Love and Pain (Vampire)
Edvard Munch (1895)(...)
07.03.1805
Adaya geldiğimizden beri iki hafta geçti. Araştırmalarımız hiçbir sonuç vermiyor; aksine, bu ada da eli kolu bağlı, iki-üç günde bir kim kaybolacak korkusuyla yaşıyoruz. Ada halkı tarafından ellerinde bir sepet dolusu çörekle gönderilen genç kız ve kardeşini son görüşümü hiç unutamıyorum. Ormanda devriye gezdiğimiz gün kanlı kıyafet parçaları bulduk. Kıyafetler iki kardeşe aitti, bundan hiç şüphem yok.
Ne ile karşı karşıya olduğumuzu bilmiyoruz. Grubun gözünü kapatıp uyumaya dahi güveni yok artık. Bu satırları kayıt altına alırken dahi bir gözüm hep sisli ormanın derinlerine kayıyor. Etrafı kontrol ihtiyacı duymaktan ve tehlike altında olduğumuz hissiyle kafayı yemek üzereyiz. Araştırma için gönderildiğimiz gün on kişiydik. Şu an ise sadece üç kişiyiz. Sadece üçümüz görevi terk etmedik ve burada kaldık. Yüzlerimiz bembeyaz ve gözlerimiz kan çanağı. Kızların getirdikleri peksimetleri yemeye dahi ne iştahımız var ne de yüreğimiz kaldırıyor.
...
23.03.1808
Bugün ormanda bir grup gençle karşılaştık. Ormanın alt tarafındaki tarlalarda çalışmak için gelmişler. Ormanın içindeki kestirme yolları kullanarak adanın diğer tarafına kısa zamanda gitmeye karar vermişler. Yolları bizimle kesişince ada halkı tarafından gönderilen yiyeceklerimizin birazını paylaştık. Bölge hakkında bize oldukça değerli bilgiler verdiler ve eski bir un değirmeninden bahsettiler. Değirmen bu bölgeye oldukça yakın ve soğuktan korunmamız için iş görür vaziyetteymiş. Fikir benim aklıma yatmadı ama arkadaşlarım bu konuda ısrarcı. Araştırmadan bir şey çıkmayacağını, bulunduğumuz bölgenin sakin olduğu ve konum değiştirmemiz gerektiğinde ısrarcılar.
...
12.04.1810
Bu sabah gelen ulak, Atina'nın görevi sonlandırdığını bildiren bir yazı iletti. On kişinin payı kalan son arkadaşımla bana eşit miktarda bölünmüş. Eğer akıllı kullanır ve yatırım yaparsam, bu altınlarla güzel bir hayat kurar ya da on yıl kadar orta rahatlıkta yaşarım.
Ada nüfuzu söylentiler ve lanetlenme düşüncesi yüzünden oldukça düştü. Koskoca konaklarını dahi yok fiyatına satıp kaçmakta insanlar. Oysa ormanda yabani hayvanlar dışında hiçbir tehlike yok. Vakaların yabani hayvan saldırısı olduğuna eminim.
Atina'ya dönmek için hiçbir sebebim olmadığından, ada kilisesine hizmetimi sunmak ve sakin bir hayat yaşamakta kararlıyım. Zaman içinde ada halkıyla da samimiyet kurdum. Bir de çarşıya her gidişimde aynı noktada gördüğüm o güzel kadın var. Sol gözü mavi, sağ gözüyse yeşil. O gözleri gördüğüm ilk günden sonra kalbim eskisinden daha hızlı ve her renk daha anlamlı. Bu satırları yazarken içimde tuhaf bir sevinç var. Şimdiden satın alacağım arsayı belirledim. Yapacağım evin içinde ismini dahi bilmeden âşık olduğum kadının gezindiği hayaliyle kaç gün geçirdim, bilemiyorum.
...
17.05.1811
Bunca zamandır ada halkına ve bana zarar veren güzel karımla sonunda bugün yüzleşeceğim. Bir yıldan fazla zamandır onunlayım ve hareketlerindeki tuhaflığı bilgilerimle karşılaştırınca, onun bir vampir olduğuna eminim. Yediğini kustuğunu fark ettiğim günden sonra onun yanından ayrılmadım ve gözlerimin önünde eridiğini gördüm. Bize hayat veren ekmek ve su onu resmen kurutuyor, hasta ediyordu.
Kilisenin acil çağrısı için karımı ölüm döşeğinde bırakmış ve evden ayrılmıştım. Yaklaşık iki saat sonra eve döndüğümde, karımı canlı kanlı karşımda buldum. Can çekişen kadın gitmiş yerine ilk günkü gördüğüm kadın gelmişti. İşte o an dünyam başıma yıkıldı ve karımın bir vampir olduğunu anladım. Kızıl saçları batan güneşi anımsatan ölümcül güzelliğim, ölümün vücut bulmuş haliymiş meğer. Bu zamana kadar bana zarar vermiş olmaması ve bana aşkla bakması hiçbir şey değiştirmez. Kayıpların ve ölümlerin onunla ilgili olduğunu düşündükçe mideme kramplar giriyor. Karım, Atina'nın saptadığı vampir özelliklerinin neredeyse hepsini taşıyor; Kiliseyi hiçe sayarsam, tanrımı hiçe sayarım.
Yazımı burada noktalayıp karımın kalbine bir kazık sokmadan önce, günlüğümü kilise de en güvendiğim kişiye teslim edeceğim. Bu işin sonunda sağ kalırsam, deneyimlerimi ve gözlemlerimi anlattığım, vampirler hakkında yanlış bilinen çoğu hurafeyi ortadan kaldıracak bir derleme yazacağım.
-SON-
Eser Sahibi: Kilise hizmetkarı, Atinalı Leonidas
Eser Yılı: 1805-1811
Eserin Kayıtlı Olduğu Yer: Eğitici Kaynaklar Kitaplığı,
St. Antuan Kilisesi, İstanbul/Türkiye
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KYS) Ekklesia Ankáthi (GxG)
Fantasi"Tanrı'nın kutsal ışığında parıldayanın yozlaşması an meselesidir. İblis, melek ya da insan; düşünen her varlığın en ilahi laneti, Tanrı'nın sunduğu üstün mevkiyi ve gücü, kendi iradesiyle dengede tutmaya çalışmaktır." Vatikan'a bağlı iblis melezi a...