On birinci bölüm

141 10 2
                                    

Allan'ın ağzından

"Sör Allan, biraz ani bir soru olacak ama benimle cidden evlenir misiniz?"

Ne? Doğru mu duydum? Şaka yapmıyordu yüzü ciddiydi. Ne söylemeliydim, nasıl cevap vermeliyim!

"Leydim neden sizinle evlenmem gerektiğini düşünüyorsunuz, istediyseniz benden daha iyisini bulabileceğinizi düşününüyorum."

Evlenmek gibi bir planım yoktu. Düşünmek için zamanım yoktu desek daha doğru olur. Leydi ile evlenmek istesem bile direkt 'evet' diyemezdim, kaba olurdu. İlk olarak sebebini sormam lazım, hadi leydim cevabınızı çok merak ediyorum.

"Sör Allan, benim için sizden daha iyisi yok. Anlayacağınız üzere mevkim yüzünden çoğu şeyler ile uğraşıyorum ve sizinde öyle olduğunu düşünüyorum... Ah bitirmeden, kısa süreli tanışıklığımızda da sizden çok hoşlandığımı da söyleyebilirim."

İlk başlarda gayet normal bir açıklama yapıyordu ancak sonda söylediği cümleyi utanmadan nasıl söyledi? İnanamıyorum bu kadın cidden ayrıydı. İnsanların aklına nasıl gireceğini çok iyi biliyor bundan faydalanıp beni de kendi ağına düşürmüştü. En azından yeteneğim sayesinde doğru söyleyip söylemediğini anlıyordum.

"Leydim, neden bahsediyorsunuz? Daha yeni tanıştık, bana kolayca güvenebilir misiniz?"

Gözleri üzerimde oyalandı, yüzümün her noktasına baktı. Kafasını hafif eğip elini kafasının altına doğru yerleştirdi. Gözleri başka yere doğru bakarken bana hitaben konuşmaya başladı.

"Birisini tanımak için güven gereklidir elbette. Ama bu tanımadığınız kişi için geçerlidir, belki siz beni tam tanımıyor olabilirsiniz ama ben sizi tanıyorum, bahsetmekten sıkılmayacağım kadar tanıyorum sizi. Belki yalan gibi geliyordur ama benim için siz kurtuluş gibiydiniz."

Doğru söylüyordu, cidden doğru söylüyordu. Ama ben onun için ne yapmış olabilirim ki, kendimi bildiğimden beri büyü kulesinden dışarı bile çıkmamıştım tek yaptığım kardeşimin hastalığına çözüm aramaktı. Tek yaptığım şey buyken onun için nasıl kurtuluş olabilirdim?

"Leydim, dediğiniz şeyler benim için bilinmeyenlerden ibaret ama lütfen öğrenmem için izin verin ve bana şanş verin." Masadan kalkıp yanına giderek onu ayağa kaldırdım elini tutup öptüm ve devam ettim;

"Leydi Espera benimle evlenir misiniz?"

Küçük bir büyü ile gökten gül yaprakları yağdırdım.

Belki karar vermek için çok erkendi ama farkındaydım. Aşıktım. Ona aşık olmuştum.

Pera'nın ağzından

Ciddi bir şekilde benimle evlenmek isteyip istemediğini sordum. O ise sebebini, ona verecek binlerce sebebim vardı ama onu sevdiğimi söylemek daha cezbediciydi.

Ona nasıl güvenediğimi soruyor, bütün gerçekleri bilseydi, neden güvendiğimi anlayabilirdi. Her şeyi anlatamam tabii yine de bir iki bir şey söyliyebilirim.

"Birisini tanımak için güven gereklidir elbette. Ama bu tanımadığınız kişi için geçerlidir, belki siz beni tam tanımıyor olabilirsiniz ama ben sizi tanıyorum, bahsetmekten sıkılmayacağım kadar tanıyorum sizi. Belki yalan gibi geliyordur ama benim için siz kurtuluş gibiydiniz."

Farkında olduğum bir şeyi atlıyor olabilirdim ama güvendiğim tek şey vardı. Allan'ın yeteneği benim hakkımda çok az bilgi veriyordu, yarı melez olduğum için bende tam kapsamlı çalışmıyordu.

Pera yanlışlıkla oluşmuş bir fetüstü, büyücü yanlışlık yapmasaydı pera'yı çok kötü bir hayat bekliyordu. Büyüyü yapan kişiyi ise küçük Allan durdurmuştu, dediğim gibi Allan benim kurtuluşumdu. O gün orda olmasaydı bugün konuşuyor olamazdık.

Leydi yeniden doğdu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin