The Pearls In Your Eyes | Taegyu |

14

Günler birbirini kovalamaya devam ederken her şey cidden güzel gidiyordu. Sınav sonuçlarım beklediğimden güzeldi,  Beomgyu çalıştırdığım dersi geçmişti üstelik ve iyi bir öğretmen olduğum için teşekkür etmişti.

Beomgyu ile henüz adını koyamadığım durumumuz da güzel gidiyordu. Bana kabuğunu daha fazla açıyor ve kötü hissettiğinde benimle konuşuyordu. Artık gerçekten yanında olabildiğimi hissediyordum. Şimdi de her zaman penceremden onu izlediğim parkta beraber oturup onun her zaman sevdiği kediyi seviyorduk. Hayat ne garip, diye düşünmeden edememiştim o an çünkü uzaktan onu hayranlıkla izleyip canını sıkanın ne olduğunu sorgularken bir gün onun yanında bunları dinleyen kişi olacağımdan bihaberdim.

Konuşacak konumuz kalmadığında onun da iyi hissetmesi için kısık bir şarkı mırıldanmaya başlamıştım, beklemiyor olduğu için şaşkınlıkla bana bakmıştı önce ama sonra güzel sesiyle bana eşlik etmişti.

"Kalk hadi."

Elini uzatıp ayağa kalkmasıyla bu sefer şaşkınca bakma sırası bana geçmişti ki ben ne olduğunu anlamadan elimi tutup beni de ayağa kaldırmıştı. Kollarını boynumda birleştirip şarkıya devam ederken yerinde hafifçe sallanmasıyla yüzüme yerleşen kocaman gülümsemeyle belini kavrayıp ona eşlik etmeye başlamıştım.

Tek seyircimiz olan kedi bu anı bozmamak için bankta kıvrılmaya devam ederken biz kendi şarkımızı söyleyerek bir yandan dans ediyorduk. Benden birkaç santim uzun olmasına rağmen yüzünü bana doğru eğmesi kalp krizi geçirecek gibi hissetmeme sebep oluyordu.

Şarkı bitse bile yerimizde öylece durmaya devam ediyorduk ve yüzü yüzümün yakındayken aklımdan tek geçen şey onu öpmekti. Beynim gittikçe ciğerlerime işleyen kokusuyla uyuşuyordu ve aklımı hislerimden dolayı kaçıracak gibi hissediyordum.

"Taehun."

Fısıltı gibi çıkan sesi karşısında tamamen güçsüz düşmüştüm ve sadece gözlerinin içine bakarak devam etmesini beklemiştim.

"Böyle güzel bakmaya devam edersen seni öpmek zorunda kalırım."