XL

983 76 176
                                    

Araf dışarıdan gelen sese aniden uyanıp direksiyondan başını kaldırınca uyuşmuş olan boynundaki ağrıyı hissetti ve rüya gördüğünü anladı. Alisa gerçekten gitmemişti sadece onu izlerken uyuyakalmıştı. Buna sevinmişti. Başındaki ağrıyı dindirmek ister gibi sağa sola hareket ettirdikten sonra arabadan gelen sese kulak verdi.

Biri gerçekten de araba camına vuruyordu. Tuşa basıp camı açınca karşısında Alisa'yı gördü.

Kız hırkasını kendine sararak konuştu: "Burada sabahlamayı düşünmüyorsun değil mi?"

"Sen gitmemiş miydin?" Diye mırıldandı. Gördüklerinin rüya olmasına bir kez daha sevindi. Arabadan inip Alisa'ya yaklaştı.

Kızı kollarından tutup yüzüne bakarak tekrar sayıklar gibiydi: "Buradasın gitmemişsin."

Alisa hiç oralı olmayarak Araf'a baktı:
"Akşam vakti evimin önünde ne yapıyorsun? Sana söylüyorum Araf ne zamandan beri buradasın?"

Adam onu dinlemeyip konuştu:"Beni terk etme."

"Ne?"

"Seni seviyorum Alisa lütfen beni bırakma."

"Araf ne diyorsun Allah aşkına? Alkolde kokmuyorsun ki sarhoş olasın."

"Gitme." Diyerek Alisa'ya sarıldı.

Kız şaşkınlıktan sarılmaya karşılık veremedi. Araf'a ne olduğunu merak ediyordu. Nihayet birbirlerinden ayrılınca tekrar sorgulayan gözlerle Araf'ı süzerek, "Sen bugün hiç iyi görünmüyorsun. Ne olduğunu anlatacak mısın?"

"Yarın beni bırakıp gitmeyeceğine söz ver."

"Yanlış hatırlamıyorsam gidişime üzülmeyeceğini söylemiştin. Dört saatte seni kararından döndüren ne oldu çok merak ettim."

"Sadece hatamın farkına vardım ve yaptıklarım için pişmanım, beni affedebilecek misin?"

"Sanki başkası konuşuyor gibi bu konuşan sen olamazsın."

"Neden?"

"Çünkü sen böyle konuşmazsın Araf. Biraz acı çekiyor gibisin. Bana bir günde aşık mı oldun diğer günler aklın neredeydi?"

"Güzelim hâlimden görmüyor musun neler çektiğimi?"

Kız, adamın bu hâline zerre acımamıştı: "Tamam gel yukarı bir şekerli kahve iç sonra kaldığın yerden konuşmana devam edersin."

Şekerli kahve deyince Araf'ın uyumakta olduğu intikam hırsı tekrar alev aldı.

"Tamam gidelim ama unuttum sanma o gün bana şekerli kahve içirmenin hesabını daha sonra soracağım."

Alisa cevap vermeyip apartmana doğru giderken Araf'ın koluna girip merdivenleri çıktılar. Dördüncü kata geldiklerinde içeri girip salona geçtiler.

Alisa koltuğa oturunca direkt Araf'ı sorguya çeker gibi nefes almadan konuştu: "Gece vakti evimin önünde ne işin vardı? Ayrıca beni bırakma deyip sarılmakta ne oluyor? Bu olanlara bir açıklama yap hemen!"

Araf, Alisa'nın sert ses tonundan etkilenmiş olsa da sakin kalmaya çalışarak oturduğu koltuğa yerleşti. Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı: "Gece vakti evinin önünde olmamın sebebi, seni bir an önce görmek istememdi. Beni terk etme diye söylememin nedeniyse, seni kaybetmek istememem."

Alisa, Araf'ın samimi sözlerine karşı şaşkın bir şekilde ona bakıyordu. Bu beklenmedik itiraflar karşısında ne yapacağını bilemiyordu. Bir süre sessizce düşündükten sonra konuşmaya karar verdi: "Sana güvenmiyorum Araf, bu söylediklerin bana hiç inandırıcı gelmiyor."

Gölgene Bile Acıma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin