Merhabalar
Bölüme başlamadan önce küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum .Bu bölüm kitabın devamı falan değil sadece eğer angst olmasaydı bu kitabın finali ne olurdu diye düşünerek yazdım . Asıl final 15. Bölüm yani bu bölüm kafanızı karıştırmasın .
Kitabın angst bitmesi üzerine size böyle bir sürpriz yapmak istedim umarım seversiniz .
---------
6 yıl sonra
Yazar
İki aşık beden birbirlerine sevgilerini bahşettikleri yerde ay ışığının altında parlak ay'ın yansımasının olduğu gölün karşısında yine yanyanalardı .
Kont'un eli sevgisinin incecik beline sarılmış onu göğüsüne çekmiş bir şekilde tatlı kokusunu soluyordu. Bu soluduğu koku tüm çiçeklere bedel iken kulaklarında çınlayan nefes alışveriş sesleride duyduğu en huzurlu şeydi .
Kollarının altına minicik kalan sevgisinin hızla atan kalbi ise çok daha mutlu eden birşeydi .
Uzun bir süredir sessizlerdi, buraya geldiklerinden beri hiç konuşmadılar bakışları, dokunuşları ve atan kalplerinin ritimleri ile birbirlerini anladılar .
Buraya ne zaman gelmişlerdi bilmiyorlardı . Saatler mi dakikalar mı geçmişti bir fikirleri yoktu . Zihinlerinde geçen tek şey birbirlerini ne kadar sevdiğiydi .
Kont Chris'in bu uzun süren sessizliği bozması gerekiyordu . Öyle de yaptı . Sevgisini kollarından ayırmadan konuştu .
"Büyü güzelim, birşey söyleyeceğim sana"
Seungmin başını yasladığı geniş gövdeden kaldırmış çok fazla ayrılmadan, hissettiği huzurlu sıcaklığı bozmadan karşısında ki adama baktı . Anlamayarak kaşlarını birleştirdi .
"Ne oldu Chirs ? Kötü birşey mi yoksa ?"
Chirs, eşsiz menekşesinin yersiz telaşına tebessüm ederek karşılık verdi . Zirâ bu telaşını haksız da bulmuyordu .
Tapınağın yok oluşu genç magia'yı derinden etkilemişti . Küçüklüğünü yaşadığı artık evi olarak gördüğü yerin olmayışı onu zorlasada neyse ki sevdikleri yanındaydı ve iyilerdi .
Tapınağın yanarak bir harabeye dönmesi sonucu genç arkadaş grubu Chan'ın ormanda ki kulübesine yerleşmişti . Changbin'in de evi vardı tabii ancak ayrılmak istememişlerdi .
Kont Chirs, bir elini narin bir şekilde sevgisinin endişeli yüzüne yaklaştırdı . Kahverengi saçları geriye doğru taramış elini yanağına yaslamıştı gencin .
"Hayır güzeller güzelim, birşey olmadı telaşlanma."
Seungmin bununla sakinleşip rahatlarken huzurla siyah irislere baktı .
"Ne oldu o zaman ?"
"Öncelikle ayağa kalkmalıyız böyle olmaz"
Chan önce kendisi yerden kalkmış daha sonra da Seungmin'in elini zarifçe tutarak onu ayağa kaldırmıştı .
Ellerini ayırmadan oldukça hoş gözüken gence hayranlıkla bakarken baş parmağını yumuşak tende gezdirdi.
"Sevgim, benim eşsiz güzelliğim. Bu zamana kadar mutluluğumuz oldu, kavgalarımız oldu, üzüntümüz oldu . Bazen korktuk, birbirimizi bir daha görememekten, bazen sevindik sonsuza kadar dudaklarımızın birbirine temas etmesine . Bazense korkularımız yüzünden tartışmalarımız oldu . Ama bu yakıcı güneş uykuya çekilip parlak ay tepeye çıktığında onun ışığının altında birbirimizin kokularını soluduk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘔𝘢𝘨𝘪𝘢 • 𝘊𝘩𝘢𝘯𝘮𝘪𝘯 ✓
خيال (فانتازيا){𝚃𝚊𝚖𝚊𝚖𝚕𝚊𝚗𝚍ı} "Ben bu alev alev yanan gözlerine bakamazsam, aydan parlak tenine dokunamazsam o zaman öldür beni Seungmin . Çünkü sen olmazsan sen nefes almazsan benim de gözlerim sonsuzluğa kapanır . Ya beni seninle yaşat ya da seninle öldür...