Başlamadan önce yıldıza basmayı unutma 😁
İyi okumalar
.
.
.
.
.
.
.
.
.Keremden
Alper'in üzülüp yanımdan gitmesinden sonra günler geçti, Ve urazın gelmesine bir hafta kala kendi evime geri döndüm.
Şuan gecenin ikisi ve uyumama engel olan ve kapımda zırlayan bir adet
Sude var
Hayır anlamıyorum yaptıklarından sonra kendini savunmak için kapıma kadar geliyor utanmaz.
Kapıyı yumrukluyor ve ağlayarak sözler sarf ediyor.
" Kerem yemin ederim yok öyle birşey yalan söylüyor onlar."
Hala yalan söylemesine dayanamayıp kapıyı açtım.
" Sen hala neyin peşindesin hem benim uygunsuz fotoğraflarımı çekip arkadaşlarına göster hemde ben birşey yapmadım diye kapımda zırla ne yüzsüzsün ya!."
" Ya gerçekten yapmadım en yakın arkadaşına nasıl inanmazsın, Onlar arkadaşlığımızı bitirmek için bana iftira atıyorlar inanma onlara!."
Bunları ağlayarak söylüyordu.
" Yeter artık bu ucuz yalanlarına kanmayacağım defol git bi'daha gözüme gözükme!."
Tam kapıyı kapatacakken saatlerce düşünmeme sebep olan o cümleyi kurdu.
" Kanıtları varmı? Benim senin uygunsuz fotoğraflarını çektiğime dair kanıtları varmı? Gösterdiler mi sana?."
Sahi ne onlar bana uygunsuz fotoğraflara dair bir kanıt gösterdiler ne ben onlara sordum.
Üçlünün ağızlarından Sude hakkında dökülen cümlelerden sonra direkt ağladım.
Ağlamak dışında başka birşey yaptığım mı var?
Elim kapının kolunda boş boş yere bakarken sudenin gitmesi ile aniden irkildim.
***
Yarın üçlünün çıkma teklifini kabul edecektim ama sudenin sorusu zihinimdeki herşeyin karışmasını sağladı.
Evet, Alper'in ağlamasından sonra kaç gün benimle konuşmadı ama herşeyi konuşarak hallettik.
Beni sevdiklerini, benimle sevgili olmak istediklerini, ne kadar süredir benimle olmak istediklerini her detayını en ince ayrıntısına kadar anlatılar.
Gezdik eğlendik birbirimizi daha iyi tanımak için, yaklaşık iki üç yıldır tanışıyoruz.
Bana düşünmek için zaman verdiler çok düşündüm fazlasıyla düşündüm ve artık sevgili olabileceğimizi
Söylemeye kara vermiştim ki;Bir soru herşeyi değiştirdi. Sormak aklıma bile gelmedi...
***
O gece düşünmekten uyuyamadım.
Başım çatlamak üzere ve Toygar'ı arayıp bugün işimin olduğunu başka bir gün buluşabileceğimizi illetim.
Baş ağrımı söyleseydim hemen gelirlerdi ve bu olmasını istediğim son şey bile değil.
Onlar yanımdayken sağlıklı düşünemiyorum yada mantıklı karar veremiyorum.
'onlar yokken mantıklı karar verdiğini gören mı var.'
İç sesim ne kadar haklı olsada onu boşverip düşünmek zorundaydım.
Belki bu karar kaderimi bile değiştirebilirdi.
Bir Yanım ya Sude doğru söylüyorsa,
Bir Yanım ise ya üçlü doğru söylüyorsa diyor.
Düşünmekten kafayı yemek üzereydim, galiba bu düşünme işi baya uzun sürecek.
***
Günlerce düşündüm kimseye sormadan olayı kendim çözmeye çalıştım ama maalesef görev başarısız oldu.
Ve daha fazla zaman kaybetmemek için olayı üçlüden sormaya karar verdim.
' Ne soracaksın onlara?.'
İç sesime yanıt vererek " Üçlüden kanıt isteyeceğim."
' ya sana verebilecek bir kanıtları olmazsa' diye sordum kendi kendime.
Tabii bu soruya kendim bile cevap bulamadım.
' ya üçlü suçlu çıkarsa?.'
İç ses Yine düşüncelere boğmamı sağladı.
Mantıklı düşünürsek Kanıtları olmazsa direkt üçlü suçlu oluyor.
Ve aklımda tek bir soru var
' Eğer suçlularsa amaçlar neydi? '
'böyle bir olay çıkartıp neden sudeyi suçlasınlar?.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözler Yalan Söylemez (BxBxBxb)
Novela JuvenilBir insanı kazanmak zaman meselesi, Kaybetmek an meselesi... (Açıklamadaki yazı ileri bölümlerden ufak bir spoi!!) bxbxbxb