eğlendin mi?//xiaother Fanfic

yanfei.

Yanfei ve hu tao ayrılalı 3 gün olmuştu. Hu tao bu duruma çok üzülüyordu. Önceki neşeli ve sevecen halinden hiç bir eser kalmamış gibiydi. Ne yapacağını şaşırmıştı. Onu böyle görmek herkesi üzüyordu.

Yanfei'in de bu duruma üzüldüğü her yanından belliydi ama bizimle konuşmuyordu.

Yanfei ayrıldıklarından beri xingqui ile takılıyordu. Xingqui ile baya bi ortak noktaları vardı sonuçta. En çok ta kitap okumayı seviyorlardı.

Xingqui'da yanfei'ye sormuştu, ne zaman barışırsınız? Diye ama yanfei sadece bu soruları geçiştiriyordu. O da en az hu tao kadar üzülmüş olmalıydı fakat bunu saklamakta iyidi. Herkes o çiftin birbirlerini ne kadar sevdiğini biliyordu.

Hu tao'yu böyle görmek hiç alışık olduğum, hatta olduğumuz birşey değildi.

Xingqui ara sıra yanımıza gelip hu tao'ya ne yapması gerektiğini söylüyordu fakat hu tao bunu yapacak kadar öz güveni yoktu şuanda. Biraz beklicem öyle yapıcam diyordu.

Xingqui hu tao'nun yanına oturdu. "Hey tao, yanfei seni hala seviyor ama kırgın işte. O da farkında senin bu hallerini hatta gözleri falan doluyor gördükçe. Bence artık bi barışın ya" dedi.

Hu tao kafasını olmulu anlamında salladı. "Tamam. Yarın konuşucam!" Dedi kararlı bir ses tonu ile ve hepimiz sevindik.

"Şey neyse kitap okumak için bankaların orada buluşucaktık, benim gitmem lazım görüşürüz!" Dedi xingqui ve yanımızdan ayrıldı.

Hu tao "eskiden hep o banklarda otururduk." Hu tao güçsüz bir gülümseme koydu yüzüne.

"Ya merak etme yarın seni illa affeder, ben bunun bu kadar uzayacağını bile düşünmüyordum. Yakında tekrar o bankalarda oturursuz" dedi lumine umut dolu bir sesle.

"Şey konu ile alakasız olucak ama... amber, xiao ve venti nerde..." Diye sordum.

"Bilmiyorum ki" dedi hu tao. "Kantin ya da tuvaletelerdir." Diye ekledi daha sonradan.

"Hadi yanlarına gidelim" lumine dedi ve sıramızdan kalktık.

Onları bulmak için yürümeye başladık. Hu tao ve lumine havadan sudan konuşuyorlardı ben ise sadece dinliyordum.

Bi an venti arkamızdan çıktı. "Saklambaç oynuyoz" dedi.

"Kaç yaşındasınız amk üniversiteye gidiyoruz ÜNİVERSTE." Dedi lumine

"Allah Allah oyniyamazmıyız. Amber ebe oldu biz saklanıyoz xiao ile bir daha ki tur sizde oynasanıza" dedi venti kocaman bir gülümseme ile.

"Ya ben buna cidden bi gün çarpıcam amk" lumine'ye bakarak söyledim

"Ben senden önce çakıcam" Diye karşılık verdi lumine

"Yo ben"

"Yo ben"

"Yok ben"

"Kes ben"

"İkinizde kesin amk ilk ben çakıcam" hu tao araya girdi. Sanırım son günlerde bu karardan fazla mutluluk olmuyordu. Ama bu güzel birşey, demek ki yavaş yavaş daha multu oluyor.

"Evet ilk hu tao çakıcak bana" venti sırrtı ve hu tao kafasına çarptı. "Şimdide gerçekleşti." Venti gözlerimi kısıp dedi ve gülmeye başladık.

Bir anda bahçeden bi çığlık duyuldu.

"YARDIM EDİN LÜTFEN!" Bu... xingqui'nun sesiydi. Sesi çok titriyordu. Nolduğunu anlamak için bahçeye konuştuk.

Bir de ne görelim... yanfei yerde yatıyor ve xingqui yardım çağırarak onu sarsıyor. Hu tao yanfei'yi gördüğü anda koşa koşa ikisinin yanına gitti.

Yanfei'yin kafası

...

...

Yanfei'yin kafası... kanıyordu...

Hu tao bunu görünce ağlamaya başladı. "BİRİ AMBÜLANSI ARASIN! YALVARIRIM" Hu tao bağırdı.

"BİRİ İTTİ ONU! ÇA-ÇATTI KATINDAN! GÖRDÜM, KAFASINI GÖRDÜM!" Xingqui'nun sesi titriyordu ve ağlıyordu.

Tam o sırada amber geldi yanfei'yi gördüğü anda dona kaldı. Onunda gözleri doldu.

Hu tao bağıra bağıra ağlıyordu. Bizim telaşı görünce diğer öğrencilerde etrafımıza dolaştılar. Herkesin ağzı açıktı. Kazuha ve scara ambulans ile gelen görevlileri olay yerine doğru yönlerdi ve yanfei'yi hemen ambulansa taşıyıp hastaneye gittiler.

Tam o sırada xiao geldi.

"Ne... Nolyor? Ambulans neden burda... HU TAO NEDEN AĞLIYORSUN?" Xiao hu tao'yı gördüğü anda yanına koştu.

"Ya-tanfwi-" Hu tao ağlamaktan konuşamıyordu.

Xiao yerdeki kanı görünce telaşlandı. "Hu tao noluyor? Neden yerde kan var? Şaka falan mı yapıyorsun kameralar nerde!?!" Xiao bağırmaya başladı.

Kazuha "Yanfei yerdeydi. Xingqui'nun dediğine göre biri onu çatı katından itmiş. Kafasını görmüş. O yüzden yere düşmüş" kazuhanın sesi titriyordu.

Hu tao ağlayarak birşeyler söylendi ama kimse hiç birşey anlamıyordu.

Yanfei'yi kim öldürdü, neden öldürdü... hiç birşey bilmiyorduk. Ama bunun cevabını bulmalıydık.