SERİ KATİLLER VE YAŞAMLARI

Charles Manson (1934-)

"Bana tepeden bakarsanız, bir aptal görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız, Tanrınızı görürsünüz. Bana tam karşımdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz."

Charles Manson (1934-)

Bu sözler 9 kişinin katili olan Charles Manson'a ait. Manson, ABD tarihinin en ünlü seri katillerinden biri olmuştur. Kendisinden daha çok cinayet işleyenler olmasına rağmen Manson'ın bu kadar popüler olmasının sebebi sansasyonel cinayetlerde imzasının olmasıdır. Yarı Polonyalı yarı Fransız olan Pianist filminin dünyaca ünlü yönetmeni Roman Polanski'nin (1933) karısı ABD'li aktris Sharon Tate (1943-1969) cinayetiyle dünyaca duyulmuş bir katil olmuştur.

Manson, kötü bir çocukluk geçirmiş, fahişe olan annesinin gayri meşru çocuğu olarak hayata adımını atmıştır. Amcası Manson'a etek giydirir, o şekilde okula yollar, "Sen de bir gün erkek gibi olup kavga etmeyi öğreneceksin" diye nasihat verirdi. Henüz 9 yaşındayken hırsızlığa başlayan Manson, belirli aralıklarla hapishaneye girmiş, Hippilerin yer aldığı ortamlarda gitar çalmış ve hiç bir zaman sahip olamadığı ailesini bu yolla oluşturmaya çalışmıştır. Annesi bir defasında onu bir sürahi bira ile değiş tokuş etmeye çalışmıştır. Manson'ın çocukluğu terk edilmeler, dayak vakaları ve başına gelen cinsel istismar olaylarıyla geçmiş, 18 yaşındayken hapishanedeki koğuş arkadaşlarından biri tarafından bıçak zoruyla cinsel istismara uğradıktan sonra ıslah evine yerleştirilmiştir.

1954'te şartlı tahliye edildikten sonra 1967'ye kadar geçen 13 yıllık süre sahte çek vermekten, kadın satıcılığına kadar pek çok suçtan hapishanelere girip çıkarak geçmiştir. 33 yaşındayken bu son hapishaneden çıkışında Manson, uyuşturucuyu keşfetmiş ve kullanmaya başlamıştır. Konuşmaları, serseri yaşam tarzı ve görüşleri, çevresinde kendi gibi düşünenleri toplamasıyla kendine bir aile ortamı yaratmıştır. Çevresinde toplanan arkadaşlarıyla birlikte aynı evde yaşayan Manson, "siyah ırkın ayaklanıp tüm beyazları öldüreceğini, bu ırk savaşında sadece kendisinin ve çetesinin ayakta kalacağını" düşünmüş, ve işlenecek suçların bu kaotik ortamda siyahların üzerine kalacağını ileri sürerek çevresindekileri etkilemeye çalışmıştır.

6 Ağustos 1969'da Gary Hinman isimli bir genci öldürmüştür. 8 Ağustos 1969'da bir film çekimi için evde bulunmayan Roman Polanski'nin evine girip kim varsa öldürme fikrini ortaya atmış ve bunu arkadaşlarıyla birlikte hayat geçirmek için Polanski'nin çiftliğine girmişlerdir. Polanski'nin o sırada hamile olan karısı Sharon Tate'i, o esnada evde bulunan Polonyalı oyuncu Wojciech Frykowski'yi, erkek kuaförü Jay Sebring'i, Abigail Folger'ı ve Steven Earl Parent'i vahşice katletmişlerdir. Bir günde 5 kişiyi öldüren Manson ve arkadaşları, cinayetlerine bir gün ara vermişler ve 9 Ağustos'ta Leno LaBianca ve Rosemary LaBianca çiftini de evlerinde katletmişlerdir. Son olarak 25 Ağustos'ta Shorty Shea'yı öldüren Manson, cinayetlere yardım eden ve Manson'ın kendi arkadaşlarından biri olan Susan Atkins'in itirafıyla yakalanmış ve bütün çetesi de beraberinde çökertilmiştir.

Arkasında çok korkunç bir cinayet tablosu bırakan Manson ve arkadaşlarının, aynı zamanda bazı cinayetlerde cesetleri parçalama ve kan içme eylemleri gösterdikleri ortaya çıkmıştır. Susan Atkins'in bir itirafına göre Polanski'nin eşi hamile Sharon Tate'in kanları Manson'ın ellerine bulaştıktan sonra Manson kanı yalamış ve "Vay be hakikaten uçtum!" demiştir. Ayrıca öldürdüğü kişilerin kanlarıyla duvarlara tehdit dolu yazılar yazmıştır. Cinayetleriyle Los Angeles bölgesinde şok, korku ve bir panik dalgası yaratmıştır. Manson, 1970'de gerçekleşen duruşmasında mahkeme salonunu bir eğlence yerine dönüştürmeye çalışmış ve show yaparak jüri önünde aklanmaya çalışmıştır. Yakalandıktan sonra mahkemeye alnına çizdiği gamalı haç simgesiyle çıkmıştır.

Kendisi ve arkadaşları gaz odasında zehirlenmek suretiyle idam edilecekleri cezaya çarptırılmışlar ancak California Yüksek Mahkemesi'nin idam cezalarını kaldırma kararının üzerine cezaları ömür boyu hapse çevrilmiştir. Manson'ın bu kadar popüler olmasının sebebi öldürdüğü insanların ünlü olmasıdır. Diğer pek çok seri katilden farklı olarak kendine bir inanış yaratması ve peşinden arkadaşlarını da sürüklemesi onu popüler kültürün bir parçası yapmış, günümüzde hala hapishanede bulunan ve hayatta olan Manson'a gençler tarafından çok sayıda mektup ve mesaj yollanmasını sağlamıştır.