🌷
Sabah zar zor uyanmış zorlukla evden çıkmıştım. Dün soğukta kaldığımdan hasta olmuştum. Müdür beyi aramış bir günlük izin almıştım. Mutfakta duran çöp biraz daha durursa tüm evi kokutacaktı. Çöp poşetini sıkıca bağlayıp evden çıktım.
Çöp kutusu lojmanın dışındaydı. Lojman çıkışına yürüdüğüm esnada kapıda nöbet tutan askerin biriyle sohbet eden Alparslan'ı görmüştüm. Elinde ki sigarayı dudaklarına götürdü ve derin bir nefes aldı. Göz göze geldiğimiz esnada içine almış olduğu dumanı ağır ağır dışarı bıraktı. Gözlerini ilk çeken o olmuştu.Sessizce yanlarından geçip çöpe doğru yürüdüm. Elimdeki çöpten kurtulup tekrar lojmana doğru yürümeye başladım. Bu sefer Alparslan'ı görmemiştim. Uyuşuk adımlarla binaya doğru yürüyordum ki arkamdan gelen sesle durup ona döndüm.
"Elimizde birkaç belge var. Çevirebilir misin?"
"Ne zaman?"
"En geç akşam."
Ellerimi cebime koyup akan burnumu çektim.
"Tamam olur."
"Benim şimdi birkaç işim var sonra geleceğim."
Sadece kafa salladım. Alparslan baş selamı verip gidince bende daha fazla soğukta durmamak için hemen binaya girdim. Mutfağa geçip kendime sıcak bir çorba yaptım. Yemeğimi yiyip soğuk algınlığı ilacını içip koltuğa geçtim. Televizyondan Esra Erol'u açıp bir sesini kısıp izlemeye başladım.
•••
Çalan kapının sesiyle zorlukla gözlerimi açtım. Etrafı karanlık görünce orta sehpada duran telefonumdan saatime baktım.
20:00
Cidden bu saate kadar nasıl uyuşmuştum ben? Hem o kadar uyumama rağmen neden hala yorgunum! Tekrar çalan kapıyla üstümü başımı düzeltip zorda olsa kapıya doğru yürüdüm. Karşımda Rıfat ve Alparslan'ı görünce merakla baktım.
"Müsaitsen sana gelebilir miyiz?"
Rıfat'ın sorusuyla kapıdan çekilip içeriye geçmelerini bekledim. İkiside koca postallarını çıkarıp salona geçtiler.
"Öğlen bahsettiğim şey için gelmiştik. Sana senin evinde çeviri yapacağımızı söylemedim kusura bakma. Benim ev dolu, diğerleri de dolu olunca mecbur kaldık."
Alparslan'ın kibar konuştuğunu farkeden yalnızca ben olamam değil mi? Yüzümde ki şaşkınlıklığı gizleyemedim.
"Sorun değil, başlayabiliriz."
Alparslan orta sehpayı kendine doğru çekip çantasından birkaç dosyayı çıkardı. Birini önüme koyup Rıfat'la kendi önüne de ayrı bir dosyayı koydu. Odama geçip boş bir defter aldım. Onun üzerinde çevirir sonra temize geçirirdim. Koltuktan orta sehpaya eğilmek zor olduğu için yere oturdum.
Yaklaşık yarım saattir önümdeki dosyayı çeviriyordum ve hala bitmemişti. Tam bitti dediğim yerden başka bir sayfa daha beni karşılıyordu. Uyuşan bacaklarımı sehpanın altından uzattığım da birinin bacaklarına değmiştim. Hemen kafamı kaldırıp Rıfat ve Alparslan'a baktım. İkiside hiçbir şey olmamış gibi önlerindeki arazi planı hakkında konuşuyordu. Ayaklarımı kendime doğru çektiğim an Alparslan ile göz göze geldik. Kesinlikle onun bacaklarına değmiştim! Utançla konuştum.
"Pardon."
Alparslan omuz silkip işine geri döndü. Rahatsız olmamıştı iyi ki. Yavaşça yerden kalktım.
"Benim uykum geliyor ayılmak için kendime kahve yapacağım. Sizde ister misiniz?"
"Olur."
Sadece Rıfat cevap vermişti. Alparslan'a baktığımda telefonuna çatık kaşlarıyla bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARUT KOKAN PAPATYALAR
Romance"Daima yanında olmamı isteyeceksin ama operasyon dönüşümü garanti edemem!" "Benden seninle vakit geçirmemi isteyeceksin ama ben her an ölümle burun buruna olacağım!" "Benden sana çiçekler getirmemi isteyeceksin ama benim çiçeklerim barut kokar!" ...