Beyaz işlemeli merdivenleri elimi trabzanlara sürerek ilerledim. Siyah hafif dalgalı saçlarım yüzüme gelince elimi kullanarak kulağımın arkasına ittirdim. Duyduğum ses ile başımı kaldırdım ama kimseyi göremedim.
Bu bir flaş sesiydi
Biri fotoğrafımı mı çekmişti?Umursamadan merdivenleri çıkmaya devam ettik ve sonunda geniş, işlemeli salonu gördüm. Tam o odadan ilerleyecekken durdum. Yemeği daha sonra yerdim. Önce içmeliydim
Yukarı kıvrılan merdivenlerden devam ettim. En sonunda geniş terasa geldim. Siyah demir kulpu kavradım ve ittirdim. Soğuk hava tokat gibi yüzüme çarptığında aldırmamaya çalıştım. Ama derimin sıkılaşmasını engelleyemedim.
Çantamı koluma asmıştım ama uzun zaman olduğundan dirseğime inmişti. Kulpunu düzeltip barmene doğru ilerledim. Amerikan markalı yüksek tezgaha yaslandım.
"Bu güzel bayan ne içmek ister..? Bana sorarsa-"
Yavşak barmeni umursamadan cevap verdim. Bu gün hiç flörtleşecek havam yoktu
"Porto şarabı"
Sorgulayıcı kahve gözlerini bana çevirdi
"Çok ağır bir şarap.. Biliyorsun deği-"
"Ne istediğimi biliyorum. Ver şunu bana"
Terslemem pek hoşuna gitmemişti. Arkasını döndü ve kocaman dolabın kapağını açtı. İçinden çıkan dumanlar ile içkileri gördüm. İşaret parmağını aşağı yukarı hareket ettirip istediğim şarabı bulmaya çalıştı. Sonunda arka taraftan bir şişe çıkardığında bana uzatmasını bekledim. Tezgaha içkiyi koydu ve aşağıdan bir kadeh çıkarıp hepsini tepsiye dizdi.
Tepsiyi kavrayıp boş bir masa bulmaya çalıştım. En sonunda bir yeri gözüme kestirip ilerledim. Denizin dibinde bir alandı bu. Siyah renk deri koltuk denizin dibindeydi. Hemen koltuğa kuruldum. Tepsiyi de hemen yandaki sehpaya bıraktım.
Telefonumdan rastgele bir müzik açtım ve siyah demirlerin yanına bıraktım. Çantamdan sigaramı kapıp ayaklarımı da bacak bacak üstüne attım. Çalan şarkı ile zaten ağlamak üzere olan gözlerim daha da sızladı
Gurur Benim Neyime? Çalıyordu
Sigarımı ağzıma koydum ve ucunu ateşlendirip derin bir nefes çektim içime
"Kaldı yine ismin dilimin ucunda
Sonradan gelir hep.. Aklım başımaBaktım, kaldım gözlerinin içine
Kaçırdın gözlerini, bıraktın ellerimi"Sigaramı küllüğe bastırdım. Gözlerim denizi takip ediyordu. Bir dalga daha vurdu kıyıya
"Sana ne şiirler, ne şarkılar yazdım ama
Diyemedim Gitme diye
Olmadı, yapamadım, adam gibi unutamadım
Diyemedim Bitti diye.. "Şarkı ara fona girerken sigaramı bir kere daha bastırdım. Derin bir nefes daha çekip ağzıma sigarayı yasladım. Dumanı serbest bıraktım
Sigarayı bastırdım. Parmağımın değdiği teni hissettiğim an elim titredi. Bakışlarımı hemen küllüğe çevirdim. Biri küllüğümün üzerine elini kapamıştı.. Ve ben fark etmeden ucu alevli sigarayı eline bastırmıştım. Ele odaklandığımda damarların arasında biriken siyah külleri gördüm. Benim bile içim acımıştı..
Kim olduğuna bakmak için bakışlarımı arkama çevirdim. Oturduğum koltuğa yaslanmıştı. Bir adamdı bu. Takım elbiseli, sinekkaydı traşlı bir gizemli. Denize bakıyordu. Yüzüne baktığım an gördüğüm tek şey parlak yeşil gözleriydi. Çok parlak gözleri vardı