bir buçuk saat geçmişti, omzumdaki kafa yavaşça hareket etti ve kalktı.

Nisa'dan;

Uyku sersemliği ile bir an nerde olduğuma şaşırmıştım. Bi dk ben Çağrı'nın omzunda mı uyudum.

İyi bok yedin kızım Nisa.

Çağrıya baktığımda bana gülümseyerek bakıyordu bakışlarımı kaçırdım ve "Özür dilerim bi an uyuya kalmışım"

Evt Nisa bir buçuk saat bi an uyuya kaldın zaten.

Çağrı bana gülümseyerek "Sıkıntı değil, sorun etme" dedi.

Ama benim bu dediğini düşünemeyecek kadar önemli bir sorunum vardı.

Tuvaletim gelmişti!!!

Yarına kadar dayanabilmek için sıvı tüketmemeye çalışmıştım o kadar ya.

Aynen zaten en büyük bardak kola ve yarım litre suyu ebem içti Nisa.

Çağrıyla nasıl olucaktı
bilmiyordum ama daha fazla dayanamazdım.

Tuvaleti kendimizin halledeceğini söylememişlerdi ama bize

"...Geri kalan tüm sorunlardan binanın içinde siz sorumlu olacaksınız." Çakma Acun abimiz demişti hani.

Öf ya ben bunu düşünmedim ki hiç acaba yarın kaçta geliceklerdi ki
"Çağrı yarın görevliler kaçta gelicek biliyor musun?" diye sordum.

Bana döndü ve "15.00 gibi demişlerdi ne oldu da?"
Ne olcak altıma yapmak üzereyim. Büyük bir utançla Çağrı'ya döndüm ve "Çağrı benim şey"

"Ney?"dedi.
"Tuvalete gitmem gerek"diyince Çağrı hafiften kızardı ve "Dayanamaz mısın?" diye sordu.
"Hayır" diye net bir şekilde cevapladım.

Yavaşça yerinden kalktı ve alt kata indik. Beraber içeri girdik, ben bir kabine girerken tek kolum dışarıda kalacaktı mecbur.

Çağrı ben içeri girerken ondan rahatsız olmamam adına kulaklığını takmış ve telefonuna odaklanmıştı. Yani inşallah öyleydi.

Yavaşça klozete oturdum ama klozete oturma şeklim aşırı saçmaydı. Tek kolum havada ben ise kolumdan dolayı hafif öne yatık şekilde duruyordum.

Büyük bir utançla işimi
bitirip çıktım. Elimi yıkayıp dışarı çıkınca Çağrı kolumu çekiştirdi ve "Buraya kadar geldik benimde tuvalete gitmem lazım" diyerek az ilerideki erkekler tuvaletine sürükledi beni.

İçeri girince önce bana döndü ve kulağındaki kulaklıkları çıkarıp kulağıma taktı. Telefonundan ise daha önce bana attığı Sıcak Şarap şarkısını açtı.

Çağrı da işini bitirdikten sonra yine müdürün odasına döndük. "Çağrı, bence şu koltuğuda şuraya yanına çekelim, arada boşluk kalsın öyle yatalım." diyerek fikrimi öne sürdüm.

Çağrı "Sen öyle istiyorsan öyle olsun" diyerek, koltuğu çekti.

Koltuklar hazır hale gelince ışığı kapatıp, yavaşca uzandık. Aradaki boşluktan ise kelepçeli ellerimiz sarkıyordu.

"İyi geceler Nisa Gece."
"İyi geceler Çağrı Yıldız."

Gözlerim yavaşça kapanırken gördüğüm son şey yeşillerinin içinde kaybolabileceğim gözlerdi.

...

KELEPÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin