"bana söz ver, eğer yine bir gün karşılaşırsak iki yabancı olarak karşılaşacağız.""söz."
***
Anıl Emre Daldal- B.
Sabahın erken saatlerinde alarm sayesinde uyanmıştım. Birkaç saniye tavan ile bakışıp sonunda yatakta oturur bir pozisyonda durdum. Terliklerimi ayağıma giyip oturduğum yerden ayağı kalktım.
Yürüyüşlerimi banyo yönüne çevirmiştim, bugün içimde kıpır kıpır bir heyecan vardı. Bugün iş görüşmesine gidecektim ve o kadar heyecanlıyımki anlatamam, umarım iyi geçerdi.
Babam ile yaşıyordum ve aramız gayet iyiydi. Aslında o da bugün için benim kadar heyecanlıydı, umarım yüzünü güldürürdüm baba. Aklımdaki düşünceleri bir kenara atıp banyo ışığını yaktım.
Birkaç saat sonra işim bitmişti, banyomu yapıp odama doğru yöneldiğim sırada kulağıma gelen tanıdık sesle arkama döndüm. "günaydın kızçem" babam yüzündeki tüm tebessümü kullanmıştı bende aynı şekilde karşılık verdim.
"günaydın babam" dedim heyecanlı bir sesle, heyecanımı farketmiş olacakki babamda çocuk gibi sevinmeye başlamıştı. "benim kızım asistanmı olacak şimdi ha?" dedi sevinçle
Yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu, babam bazen ne kadar iyi olsada bazen beni çok üzüyordu ama gönlümü almasını da bilirdi çünkü başımızda ne bizi barıştıracak bir anne ne de bir eş yoktu.
"inşallah baba" dedim odama yavaş yavaş adımlar atarken.
Odama girdiğim an telefonuma koştum, telefonumun ekranına baktığımda üst dişlerimi alt dudağıma bastırdım ve ağzımdan "eyvah" kelimesi çıktı..
Nasıl her zaman geç kalmayı beceriyordum? Ne kadar dakik olmaya çalışsamda olmuyordu kendimi camdan fırlatacak konuma gelmiştim artık. Hızlıca kafamda kurduğum kombinleri giydim, biraz resmi olmam gerekiyordu bu yüzden boynuma gelen siyah bir bluz altına ise maviye yakın bir renkte bol Pantalon giymiştim.
Hava soğuk olduğu için üstüme siyah kaban aldım, hafif bir makyaj yapmıştım sıra ise saçımdaydı toplasammı salsammı karar veremiyordum ve son kararım toplamak olmuştu.
Hızlıca kol çantamı alarak odamdan çıktım, babam mutfakta birşeyler hazırlıyordu koşar adımlarla yanına ilerledim. Babam beni görünce kocaman gülümsedi. "asalete bak be" dedi fakat yüzü bir anda acı içinde gülümsemişti "annen gibi olmuşsun.." bunu söylerken sesi o kadar buruk çıkmıştıki neredeyse ağlayacaktım ama artık kabullenmem gerekiyordu. Sonuçta koca koca 5 yıl olmuştu..
Babama kocaman sarılarak "seni seviyorum baba" diye yetinmekle kaldım, onunda bana karşılık verdiğini duyunca yüzümde tebessüm oluşturarak babamın kollarından ayrıldım.
*
Evden çıkalı bir saat oluyordu, çıkmadan babam beni ne kadar azarlasada yapacak bir şey yoktu. Zaten gerektiğince geç kalmıştım birde kahvaltımı yapacaktım? Ebeveynler çocuklarına kahvaltı yapayınca kahrından ölüyor gibi oluyorlar alt tarafı bir kahvaltıydı.
Kafamı yukarı kaldırmamla gözlerimin parlaması bir olmuştu, ne büyük bir şirketti burası? Ben burda kaybolur giderdim heralde.
Kapıdan girerken sağ ayağımla girdim "bismillah"
Her boku yedikten sonra yengem olur gibi öwşsşwlsğqğsğqlsöqşs
Herkes beygir gibi bir oraya bir buraya koşturup duruyordu, korkudan altıma sıçacaktım. Hem Ellerimle yelpaze yapıp yüzümü yellemeye çalışıyordum hemde göz ucuyla gördüğüm danışmaya doğru ilerliyordum.
Danışma masasına geldiğimde derin bir nefes aldım. " Murat eroğlu ile iş görüşmem vardı da" dedim yardım ister bir şekilde.
Kadın konuşmam bittiğinde bilgisayarına bakarak "hemen bakıyorum bir saniye" dedi ardından ekledi "isim soy isim neydi bu arada?" soruyu bi anda soruyunca bi kaç saniye afallamıştım ama hemen ardından cevap verdim " Açelya Çevik" Heyecanımı bastırmaya çalışırken etrafıma göz gezdirdim fakat göz gezdirmem kadının konuşmasıyla son buldu, bakışlarımı danışmana çevirdim ve onu dinlemeye hazırlandım.
"ee şimdi görüşmeniz 12.30'taymış, değilmi?" bakışlarını bana çevirdiğinde onayladım, fakat saat şuan tam 1'di..
Ya iş görüşmem iptal olduysa ne yaparım? Stresten sağ bacağımı istemsizce sallamaya başlamıştım." bu ilk görüşmeniz olduğu için size Baran bey tarafından hak tanıldı ama maalesef Murat bey'in asistanlığını yapamayacaksınız."
Bir yandan 'oh' çekerken bi yandan da şaşkınlık içindeydim, ben kimin asistanlığını yapacaktım peki?
"öyleyse kiminle görüşeceğim?" dedim meraklı bir ses tonuyla.
Fakat duyduğum isimle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. O olamazdı değilmi? Hem tek isime ve soyada sahip kişi o muydu sanki?
" Baran Karabey" şaşkınlığımı korurken ekledi, "4. Kat, hemen ismiyle yazılan odayı göreceksiniz zaten. Başarılar dilerim" dedi. Teşekkür edip şaşkın bir şekilde asansöre doğru ilerledim.
Aklımda bir sürü ama bir sürü soru vardı, stresten tırnak etlerimi kemirmeye başlamıştım. Asansöre binip 4. Kata bastım. Kendimi rahatlatmak için aklımdan "hayır o değildir, sakin ol, o olamaz kendine gel" gibi cümleler geçiriyordum.
Asansör durduğunda kendi katıma geldiğimi hissetmiştim fakat kat 2. Kattaydı, biri asansör çağırmış olucaktı. Oflayarak ellerimi önümde birleştirdim. Açılan asansör kapısını umursamadan yanıma gelecek olan kişiyi düşünerek biraz sağa kaydım.
Başım yere doğru eğik, ayak uçlarımla yere daireler çiziyordum taki burnuma gelen o koku ile duraksadım.
Tanıdık koku.
Kokuyu sanki sigara dumanını içime çeker gibi çekmiştim, bu kokuyu çok iyi tanırdım başımı yukarı doğru kaldırmamla asansörden bir kişi daha içeri girmişti, bir kadındı.
Kadını umursamadan gelen tanıdık kokunun kimden gelmeye çalıştığını öğrenecektimki kadın buna engel oldu.
Adamın yüzünü kapatıcak bir şekilde yanımda duruyordu..
"iş görüşmesinden sonra kahve içmeye ne dersiniz ortağım?" dedi kadın adama.
Fakat kadın sonrasında bakışlarını bana çevirdi, bu hareketi hiç beklemediğimden dolayı donup kalmıştım.
Kadın ise alaycı bakışlarla 'ne var?' tarzında başını salladı. Kadına daldığımdan dolayı utanıp önüme dönmüştüm. O da odağı olan adama dönerek birşeyler zırvalamaya başladı
Asansör beklediğimden hızlı durmuştu, ilk olarak adam ile kadın hızlı adımlarla asansörden çıktılar ve ardındanda ben çıktım.
Hemen etrafa bakarak Baran bey'in odasını aramaya başlamıştım. Sonunda "baran" yazan bir oda dikkat alanıma girmişti oraya ilerlemeye başlamıştımki omuzuma atılan el ile olduğum yerde kaldım.
Omuzuma dokunan el arkamı dönmemi beklemeden " odam o tarafta değil" dedi. Şaşkınlıkla gözlerimi açarak önüme döndüm, bu ses bana çok tanıdık geliyordu ama çıkaramamıştım.
Arkamı döndüğümde beni izleyen yüz karışısında hayretler içinde ona bakıyordum. O Barandı 5 yıl önce benim Baran'ım olan Barandı..
Selam biraz acemice yazılmış olabilir ama kitabı tamamen can sıkıntısıyla yazdım hatta bi kaç gündür taslaklarda duruyor.. yayınlasammı bilemedim umarım kurguyu seversiniz💗😆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ YABANCI -ara verildi-
General Fiction"ne kadar yabancı gibi davransakta, kalplerimiz birbirini tanıyor.." 🖤 -Kendinizden daha çok tanıdığınız biriyle iki yabancı oldunuz mu hiç? Birbiri için yaşayan iki yabancının hikayesi..