BÖLÜM 1: TEK YÜREK

231 23 74
                                    

~•~•~•

Hepinize merhabaaa

Öncelikle şunu söylemek istiyorum, umarım okumaya başlayanların beklentilerini karşılayabilecek bir kurgu olur.

Bu içerik tamamen kurgudan ibaret olup; karakterlerin, mekanların, olayların gerçekle bir ilgisi bulunmamaktadır. Hayal gücünden ibarettir.

Bu kurguya başlama tarihim 2024 senesidir ancak kurgunun zaman dilimi 6 sene sonrasında, yani 2030 yılında gerçekleşiyor.

İçeriğindeki siyasi görüşler nedeniyle belli bir kitleye hitap etmeyeceğini tahmin edebiliyor ve ileride sıkıntı çekeceğimi biliyorum ama herkes elindeki imkanlar dahilinde düzene tepki vermezse, değişmeyen tek şey kaderimiz olur.

Ayrıca kitap içerisinde sıklıkla Arapça konuşmalar geçecek. Altı çizili olan diyalogları Arapça olarak düşünün lütfen.

Beğenmeniz dileğiyle, iyi okumalaaar

~•~•~•

~•~•~•

Devletler kuruldu, sonra yıkıldı, tekrar kuruldu. Mavi gözlü, sarı saçlı dev bir kahraman bize umut oldu en son. Zaman değişti, toplum değişti, fikirler değişti, insan değişti... ama değişmeyen ve değişmeyecek tek şey asırlardır Türklerin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi oldu. İşte yine o anlardan birindeydik.

Atamın bıraktığı topraklar, artık Türkiye Cumhuriyeti toprakları değildi. Burası artık Büyük Suriya Devleti olmuştu. Bizim uğruna yüzlerce can verip kanla kazandığımız bu topraklar, artık Suriye topraklarıyla birleşip Suriya Devletine dönmüştü. Kendi ülkemizde, yabancıların özgürlüğe aykırı kurallarıyla yönetiliyorduk. Her geçen gün daha da geri kalıyorduk dünyadan.

Biz Türkler özgürlüğe aç insanlardık. Bağımsızlık uğruna ne mücadeleler vermiştik. Selçuklu kanından geliyorduk, Osmanlı torunlarıydık, Atatürk'ün evlatlarıydık biz. Şimdi ise elimiz kolumuz bağlı, kendi vatanımızda esirdik.

Bizden vatanımızı almışlardı. Bayrağımızı almışlardı. Türkçemizi almışlardı. Zihniyetimizi almışlardı. Sahi, bizden geriye ne kalmıştı bu kanlı savaşta?

~•~•~•

BÖLÜM 1: TEK YÜREK

Özgürlük ve bağımsızlık, benim karakterimdir; demiş Mustafa Kemal Atatürk.

Türklerin en büyük mücadelelerinin altında hep bağımsızlığa olan bağlılıkları yatmıştı. Özgürlük adına kan dökmüştük o şanlı tarihimizde. Bizi sadece biz anlardık, Türk olmak böyle bir şeydi. Tüm dünya bize karşı gelip anlamasa bile, biz tek yürek olunca işin rengi değişirdi.

Şimdi diz çöktüğümüzü sanıyorlardı, dizginlerimizin onların elinde olduğunu düşünüyorlardı. Düşünsünler, bilmedikleri tek şey Türklerin dizginleri olmadığıydı.

Ben, atam Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde yetişen bir Türk kadınıydım. Ve nefes aldığım sürece bu böyle devam edecekti.

Bağımsızlığımızın elimizden alındığı bir güne daha başlamıştık yine. Binadan çıktığım sırada, arabama doğru ilerlerken aynı anda etrafı kolluyordum. Mahallenin başında pahalı bir markanın siyah minibüsü vardı. Arkasında ve önünde duran ikişer araç, tam ortadaki minibüsü koruduklarını fazlasıyla belli ediyorlardı. Sokağın her bir köşesine dikilen koruma kılıklı adamları saymıyorum bile. Bir şeyler dönüyordu burada.

TEK YÜREK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin