16. Karanlığı Temsil Etmek İçin Fazlasıyla Güzel

385 45 15
                                    

Felix mutsuz bir tavırla elinde tuttuğu telefonu salondaki masanın üzerine koydu. Uyandığından beri dün yaşanan kaza hakkındaki haberleri okuyordu. Haberlere göre toplam 21 ölü vardı. Otobüsün patlaması ile içerde sıkışan yolcuların çoğu ölmüştü. Bir kısmı da çarpışmanın etkisi ile yola savrularak can vermişti. Küçük kız aklına geldi. Umarım bundan sonra güzel bir hayatı olur diye düşündü. Telefonun ekranına dokunup saati kontrol etti. Aslında bu gün işe gitmek istemiyordu ama ikinci gününden işi ekmek isterse bu hiç hoş bir görüntü olmayacaktı. Kendime bir kahve yaptıktan sonra çıkabilirim diye düşündü. Mutfak kapısından tam girecekken Hyunjin ile göz göze geldiler. Felix bir anda siyah saçlı oğlanla karşılaşınca irkilmişti. İstemsizce kendini geri doğru attı. O sırada ayağı mutfak kapısının pervazına takıldığı için geriye doğru sendeledi. Hyunjin ileri doğru eğilip Felix'i belinden kavrayıp düşmeden yakaladı. Yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. Saşkın şaşkın bakan oğlana bir iki santim uzakta duruyordu. Hafifçe yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurdu.

''Beni gördüğüne bu kadar şaşıracağını tahmin etmemiştim.'' Dedi, o sırada Felix'i doğrultup kendi de mutfak kapısına yasladı.

''Mutfağımda ne aradığını sorabilir miyim? Dedi Felix, hala biraz önce düşmek üzere olmasının ve yanağından öpülmüş olmasının sarsıntısını yaşıyordu. Bu çocuğa dün neler söyledim. Bu gün nasıl tekrar geliyor diye düşündü.

''Her gün bu saatlerde kahve içiyorsun. Bu gün kahveni ben yapmak istedim.'' Arkasında duran iki fincanı işaret etti. Yüzüne de takdir bekleyen bir ifade yerleştirmişti. İkisine kahve yapmış olmasının Felix'in hoşuna gideceğini düşünmüştü.

Felix kapıya yaslı duran Hyunjin'i kenara ittirip mutfak tezgahının üzerinde duran kahvesini aldı. Aynı şekilde boşta olan eliyle bu sefer Hyunjin'i diğer yöne doğru ittirerek mutfaktan çıktı. Hyunjin ise mutfak kapısında birden fazla kez kenara ittirilmenin verdiği şaşkınlığı yaşıyordu. Kaşlarını çattı, gözleri kısılmıştı. Felix'in onu görmezden gelmesi hayli canını sıkıyordu. Felix'le tanıştığı günden beri ne kimseyle konuşmuş ne de kimseyle birlikte olmuştu. Bunu hak etmiyorum diye düşündü. Mutfak tezgahında duran kahvesini alıp Felix'in peşinden bahçeye çıktı. Sarışın oğlan elindeki telefonda bir şeylere bakarak kahvesini yudumluyordu. Hyunjin'in geldiğini hissetmiş olmalı ki oturduğu yerde yana kaydı. Hyunjin çocuğun yanına kadar gelip boşta bıraktığı yere baktı. Felix'te aynı şekilde bakışlarını siyah saçlı oğlana çevirmişti. Hyunjin bir süre daha, oturması için boş bırakılan yere baktı ardından gidip karşısına oturdu.

''Senin yanına oturmayacağım.'' Dedi, gözlerini devirip.

Felix bakışlarını telefondan kaldırdı. Kaşlarını kaldırıp dudaklarını büktü. Sıkıntı değil anlamında kafasını salladı.

''Sen bilirsin. Benim için hava hoş.'' Dedi.

Ardından Hyunjin sanki yokmuş gibi bakışlarını tekrar telefonuna çevirdi. Kısa bir sessizliğinin ardından annesinin içerden ona seslendiğini duydu. Tam yerinden kalkacaktı ki annesinin dış kapıdan çardağa doğru baktığını gördü. Kadına el sallayıp gelmesini işaret etti. Kadın yavaş adımlarla bakışları Hyunjin'in üzerinde biraz önce Felix'in Hyunjin için boş bıraktığı yere oturdu.

''Arkadaşın mı gelmişti Lix.''

Felix telefonunu oturduğu yere bırakıp vücudunu annesine doğru çevirdi.

''Evet bana sürpriz yapmak istemiş.'' Dedi, yüzünde umursamaz bir ifade ile.

Felix'in bu tavrı Hyunjin'in iyice sinirini bozmaya başlamıştı. Bacak bacak üstünü atıp kahvesinden bir yudum aldı. Yüzüne şeytani bir gülümseme yerleştirdi. Dikkatini direkt kadına verdi.

Guard Angels / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin