Jessie odasında uyuyordu. Uyandığında Gelinlikli Kadın karşısında dikiliyordu. Onunla konuşmak istedi fakat gelin ortadan kayboldu. Jessie etrafa göz gezdirdi. Ve boyayla yazılmış o yazıları gördü " Beni sen öldürdün" . Hemen bağırarak hemşireleri çağırdı. Hemşireler odasına geldi. Jessie onlara eliyle yazıyı işaret etti. Hemşireler hemen güvenliğe kamera kayıtlarına bakmasını istedi. Kayıtlarda Jessie nin bi boyayla o yazıları yazdığını gördüler.
Jessie'nin yaptıkları herkesin canına tak etmişti. Hemşireler ona artık kızmıyorlardı çünkü Jessie'den ciddi boyutlarda korkmaya başlamışlardı. Jessie yine kimsenin anlamadığı bir dilde bir şeyler söylüyordu. Hemşireler odanın kapısına fazladan kilit takıp odayı terk ettiler.
O gece Jessie çok uykusu olduğunu hissetti. Uzun zamandır böyle bir uykuya ihtiyacı vardı. Kaldığı hücrenin kapısını gören duvarda bir pencere vardı. Ay ışığı pencereden içeriye süzülürken Jessie'nin gözü pencerenin dışarısındaki gölgeye takıldı. Gölgenin bir kadına ait olduğu saçlarının ve eteğinin uçuşmasından belliydi.
Jessie uykusunu göz ardı ederek üzerinden mor tonlarındaki yorganı attı ve ayaklarını yataktan sarkıtarak doğruldu. Ayağına hastanenin verdiği mavi düz terlikleri giyerek yavaş adımlarla pencereye yaklaştı. Gözlerini karanlıktaki kadından ayırmıyordu. Tam bu sırada kapısından sesler geldi. Ani bir hareketle kapıya döndü ve pencereden bir kaç adım uzaklaştı.
Kapıdan içeriye bir hemşirenin girmesini beklerken üzerinde hasta kıyafeti bulunan Jessie'nin yaşlarında olan bir adam girdi. Jessie bundan ürkmüştü ve odanın en uzak köşesine doğru adımlar atmaya başladı. Tam bu sırada adam "Korkma! Sadece seninle konuşmak için geldim." dedi. Jessie adamın kelimelerini anlayabiliyordu ama kendisi konuşamıyordu. Adam Jessie'ye ürkek adımlarla yaklaşıp elini uzattı. Jessie kaybedecek bir şeyinin olmadığını düşünerek elini uzattı. Adam Jessie'yi hücresinden çıkartıp kapıyı gıcırdatmamaya çalışarak çekti.
Jessie adını hala bilmediği adamla beraber bahçeye doğru ilerliyordu. Adam Jessie'nin tedirginliğini fark edip fısıldayarak konuştu " Bu arada ben Joseph. Gereğinden fazla hanisülasyon gördüğüm ve çevremdekileri olduğundan farklı görüp onlara zarar verdiğim için buradayım. Değişik insanlar ilgimi çeker sende onlardansın." . Jessie bu kısa konuşmadan güven duymuştu.
Bahçeye çıktıklarında Jessie odasından gördüğü garip gölgeyi merak edip o tarafa doğru ilerledi. Jessie ilerledikçe gölge yer değiştiriyordu. Joseph'e bakmak için arkasına döndüğünde gölgenin sahibi olan kadının gelinlikli kadın olduğunu anladı ve gelinlikli kadın bu sefer Joseph'ın boğazına yapışmış onu boğuyordu. Jessie buna engel olmak için gelinlikli kadının elbisesini çekiştirdi. Kadın saliselik bir hareketle Jessie'ye döndü. Jessie korktuğu için okkalı bir tokadı gelinlikli kadının suratına indirdi. Tokatla beraber kadın ortadan kayboldu.
Jessie gözünü açıp kapadığında kendini yatağında buldu. Ertesi sabah kamera kayıtlarını izleyen hemşireler ve doktorlar hayret içinde kalmıştı. Çünkü kasette Jessie Joseph'ın odasına gidip uykulu Joseph'ı kolundan çekiştirip bahçeye çıkarıyor ve önce Joseph'ın boğazına yapışıp sonra kendini tokatlamaya başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelinikli Katil #Wattys2015
HorrorO, öldükten sonra yaşayan biri. O, bir katil. O, bir sadist. O, acımasız. O, ölse bile lanetleyen biri. O, GELİNLİKLİ KATİL. Ve O, "Beni Sen Öldürdün." diye fısıldayan kişi.