Ciğerlerimden yükselen hırıltı ile ağzımdaki suyu tükürdüm.
"Bella. Sevgilim. Aç gözlerini."
Ağırlaşmış göz kapaklarımı açtığımda çağlayarak akan şelalenin önünde James'in endişeli bakışları ile karşılaştım. Son hatırladığım görüntüler bir bir aklıma hücum ettiğinde ellerimle vücuduma dokunmaya başladım.
"James. Isırılmıştım."
James anlamaz bakışlarla beni incelerken Kaşlarını çatıp hızla ayağa kalktı. Ormanı koklayarak tehlike aradı fakat hiçbir koku yoktu. Yanıma geri döndüğünde beni kendine çekerek kollarının arasına aldığında gördüğüm gerçeküstü sanrının etkisi ile göğsüne sığındım.
"Sana bir daha su birikintisi yasak."
Kaşlarımı kaldırıp dudaklarımı büzdüm. Buraya çok farklı hayallerle gelmiştim fakat az kalsın ölecektim. Yine de eşimin bu şekilde konuşması keyfimi anında yerine getirmişti.
"Su birikintisi?"
"Doğru duydun. Madem okşanmaktan hoşlanıyodun seni kedi gibi yalamaya razıyım."
Kucağında kıkırdarken belimden tutup sıkmasıyla ciyakladım.
"Bu biraz abartı oldu sanki."
"Öyle mi? Belki de komut vermeliyim çünkü luna bu aralar biraz söz dinlemez oldu."
"Yavru kurt belki yaramazlık istiyordur."
James'in gözleri anında parlayıp Adımlarını durdurdu. Gözleri bakışlarımı bulduğunda gülümsemem büyüdü.
"Yavru kurdumu eğlendirmek görevimdir."
Siyah bakışlar yerine geldiğinde mühürümüzün en güzel tezatı kurdumun mavi gözlerinin ona baktığından emindim.
James'in dudakları dudaklarımı bulduğunda hayal ettiğim an farklı gerçekleşmiş olsa da eşimin sıcak dudaklarına kavuşmuştum.
Eşimin boynundaki ellerimden biti göğsüne kayarken biri ensesine tutundu. Onun nefesi nefesime karıştığında kafasını kaldırıp uludu böylece sürümüzdeki tüm kurtlar için orman yasaklandı. Bunu her ormanda seviştiğimizde yapıyordu ve başlarda neden yaptığını önemsememiştim fakat birgün sorduğumda kimsenin çiftleşirken beni görmesini istemediğini söylemesi üzerine kulaklarıma kadar kızarmıştım. Şimdiki olduğum gibi.
James yüzüme bakıp sırıtırken ona tepki vermemi beklemeden yeniden dudaklarıma yapıştı. Ellerinden birini boynuma getirip okşadığında parmaklarının mühürlediği yere dokunması ile hassas noktamı bulduğu için inledim. Dudaklarını aşağı kaydırıp parmaklarının gezdiği yerleri yalayıp ufak ısırıklar bırakıyor ve benim ıslanmama sebep oluyordu. Gözlerim zevkten kapandığında aynı şekilde onu yalamak istedim. Boynunu tutup eğdim ve dudağımı eşimi mühürlediğim yere yapıştırdım. Hayat bağlantımızı hissediyordum. Damarlarında akan kanın hızını nabzının atışını dilime dolan tatlı tomurcuklar ile gözlerim bir kez daha zevkten kayarken eşimin inlemeleri ile parmaklarımı James'in kalın organına doladım.
Dudaklarımı mühürden koparamıyor ve onun tadına doyamıyordum.
"Bella!"
Eşimin mırıltısı beni daha da kendimden geçirdiğinde onu itip toprak tabakasının üzerine yatırdım ve üzerine oturup kendimi sürmeye başladım. Tuhaf bir şekilde kendimi farklı hissediyordum. Daha güçlü, daha arzulu ve istekliydim. James'in bakışlarında da aynı arzuyu gördüğümde gülümsedim. Alfa bir kolunu belime sarıp kendini yukarı kaldırdığında organı içimde daha da derine gömüldü. Göğüs uçlarımı ağzının içinde hissediyordum ve her dil hareketi duyularımı parçalıyordu. Tırnaklarım omuzlarını kanatırken eğilip kanayan yerlerini yalamam ile aynı tad yeniden dilimde tomurcuklandı. İçimde yükselen ateş kasıklarıma dayanırken omzunu ısırıp derisini deldim. James'in kısık inlemesi ile orgazmım beni bulurken içimde hissettiğim doluluk hissi ile onun da boşaldığını anlamıştım. Kafamı çevirip göz göze geldiğimizde James şaşkın şekilde gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alfa ve Luna Stewart ( 2. Kitap )
Hombres LoboCanavarından kurtulan James ve mühürlendikleri andan bu yana acılarla sınanan Bella. Yeni bir dönem olarak kabul ettikleri ilişkilerinde neler yaşayacaklar?