Savaş, korkakların zaferidir.
Korkakların zaferleri ise cesurları korkak kılar, her zerresini titretir.
Sıradan bir gün gibi uyandı Jungkook odasında, kapıdan girecek Yoongi'yi bekledi, gelmediğinde yine ölecek korkusuna kapılıp istemsizce kasılan vücuduna battaniyeyi çekti ki biriciği korkmasın, sanki önceden hiç görmemiş gibi.
Askerlerin kabusu onu da bir gece ansızın uyandırmıştı, "Shell Shock"
•
Doktor Min Yoongi' güncesinden,
Burada kaçıncı günüm bilmiyorum lakin alıştım, alışmamış olsam da başka çare yoktu, tedavisi olmayan bir durumdan bizler bile yoruluyorsak o odada sıkışan kişileri düşünmek istemiyorum, savaş sadece fiziksel anlamda etkilemez.
Savaşın kazananı yoktur, kazandık zanneden korkaklar hayatının her anında vicdanı tarafından mağlubiyete mecburlardır.
Soluk bir çiçek gördüm, gün geçtikçe parlayan yüzü soluyor, bizden bile korkuyor, benden bile korkuyor, beni melek olarak görse bile, keşke melek olup onu kanatlarım altında koruyabilseydim, güzel çiçeğim.
Ne zaman tanıştık artık bende zaman algısı yitirecek durumdayım, günler karmaşık bir haldeler, gündüzler artık güneşli değil gecenin mehtabına karışmış, kapkaranlık duman bulutları tüm kanatları pisletiyor, çiçeğimin renkleri soluyor, gülüşü soluyor, elimden ne gelse fayda etmiyor, suçluluk hissediyorum ilk defa, 30 yıllık hayatımda diyorum ki beceriksiz miyim ben? Neyim? Niçin var olmama rağmen birini var edemiyorum?
Çiçeğimin solmaması için dua ediyorum, gözlerindeki yıldızların sönmemesi için...
•
"Fizyolojik yaralar yani travmalar öpücükle iyileşir mi bayım?" Dedi küçük olan, daha taze çiçek olan.
Yoongi'nin dudaklarına ufak bir gülümseme yerleşti, masum sorusu ile değerli çiçeğine baktı, çiçeği de kıymetli biriciğine hafifçe gülümsedi, Yoongi Jungkook'un bileklerini öpmeyi çok severdi, bu yaşta bu kadar kesilmiş bileklerini öpücüğü ile iyileştirirdi, kendi yöntemleriydi bu kendi evreninde.
"İyileştirir küçüğüm"
Savaş Jungkook gibi gençleri gençliğini yaşamadan koparıp mermilerin raks ettiği gökyüzüne salar, kanatları kırılıncaya kadar kanatlarından çiviler onları göğe.
Yoongi soluk pembelerini kırmızı çizgilere uzun uzun bastırdı, zayıflamış bileğine hafif bir üzüntü ile baktı ama küçüğünü üzmek istemedi, gözlüğünü siler gibi yaptı, çiçek nakışlı mendiliyle.
Jungkook bu sıralar çok sakindi, ne kadar sakin olabilirse, Yoongi ona kendi uydurduğu masalları anlatıyor, bileğine masum öpücüklerini diziyordu, çiçeği bazen solacak diye kalbi sızlıyor paramparça olup tüm parçalarını içinde tutup kendisini kanatıyordu, diğer hastalara baktığı zaman işi bittiğinde koşarak Jungkook'un yanına gelir bizzat o ilgilenirdi, aralarındaki şey aşk mıdır yoksa başka mıdır bilinmez, aralarındaki bu şeffaf bağ gittikçe kırmızılaşır ve kopmaz hâle gelmişti zamanla.
Jungkookun çizgisi kırıldıkça bağları her renge bürünüyor, ruhlarını boyuyordu.
"En sevdiğim renk mavi benim! biliyor musunuz bayım?" Yoongi bu cümleyle biraz düşündü, her cümlesinin altında yatan anlam olduğunu biliyordu, bu anlam için kendisi kendine anlam yarattı.
"Benim de beyaz çiçeğim, seni anımsatıyor diye."
Jungkook'un dudak kıvrımları yukarı doğru dans etti adeta, tüm sıcaklığı ile gülümserken biraz gülümsemesi soldu, Yoongi yine onu öyle görünce kendini zor tuttu ağlamamak için.
"Benim mavi çünkü, ben çok mavi hissediyorum, biliyorsunuz..."
Mavi hissetmek.
Yoongi kollarını onun zayıflamış bedenine yumuşakça doladı, sırtına fazla bastırmadan, porselen bebeğe dokunur gibi, onu tüm dünyadan korumak istercesine, maviliklerinden soyutlanmasını istiyordu, onu en parlak renklere döndürmek için tüm hayatı pahasına çabalayacağına içinden bir söz verdi, sanki bu sözü biricik çiçeği duyar gibi kafasını kalbinin tam üstüne koydu, Yoongi nefes aldıkça inip kalkan göğüsünü hissetti, Yoongi onun saçlarını o da sessizliği ile Yoongi'nin kalbini öptü.
Kalpleri mavinin en koyusuna dönüşürken kahve gözleri buluştu doktorun gözleri umut, çiçeğinin ise korku ve endişe doluydu, soluk pembe dudaklarını korkulara bastırdı, endişeleri susturdu Yoongi, korkuları sildi umuda tutundu soluk kırmızı dudaklar, umuda ışık kattı Jungkook.
Birbirine sessizce söz verdiler, konuşmadan, kıpırdamadan dahi anladılar birbirlerini.
●
Araştırdığım konuda aklıma bir anda geldi.
Shell Shock nedir? I. Dünya Savaşı'nda çok sayıda askerin savaş sırasında maruz kaldığı travma sonrası stres bozukluğu türünü tanımlamak için kullanılan bir terimdir, savaş ortamında bulunan kişinin maruz kaldığı ani duygu değişimi nedeniyle anlık olarak kendine güvensiz ve ölmek üzere olduğunu hissetmesi, son olarak dengesini kaybedip anlamsız hareketler yapması, mimiklerini anlamsızca oynatması durumudur.
:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maviyle dans etmek - yoonkook.
Short StoryMaviden laciverte bürünen acılarla raks eden genç bir asker Jeon ve doktoru Min.