"Bir insanı tanımanın en iyi yolu onu susarken izlemekti."
Aynadan son bir kez kendime baktığımda hazır olduğumu hissetmiştim. Evden dışarı adımımı attığımda bir şey unutmadığımdan emin olup yola koyulmuştum.
Bugün uzun bir sürenin ardından glaciar'a tek başıma gidecektim. Yaklaşık beş gün geçmişti ve ben haftada dört kez gittiğim mekana bir kez bile uğramamıştım. O günden sonra çocuklarla da pek görüşememiştik, kampüste bir iki kez denk gelip kahve içebilmiştik sadece. Vizelere bir hafta kaldığından herkes kendini derslere vermişti.
Günlerden perşembeydi geçen hafta neredeyse hiç uğramadığım için bilinmeyen birkaç kez mesaj atıp neden gitmediğini sormuştu. Aslında nedenini bende bilmiyordum. Belkide kaçıyordum bir şeylerden, birisinden.
O gün hiç düşünmeden Ayaz'a sarılmış ardından bir daha yüzüne bakamamıştım. Neyden bu kadar çekinip utandığımı bilmiyordum. Kötü hissettiğini düşündüğümde Ozan, Uygar ve Toygar'a yapacağım gibi Ayaz'a da sarılmıştım sadece. Yine de içimdeki utanç beni Ayaz dan olabildiğince uzak tutmuştu. Bugün ise kendi ayaklarımla onu görme ihtimalimin çok yüksek olduğu mekana gidiyordum.
Glaciar'a vardığımda her zamanki gibi sahneye yakın bir yerlere oturmuştum. Mekan kalabalıklaşmaya başladığında bateristin sahneye çıktığını fark ettim. Gözlerimi sahneden ayırıp kafenin içinde gezdirmeye başladım.
Diğer kafe barlar gibi bunaltıcı bir havası yoktu, aydınlatmaların çoğu loşa yakın beyaz led ışıklarla ve spot ışıklarla sağlanıyordu. Yer yer bazı duvarlarda tablolar ve aynalar vardı. Gündüz pek gelmesemde, gündüz glaciar'ın geceye nazaran daha güzel göründüğünü biliyordum.
Gelen sesler ile gözlerim anında sahneye ulaşmış ardından bir haftadır görmediğim çehre ile karşılaşmıştı. Gözlerini kafede gezdirmiş en sonunda bulunduğum yere bakmıştı. Anında dudakları yukarı kıvrılıp tebessüm ettiğinde bende onun gibi tebessüm edip hareketlerini izlemeye başlamıştım.
Şarkı söylerken Ayaz kesinlikle başka bir insana dönüşüyordu: daha sakin ve huzurlu oluyordu. Bunları düşünürken aklıma o gün söylediği sözler geldi.
"İki yıl önce annem vefat etti, Ayla. Onun yokluğunda sığınmak istediğim tek şey bu sigara ve müzik oldu."
Ben bunları düşünürken Ayaz çoktan şarkıya başlamış nakarat kısmına gelmişti. Kulak kabartıp huzurlu sesini dinlerken gözlerimde sahneyi bulmuştu. Anında göz göze geldiğimizde tebessümle onu izlemeye başladım.
"Ben yine yollara düştüm yine zorlara
Hem korkak hem gözü kara uçlardan uçlara
Ben yine taşlara vurdum deli başımı
Sürüklüyorum kendimi tesadüf aşklara"Mikrofona yüzünü biraz daha eğip elini saçlarının arasından geçirmiş, gözlerini nakarat bitimine dek kapatmıştı.
Son verseleri söylerken gözlerini olabildiğince kafenin içinde gezdirmiş bana hiç değdirmemişti kehribar harelerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sende hissettin mi?
Teen Fiction[yarı texting,] Bitirdiği sigarasını yere atıp is kokan ellerini kahverengi saçlarının arasından geçirip tebessüm etti. Acı bir tebessümdü bu, az önce benim ona sunduğum tebessüme çok benziyordu. "Yalnız olmam gerekiyordu. Herkesin üstüme düşüp 'her...