Masal'dan
Karnıma yediğim darbeyle beraber bir adım geriye sendeledim. Bunu fırsat bilerek bana vurmaya çalışan adamın kolunu tuttum ve hemen ardından ensesinden tutup kafasını dizime geçirdim. Kemik kırılma sesi gelmişti, sanırım burnunu kırmıştım.
"Hadi artık Göktuğ'a haber verelimde gidelim. Ben yoruldum." Dedi. İleriden gelen Göktuğ, Furkan ve Özgür ile gülümsedim. Yanımıza geldiklerinde Furkan yüzünü buruşturdu. "Yine adamları fena dövmüşsünüz. Umarım Yelda kızmaz." Dedi. Bende göz devirdim çünkü kız psikopattı ve insanlara işkence etmeye bayılıyordu. Kısacası tam bir sadistti.
"Aman boşver. Eve bir an önce gidelim ve karıma kavuşayımda. İsterse ters prangaya yatırsın."dedi. Karım dediği yatağıydı. Şahsen hiç şaşırmamıştım çünkü uykusuz olduğu bir an bile yoktu. Her an her yerde uyuma potansiyeli vardı.
"Amma uykucusun sende. Neyse, hadi beyler arkadaşları alın ve gidelim. Bende bir an önce yemek yemek istiyorum. Hızlı olun çünkü midem biraz daha beklerse isyan bayraklarını çekmekten geri durmayacak."dedim ve bardan çıkıp arabaya doğru ilerledim. Sürücü koltuğunun kapısını açtım ve koltuğa yerleştim. Onları beklerken biraz gözlerimi dinlendirsem birşey olmazdı sanırım.
Tam gözlerimi kapatmış rahatlayacakken telefonumun sesiyle hayallerim kırılan bir bardak gibi paramparça olmuştu. Telefonumu çıkarttım ve arayana baktım Metehan'dı. Daha fazla bekletmeden yeşil tuşu kaydırdım.
"Efendim Metehan?"
"Adamı bulduk, ismi Deniz'miş"
"Eee tamam ismi Deniz.. başka birşeyi yokmu?"
"Maalesef zaten adamı 5 saattir aralıksız işkence ederek konuşturmaya çalıştığımızı sen biliyorsun. En son adam ismi söyleyince de daha fazla dayanamadı sıktı kafasına."
"Off tamam o zaman bu Matteo'nun bulması gereken bir iş bunu niye bana söyledin ki?"
"Ne ben seni arayamaz mıyım? Arayamıyorsam o zaman öldürün lan beni!" Dediklerine hafif sırıtarak "o zaman eve gelince öldürüm seni." Dedim ve kapattım. Metehan garipti kendimi ona o kadar yakın hissediyordum ki, sanki gerçekten kardeşimmiş gibiydi. Bu yüzden en fazla ona nazım geçiyordu. Birde Yelda vardı. Yelda da tıpkı hiç olmayan kız kardeşim gibiydi. Çoğu zaman bana emir verdiği için ona gıcık olsamda onun için gözüm kapalı kurşun önüne atlardım.
Ne ara kapattığımı bilmediğim gözlerim yolcu koltuğunun ve arka koltuğun kapısının açılma sesiyle beraber aralanmıştı. Arka koltukta rahat pozisyon bulmaya çalışan Furkan'a ters ters bakarak kafamla 'hayırdır?' İşareti yaptım. "Bizim arabada adamlar var, bana yer kalmadı. Zorunluluktan yani." Dedi ve abartılı bir göz devirmeyle camdan dışarıya bakmaya başladı.
Gülerek bende önüme döndüm ve arabayı çalıştırarak eve doğru yol aldım.
🩸🩸🩸❤️🩹❤️🩹❤️🩹🩸🩸🩸
Eve geldiğimizde arabayı park edip anahtarı kontaktan aldım ve kapıyı açarak indim. Zile bastım ve beklemeye başladım. Kapıyı Cemre açmıştı " Hoşgeldiniz." Dedi gülümseyerek. Bende ona gülümsedim ve içeriye doğru yürüdüm. Çok yorulmuştum. Özellikle de o son yediğim darbe canımı çok yakmıştı. Hayvan işte ne olacak!
Salona girdiğimde Yelda yerden kalkıp Metehan'ın yanına oturdu. Bende yorgunlukla kendimi tekli koltuğa bıraktım. Matteo hemen lafa girdi "Adamı buldum. Adı Deniz ÖZKAN. Deniz şirket'in ortağı. Aslında onun gibi ama şu anda babası şirketin sahibi. Bizim aradığımız adam sadece şirkete gelen ortaklık gibi şeylerde fikrini ortaya koyuyor. Son olarak adresi de burda yazıyor." Dedi ve bir kağıt uzattı. Kağıdı alarak telefonumun arasına sıkıştırdım ve kılıfı kapattım.
"Başka soru?" Dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım.
"Yarın o adamı burada istiyorum." Diyen Yelda'yla zaten sınırda olan sinirlerim temelli attı. Size söylemiştim bana emir verilmesinden nefret ettiğimi. Ve Yelda bunu sürekli yapıyordu.
Sinirden gözüm dönerek hızla yerimden atıldım ve Yelda'ya doğru ilerledim ama bir anda belimden sarılan kollarla durmak zorunda kaldım. Göktuğ beni belimden tutarken, Metehan da Yelda'yı koltuğa yatırmış başının altına yastık koyuyordu. "Masal sakin ol. Orda sinirlendin tamam ama hiç birimiz sinirimizi evdekilerden çıkartmadık, çıkartmayızda." Yatıştırıcı bir sesle konuştuğunda bende sakinleşmiştim.
Biraz sonra aklıma gelenle pis pis sırıtmaya başladım. Metehan tek kaşını kaldırmış bana bakarken Göktuğ'da çoktan belimi bırakmış ve bana meraklı bakışlar atmaya başlamıştı.
"Metehan? Ne konuştuğumuzu hatırlıyor musun?" Metehan sertçe yutkunduktan sonra "yooo hatırlamıyorum"dedi ve yukarıya doğru koşmaya başladı. Hemen onun arkasından koşarken Yelda uyanmasın diye kısık sesle bağırıyordum. "Metehan buraya gel! Sen değilmiydin öldürün beni diyen!?" Üst kata çıktığımızda hız kesmeden kendi odasına doğru koştu. Ona yetişmek için daha hızlı koşmaya çabalarken odaya girdi ve tam gireceğim sırada kapıyı kapattı ve kilitledi.
"Aç lan kapıyı!?" Zaten Yelda uyanacak diye kapıya da vuramıyordum. "Ateşkes" dedi. Hemen ardından devam etti " ben sana yaprak sarması sarayım, sende beni sal artık. Anlaştık mı?" Aslında yaprak sarmasını duyar duymaz bütün sinirim uçup gitmişti. "Tamam" dedim. Kilidi açtığında şirince sırıttım ve seke seke kendi odama geldim.
"Kısa günün kârı." Dedim ve kendi kendime gülerek odamın kapısını kapattım. Biran ne yapacağımı unutup etrafa bakınarak hatırlamaya çalıştım. Sonunda hatırladığımda hızlı adımlarla banyoya ilerledim. Suyu küvete doldurup üstümdekilerden kurtuldum ve küvete girdim. Bedenim sıcak suyla gevşerken 'ne kadar yorulmuşum' diye geçirdim içimden. Sonrasında hızlıca yıkanıp bedenimdeki yaralara krem sürdüm ve bornozumu giyinerek odama geçtim. Hızlı bir şekilde pijamalarımdan birini giyinip yatağıma yattım. Gözlerim yorgunlukla kapanırken kendimi uykuya teslim ettim.
÷=÷=÷==÷==÷==÷=÷=÷=÷==÷=÷=÷÷=÷=÷=÷÷÷÷÷=÷=÷=÷=÷=÷=÷=÷=÷=÷=÷=
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen gardaşlar
Hadi bana eyvallah 😉😉
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist
Actionİsmleri aynı olan iki kişiden bir mafya iken diğeri bir şirket CEO'su... Mafyayı kaçırmak yerine şirket CEO'sunu kaçıran bir Sadist . _________________________________________ " Sana ne yapayım Deniz ? " "Aradığınız kişi ben değili...