~Gelenek~
Gelenek oldu artık,ilk bölüm kısa :D İlk bölüme olan görüşlerinize göre devam edeceğim.Ve lütfen,iyi veya kötü görüşlerinizi bildirmekten çekinmeyin.Beğenirseniz de oy atarsanız çok mutlu olurum.
Hepinizi çok seviyorum ♥
Huzursuzca yerimde kıpırdandığım on dakikanın ardından kalkma kararı alınca elimle sehpayı yokladım.Telefonum.Ah,yine Buse almış olmalıydı.
"Buse!Telefonum şu son on beş saniye içinde odamın sınırları içinde olmazsa arabayı unut!"diyerek bana çok yakın olan odasına doğru bağırdım.Saniyeler içinde odasının kapısı hızla açıldı.Ve evet.Telefon güvenli ellerimde.
"Bu kez her ne halt karıştırdıysan,bunun icabına daha sonra bakacağım.Şimdi,git bana kahvaltı hazırla köle!"diyerek alayla karışık emir verdim.Ona her zaman "Köle"derdim.Babam bana araba aldıktan bir yıl sonra o da ehliyetini almış ve sürekli araba kullanmak istiyordu.Bu bana da her dediğimi yaptırmak için malzeme olmuştu tabii ki.Her gün okula giderken arabayı sürmek için yalvarıyordu bana.
Verdiğim emirle tereddütsüz bir şekilde kalktı ve mutfağa doğru ağır adımlarla yürümeye başladı.Tahta merdivenlerden çıplak ayaklarının sesi yankılanıyordu.
"Terlik!"diye bağırdığımda hızlandı.Mesaj alındı demekti bu.Terliksiz dolaşmaması konusunda ailem beni tembihlemişti.Ondan ben sorumluydum.Ona annelik yapmak zorundaydım.Çok sıkıcı.
Yatağımdan kalkıp geceliğimi çıkardım.Kot şortumu ve siyah tişörtümü giyip aynanın karşısına geçtim.Saçlarımı taradım ama toplamadım.Okul için hazırladığım çantamı elime alıp aşağı indim.
Çantamı merdivenin yanına koydum ve mutfağa doğru yürümeye başladım.Masaya oturacakken telefonum çaldı.Ekranda yazan isim sırıtmama neden oldu.
"Sen ye,ben beş dakikaya geliyorum."deyip bahçeye çıktım.
"Ne var yine?"diyerek telefonu açtığımda sinir bozucu kahkaha düzeyinde bir gülmeyle karşılaştım.
Daha sonra bir anda gülmeyi kesti ve ciddi bir sesle konuştu.
"İkinci derste okuldan kaçıyoruz.Sen de geliyorsun,bebek."yüzümü buruşturdum.
"Nereye gidiyoruz?Yine Buğra'nın karı kız meselesiyse çok beklersin!Haberin olsun."Barış tatlı bir kahkaha daha attığında sessiz kaldım ve konuşmasını bekledim.
"Bu sefer benim meselem ve sen olmadan gidemeyiz,biliyorsun."dediğinde onaylar bir mırıltı çıkarttım.
"Anladım,ama sen de biliyorsun ki Mert'ten kaçmama yardım edeceksiniz."diyerek ufacık bir kahkahada ben attım.
"Merak etme.Ateş senin için okulun altından tünel kazacak neredeyse."
İkimiz de gülüştükten sonra vedalaşıp telefonları kapattık.
~~
"Alya,anahtar nerede?"dediğinde Buse'ye döndüm.
"Bende.Ama bu sefer ben kullanacağım.İşlerim var seni okula bırakıp gideceğim.Ve sen bunları anneme veya babama anlatmayacaksın."oflaya puflaya kabul ettiğinde hazırlanmıştık bile.
Siyah babetlerimi giydikten sonra arabaya yöneldim.Buse de hemen arkamdan kapıyı kapatıp arabaya koşturdu.
Kısa bir yolculuğun ardından okula ulaşmıştık.Özel okulun otoparkına girdiğimizde saate bakıp kontağı kapattım. 08.05
Çantamı tek omzumda götürüyordum.Merdivenlerden isteksizce yürürken Mert'in sert sesini işitmemle durdum.Arkamı döndüğümde bana doğru koşuyordu.Yanıma ulaştığında nefes nefeseydi.
"Günaydın Alya."dedi sevecen bir sesle.Yüzümdeki isteksizliği koruyarak cevap verdim.
"Günaydın."Ardından hemen arkamı dönüp yürümeye başladım.Hızla bana yetişti.
Çantamı sırtımdan çektiğinde ona uyuz edici bakışlar atarken hızla çantamı çektim.Hızlı adımlarla yürürken Mert'in arkamda olmadığını fark ettim.Bu kadar çabuk pes etmezdi o.Arkama döndüğümde Mert'in karşısında Ateş'in durduğunu gördüm.
Yanlarına gittiğimde birbirlerine ölümcül bakışlar atıyorlardı.
"Ne bok yerseniz yiyin.Ben gidiyorum."dediğimde Ateş bana bakarak devam etti.
"Yırttın yine cüce."dedi Mert'i kastederek.Ateş,Mert'ten yaklaşık beş santimetre kadar uzundu.
Mert sinirle solurken ben de arkamı döndüm.Ateş bana yetiştiğinde Mert sakinleşmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz Kalpler
Teen Fiction"Pekala,şu an hangi masken takılı?"dedi yüzüme bakıp,tam anlamıyla ağlanacak halime güldüğüm için.