Bölüm muziği: Can Ozan- Toprak Yağmura
........................................................................
Yağmurlu bir gündü.Ben koşa-koşa işe gidiyordum.Yanıma ne şemsiye almıştım ne de mont.Koşarak parkın içinden geçerken önüme bakmadığım için birine çarpmıştım.Düşerken bağırdım,yerdeki su birikintisinin üstüne düşmüştüm.Elimdeki kitaplar da yere düşmüştü.Kafamı kaldırıp bakdığımda kafasını bana çevirip bakan uzun boylu bir adam gördüm.
Elini bana uzatıyordu..Adamın yüzüne baktığımda yüzünü göremedim.Şapka takmıştı ve şemsiyede yüzünü kapatıyordu.
Eline uzanıp elini tutdum...Kitaplarımı yerden aldım,ayağa kalktım ve konuşmaya başladım."Çok özür dilerim.İşe geç kaldığım için önüme bakmadan koşuyordum.."
Adam biraz bana baktı..sonra kafasını "anladım" manasında salladı.
Yüzüme bakmadan arkasını döndü ve uzaklaşmaya başladı.
Arkasından bakarken telefonum çaldı.
Telefonun sesiyle irkildim.Elimi cebime atıp telefonumu çıkardım.
Telefonu açıp konuşmaya başladım."Efendim?"
"Olum sen nerdesin?!Geç kaldın!"
"Biliyorum zaten işe geliyorum!"
"İyi tamam çabuk gel bak!"
"Tamam geliyorum işte!Kapat."
Dedim ve telefonu kapattım.Telefonu hızla cebime koyup koşmaya başladım...
•
•
•
İşe sonunda gelmiştim.Patrondan azar yezesem de işimin başına geçip çalışmaya başladım.Benim çalıştım kafe'nin müşterisi baya çok oluyordu.Burası çok huzurlu bi kafeydi.Ben kafeye gelen müşterilerin siparişlerini alıp,istediklerini getiriyordum.
"Şşt!"
"Hm?"
"Niye geç geldin lan işe?"diye sordu Hüso.Evet..kendisi benim en yakın arkadaşım..yada kardeşim diyebiliriz.
"Güneyin bana verdiği kitapları getiricektim,onları bulana kadar öldüm resmen.."dedim.
"Vallahi şaşırdım..senin herşeyin yerli yerinde olur normalde.."diye cevap verdi.
"Eh....Bide..Bahar nerde?"diye sordum.
"He o bu gün izinli.İzmirden gelen arkadaşıyla görüşücekmiş."
"Hee, tamam."
Biraz daha konuştukdan sonra yeni müşteriler geldi ve bizde siparişlerini almaya gittik.
.....................
3 saat sonra
.....................Müşteriler biraz azalmıştı nerdeyse 3-4 müşteri vardı.Çünki bu saatlerde çoğu kişi işe,okula gidiyordu.Bizim kafe 7-de açıldığı için biz saat 5-den uyanıp,kafeye 6-da geliyorduk ve kafeyi hazırlıyoduk.Biz kenarda sohbet ederken birinin bize yaklaştığını gördüm.Bu kişi Güneydi.
"Selam gençler!"diye birden bağırdı Güney.Hüso irkilsede sonradan Güneye sinirle baktı.
"NE BAĞIRIYON OÇ?!"diye bağırdı.
"Hüso..bağırma müşteriler var.Sende Güney."
Güney "özür dilerim" desede Hüso hala sinirliydi.O çok yüksek seslerden korkar ve rahatsız olur.O yüzden bu kadar sinirli.
"Aaa!Senin bana verdiğin kitapları getirmiştim!Bekle burda, hemen getiriyorum!"dedim ve kasanın arkasına keçip oradaki masanın üstünden kitapları alıp onların yanına geldim.
"Al,çok teşekkür ederim!"dedim ve gülümsedim.
"Aha!Ne demek..her zaman."dedi,yüzü yüzünde samimi bir gülümseme vardı. Ama nedense davranışında biraz değişiklik var gibiydi.
Herneyse.Söhbetimiz devam etti böyle."Ee, Bahar nerede?"-Güney
"O izmirden gelen dostuyla görüşmeye gitti."-Okan(baş karakter)
"Bu gün izinli yani."-Hüso
"Anladım..Ee işten sonra bara gidiyormuyuz?"-Güney
"Hayır."-Okan
"Seni zaten biliyoruz Okan,ben gelirim Piç kurusu"-Hüso
Derin bir nefes alarak elimi alnıma vurdum.
"Tamam o zaman!Giderken Okanıda evine bırakırız!"-Güney
"Plan yapılmıştır!"-Hüso
"Hadi o zaman,çabuk olun!Biz işimize bakıyoruz Güney sende gidiyorsun dünki işini hallediyorsun.HADİ!"-dedim.
"Tamam, tamamm~!"-Hüso
"Tamam o zaman sonra görüşürüz!"Dedi Güney, ve el sallayarak kafeden çıktı.
•
•
•
İşimiz bitmişti.Son birkez daha herşeyi kontrol ettikten sonra kafeden çıktık.Patron kafedeydi zaten, anahtarlarda ondaydı, kendisi çıktığında kapatacaktı kafeyi.Yani bizlik birşey yoktu.
Dışarıda 2-3 dakika bekledikten sonra Güney geldi.Onun arabasına bindik.Beni evimin önünde bıraktılar.Onlarla vedalaşıp eve girdim.Eve girdiğimde her yerin dağınık olduğunu gördüm,sanki evde bomba patlamıştı.Bunun kimin yaptığını çok iyi biliyordum.Sinirle içeri girdim ve koltukta bir diva gibi oturan Zeytini gördüm.Kedim Zeytin, tanışın.
"Yine mi?!"diye sinirle bağırdım.
Bu pofuduk tatlı şeye de kızmak olmuyorduki.Sinirle nefes alıp gidip üzerimi değiştirdim.Sonra evi toparlamaya başladım.He bide Zeytini evde yalnız mı bırakıp gittin derseniz,hayır.Komşuma söylemiştim bakmasını ama onuda korkutup kaçırmış..cık cık.Hiç değişmiyo bu Zeytin.Evi temizlemeyi bitirdiğim zaman ne kadar sinirli olsamda Zeytine de yemek koydum.Kendimede yemek ısıtıp yedim.Sonra koltuğa oturup Televizyonu açtım.Yine saçma dizilerden biri çıktı karşıma. Evlenme programları,diziler,yarışmalar derken,zaman geçti.
Herneyse, Televizyonu başka kanala çevirdim.Şimdi de master chief izliyorum..Biraz daha televizyon izledikten sonra,televizyonu kapatıp odama gittim.Kapımı kapattım kendimi yatağa attım.Bu gün çok yorulmuştum.Zeytin de benim yanımda yatıyordu.Bu gün tanıştığım daha doğrusu gördüğüm adamı düşündüm..benimle konuşmamıştı bile..ama yani eğer konuşmak istemiyorsa ona bunu zorluyamam deyilmi?..belki de o böyle rahatdır..ama..çok garip bir adamdı..yüzünü göremedim ama oldukça uzun biriydi.Lacivert bir mont giymişti..gerçi böyle silahlı dizilerde "tehlikeli" adamların giydikleri montlara benziyordu..siyah bir pantolonu siyah şapkası ve siyah bir şemsiyesi vardı..baya çok siyah varmış..he bide ayakkabısı da siyahtı..yere düştüğüm için en yakından onları gördüm tabi..
Bide su birikintisinin üstüne düşmüştüm..off..gün boyunca zorla kuruttum götümü!
Herneyse...çok düşündüm..artık zıbarma vakti..Zeytine sarılıp uykuya daldım..Merhaba arkadaşlar!Evet..yine yeni bir hikaye...ama bu sefer karakterleri ben yaptım ve kendi hikayem..yani ben yazdım manasında.Herneyse size kısa şekilde anlatayım.Okan hikayenin baş karakteri,onun en yakın arkadaşları Hüso ve Bahar.Baharı diğer bölümde görüceksiniz.Güneyde Okanın arkadaşı.Okan yalnız yaşıyor ve bir kedisi var.Okanın çalıştığı kafe küçük ama çok müşterili bir yer.Bu kadarını anlatdım kalan hikayeyide birlikte okuyacağız.Şimdilik görüşürüz kendinize iyi bakın bays~★❣️