Olaylı günümüz güzelce tatlıya bağlanmıştı dün gece, tüm yükü üzerimden atmanın rahatlığıyla hafiflemiştim ve güzel bir uyku çekmiştim. Lâkin dünün aksine bugün pek kolay ve neşeli uyandığım söylenemezdi, ne olduğunu hatırlayamasam da kötü bir rüya görüyordum ve aniden geç kalacağımızı hissederek uyandım. Kızlar benden önce uyanmışlardı ama aylak aylak geziniyorlardı ortalıkta.
"Günaydın fıstığım." dedi Ann gülümseyerek, bu kızın neşesini de kimse bozamıyordu.
"Günaydın Ann, beni neden uyandırmadınız? Kahvaltı yapardık." dedim yüzümü buruşturarak.
"Ben de daha yeni uyandım, boşver hızlıca bir kase granola yeriz olur biter." diye kıkırdadı.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra hazırlanmaya gittim. Vücudumu saran siyah triko boğazlı elbisemi seçtim bu sefer de, triko mevsiminde trikonun hakkını vermezsem olmazdı. Saçlarımı tarak düzleştiricimle hafifçe şekillendirdikten sonra kulaklarımın arkasına ittim sadece, kirpiklerimi biraz belirginleştirip altın rengi halka küpelerimi dizdim tekrar kulak deliklerime ve hazırdım, siyah botlarımı ve siyah kaşemi giyecektim, bugün karalara bürünmüştüm ama siyah güzeldi, asildi. Hızla aşağı indim ve Annie'nin geçen gün fırınladığım ev yapımı orman meyveli granolayı kaselere döktüğünü gördüm, ve hemen masaya geçtim. Kaseme sütü boşaltırken Blaine geldi, onu merak etmiştim, tavrının, hal ve hareketlerinin nasıl olacağı beni endişelendiriyordu. Ama bizi görünce gülümseyip 'günaydın' dedi, herhangi başka bir günden pek de farklı gözükmüyordu, biraz daha rahatladım. Kahvaltımızı edip yola koyulduk. Bugün hava bulutsuz ve güneşliydi ama soğuktu, yağmur yağma olasılığı da yoktu, bu beni mutlu etti dünün üzerine.
"Latin dansları için yeni bir öğretmen gelmiş duydunuz değil mi?" dedi Ann metrodan indiğimizde.
"Evet dün ondan bahsedildiğini duydum, sanırım çok sıcak biriymiş. Memphis'ten gelmiş." dedim düm duruş dersinde hocadan başka her şeyi dinlerken duyduklarımı hatırlayarak.
"Umarım öyledir. Sert hocaların dersleri stres ve gerginlikten başka bir şey değil, biraz rahat edelim." diye şikayet etti Blaine.
"Al benden de o kadar, Bayan Mansy'den, Schwartz'dan çektiğim yetmiyormuş gibi, Bay Ilchenki'yi de unutmamak gerek." dedim yaşlı ve Rus disiplinini bize işlemeyi ilke edinen bale hocamızı hatırlatarak, güldürdüm onları. Ama biraz gergindim açıkçası, Blaine'in dün odalarımıza çekildikten sonra ne yaptığını bilmiyorduk, söylediklerinden Dane'e yazmayacağını çıkarmıştım ama emin olamıyordum, eğer Dane bilmiyorsa ve bugün yanına gelirse neler olacağını kestiremiyordum.
Bugünkü dersimiz bale için stüdyonun yolunu tuttuk. Baleyi gerçekten çok özlemiştim, her zaman bana huzur verirdi, çocukluğumu, masumiyetimizi hatırlatırdı. Çok da meşakkatli bir danstı, başka derslerde nabzımız çok daha yükseliyor olabilirdi ya da temposu görünüşte daha ağır durabilirdi ama balenin gizli bir zorluğu vardı, kasları bırak insanın kemiklerine kadar ağrıyordu bittikten sonra, parmaklarımız paramparça geziyorduk, artık bir süre sonra uyuşuyorlardı ama bu da sevdiğin şeyi yapmanın tatlı zorluklarından biriydi, hiçbir zaman şikayet etmezdim. Hocamız Bay Ilchenki zamanının dünyaca ünlü en iyi baletlerinden biriydi ve bu Akademi'nin yapı taşlarındandı, neredeyse okulun kuruluşundan deri burada eğitmendi ve her ne kadar çok sert ve disiplinli biri olsa da, zaman zaman bizi çok fazla zorlayıp canımıza okusa da ona çok saygı duyuyordum, stiline de hayrandım, ondan öğrendiğim şeyler sayılamayacak kadar fazlaydı ve beni seven nadir hocalardan olduğu için de onu ekstra seviyordum doğrusunu söylemek gerekirse.
Stüdyoya girdiğimizde bugün de dolu olduğunu gördüm çünkü pek erken geldiğimiz söylenemezdi, dersin başlamasına en fazla 10 dakika falan vardı. Hızlıca bale kıyafetlerimizi giyip ısınmaya başladık. İster istemez gözüm Dane'i arıyordu ve daha gelmediğini gördüm, bir yandan yan gözle de Blaine'in hareketlerini inceliyordum ama hiçbir gariplik yoktu, kendi halinde esniyordu. Ann'e kaş göz yapıp gözümden kaçan bir şey oldu mu diye işaret ettim ama başını iki yana sallamıştı. Dikdörtgen stüdyonun sağ üst köşesinde Matty'i gördüm Dane'e bakınırken, o da kendi halinde ısınıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Utançla Dans
RomanceDans. Charmaine Lowes için hayat danstan ibaret. Bir de iki baş belası Blaine ve Annie. Onlar olmadan Charmaine belki de o tutkuyla bağlı olduğu dans dünyasının içinde bulamazdı kendini. Kendisi biraz utangaçtır da. Tanrım, biraz mı? Bu dünyada görü...