Felix yüzüne vuran güneş ışığıyla yüzünü buruşturup yatakta arkasını döndü. Uyanmak gibi bir niyeti yoktu. Kısa bir süre daha yattıktan sonra bir anda gözlerini açtı. Komodininin üzerinde duran telefonunu alıp saate baktı. Derin bir iç çekti. Saat henüz 8 bile olmamıştı. Bir anda geç kaldığı korkusuyla bütün uykusu kaçmıştı. Yavaşça yatakta doğruldu. Önce bir duş aldıktan sonra hazırlanma kararı aldı. Adımlarını doğruca banyoya yönlendirdi. Sıcak bir duş aldıktan sonra kendine gelmişti. Odasına gidip üzerine siyah boğazlı bir kazak giydi. Altına da siyah kotunu giymişti. İlk gün için mümkün olduğunca şık ve iddiasız bir görüntüsü olmasını istemişti. Aynadan sarı saçlarına baktı. Hafiften dipleri gelmiş olması biraz canını sıkmıştı. Aynadaki görüntüsüne göz devirdi.
''Bir yarı bekçi olarak doğabiliyorum ama genlerim sadece asyalı geni oluyor. Ne olurdu doğuştan sarışın olsaydım.'' Dedi.
Yüzüne şeytani bir gülümseme yerleştirdi.
''Acaba saçlarımı yok edip sonra sarı olarak var edebilir miyim?''
Kendi kendine yaptığı bu saçma monoloğun ardından aşağı inip kahve yapmaya karar verdi. Mutfak camından dışarı baktı. Hava aydınlık ve açık gözüküyordu. Felix gördüğü görüntüden oldukça memnun kalmıştı. Kahvemi alıp bahçede içebilirim diye düşündü. Anahtarını cebine koyup elinde fincanıyla kapıdan çıktı. Yüzündeki gülümseme bir anda solmuştu. Çünkü bahçelerindeki çardakta ona gülümseyerek bakan üç adet bekçi vardı.
Önce bakışlarını ona aptal aptal sırıtan Hyunjin'e çevirdi. Ardından hemen yanında oturan siyah saçlı kıza. Bir süre kızı inceledi. Kız bacak bacak üzerine atmış, kollarını göğsünde bağlamış kafasını eğmiş bir şekilde yüzünde soğuk bir gülümseme ile Felix'e bakıyordu. Bu sefer bakışlarını üçüncü bekçiye çevirdi. Oldukça minyon ve tatlı bir kızdı. Hyunjin ve diğer kıza göre daha sevimli ve samimi bir görüntüsü vardı. Benim evim bekçilerin buluşması noktası falan oldu herhalde diye düşündü.
Aradan yaklaşık 10 dakika geçmişti. Karşısında ellerinde kahve bardakları ile 3 bekçi doğrudan Felix'e bakıyordu. Bir şey içmelerine gerek olmadığı halde birde kahve içmek istemişlerdi.
''Ee bu gördüğüm saçma görüntüyü tam olarak neye borçluyuz.'' Dedi Felix, bıkkın bir ifade ile.
Hyunjin'in yanında oturan fazlasıyla seksi bir aura saçan kız yüzünde bir gülümsemeyle kahvesinden bir yudum aldı. Ardından yüzünü Hyunjin'e çevirdi.
''Seni reddeden sarışın bu mu şimdi Hyun.'' Dedi.
Bu sefer Hyunjin'in kızgın bakışlarının hedefi Elly olmuştu.
''Ben sana beni reddediyor mu dedim Elly. Naz yapıyor sadece dedim.''
Felix gözlerini kocaman açtı. Felix karşılarında değilmiş gibi konuşuyorlardı. Felix'in içinde çoktan bir öfke büyümeye başlamıştı. Elindeki kahveyi oturduğu ahşap banka bıraktı. Bu ikiliye haddini bildirmesi gerekiyordu. Zaten Hyunjin gibi bir arsızla uğraşıyordu. Birde onun kız versiyonunu çekemezdi. Hem naz yapıyor da ne demek. Sen görürsün naz yapmayı diye geçirdi içinden.
''Naz mı yapıyor muşum? Sana mı? Sen iyice kafayı sıyırdın Hyunjin.''
Elly yüzünde şaşkın bir ifade ile bakışlarını doğruca Hyunjin'e çevirdi. Hyunjin'e Chris'in koyduğu ismi sadece Jeongin ve kendisi kullanırdı. Onlar da zaten Hyunjin bile demiyorlardı. Bu sarışının bu ismi kullanmasına izin vermesi Elly'e oldukça ilginç gelmişti.
''Sana Hyunjin mi diyor. Sen bu ismin kullanılmasına izin vermezsin.''
Jasmin ikilinin Felix sanki yokmuş gibi yaptıkları bu salak muhabbetten oldukça sıkılmıştı. Fakat Felix'in Hyunjin ismini kullanması onu da biraz şaşırtmıştı. Bu ismi sadece Elly kullanırken duymuştu. Hyunjin hala Elly'in sorgulayıcı bakışlarının hedefindeydi. Yüzüne masum bir ifade yerleştirip ona bakan kıza açıklama yapmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Guard Angels / Hyunlix
FanficFelix doğduğu günden beri sebebini bilmeden birilerinden kaçmıştı. Ta ki bir gün barda o siyah saçlı oğlana denk gelene kadar. Küçüklüğünden beri sakladığı güçleri artık sır olarak kalabilecek miydi? Canlılar aleminde nefes alması yasaklanmışken...