"Allah kahretsin böyle yağmuru!"
Okuldan yeni çıkmıştım fakat yağan sağanak yağmur nedeniyle yürümekte zorlanıyordum. Ne yazık ki yanımda şemsiyem yoktu ve bir esnaftan izin alıp sığınmaya utanıyordum. Okuldan biraz uzaklaşınca camı açık bir kulübe gördüm. İçeriden ses gelmiyordu. Hızla kulübenin yanına gidip pencereden içeriye girdim. Birkaç tane odası vardı. Herhangi bir odadan gelen inleme sesiyle irkildim. İnleyen kız değil erkekti. O da benimle aynı durumdadır diye düşünerek ses gelen odanın kapısını açtım, açmaz olaydım...
"HIAAĞĞ ANANI SİKİM!"
Odanın içinde resmen iki tane erkek sevişiyordu. Hızla kafamı çevirip arkama döndüm.
"Sen bulduğun her eve giriyor musun?"
"Dışarıda çok yağmur var kör müsün?"
Konuşurken elim ayağım titriyordu. İlk defa böyle bir şeye şahitlik ediyordum. Tamam, sanaldan bir sürü sexting yaptım kabul ediyorum fakat hiç bu kadar utandığımı hatırlamıyorum.
"Haberim yok fakat sende iyisin."
"Nasıl?"
"Sende gel diyorum aptal."
"Ne ara aptal oldum?"
"Aptalsın, benim aptalımsın."
Söylediği şey beni şok ederken o yataktan kalkmış yanıma geliyordu. Nazikçe yüzümü okşadı.
"Ben ne zamandır senin oluyorum pardon?"
"Az önceden beri?"
"Bunu kaç kişiye daha söyledin?"
"İlk sensin desem ne derdi-"
"Hayır bana da dedi!"
Yataktaki çocuğun konuşmasıyla kahkaha atmam bir olmuştu. Resmen şuan da bir rezilliğin ortasındaydım.
"Demekki ilk ben değilmişim.."
"O zaman orosbum ol."
"Bana diyene bak, yalaktan çıkmış köylüye benziyorsun."
Yataktaki çocukla birlikte gülerken bir şey fark etmiştim. Bu çocuk yeni gelen dokuzuncu sınıflardandı. Yanına yavaşca yaklaşıp yatağın kenarına oturdum. Sessizce çocuğa bir şey sordum.
"Bu yavşağın adı ne?"
"Lee Minho.."
Bir kapının oradaki adama bir de karşımdaki çocuğa bakıyordum. Ya para karşılığyla altına almıştı, ya da zorba bir öğrenciydi.
"Dokuzuncu sınıf bir öğrenciyi altına almak hiç yakışıyor mu sana Lee Minho?"
Minho şok içinde gözlerime bakarken ben ona alay eder gibi bakıyordum. Tekrardan yanına gidip konuşmaya başladım.
"Bu masum çocuğun hiçbir suçu yok, bırak gitsin."
Dediğimle birlikte çocuğa kafasıyla 'çık' işareti yapmıştı. Çocuk apar topar giyindikten sonra kulübeden çıkmıştı. Minho da benim üzerime doğru yürümeye başlamıştı. En sonunda yatağa düşmüştüm.
"Söyle bakalım, adın ne senin?"
"Yarranın başı."
Şimdiden gıcık olmaya başlamıştım. O kahkahalar atarak gülüyordu. Çok mu komik bir şey söylemiştim? Şahsen hayır.
Minho hala gülerken gözümü devirip konuşmaya başladım.
"Çok mu komik orosbu çocuğu?"
O sözümle birlikte ilk darbemi yüzümden yemiştim. Minho yanağıma sert bir şekilde tokat atmıştı.
"Duyamadım? Bir şey mi dedin?"
Kafama 'hayır' manasında sallayarak kurtulmaya çalışmıştım fakat sanırım başarılı olamayacaktım. Bu adam tam bir psikopata benziyordu. Yanıma gelip oturdu, çenemi okşamaya başladı.
"Şunu bil çocuk, bu iş daha burada bitmedi."
Üstünü giyinip odadan çıktı. Ben niye böyle bir işe girdim? Ama ben nereden bilebilirdim? Neyse, hadi hayırlısı...
OYYYYY OYYYYYYY NE YAPIYOSUN MİNHOOO
Şimdi, bu Jisung kulübede kalsın mı, kalmasın mı?
Diğer bölüm smut olsun mu, olmasın mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heavy Rain/ minsung
FanfictionHan Jisung, okuldan dönerken sağanak bir yağmura yakalanır. Sığınacak bir yer ararken penceresi açık bir kulübe görür. İçeriye girince okulundan birisiyle sex yapan Lee Minho'yu görür fakat başına geleceklerden habersizdir.