~3~

18 2 0
                                    


Arkadaşlar oy verenler ve yorum yapanlar çok az. Neden yorum yapmıyorsunuz? Fikirlerinizi özgürce belirtin lütfen. İlk kitabım olduğu için elbette mükemmel değil ama yazım yanlışlarını belirtebilirsiniz. Bende sizin yaptığınız yorumlardan ilham alıp sonraki bölümleri ona göre yazabilirim. Lütfen fikirlerinizi esirgemeyin.

DİP NOT: Arkadaşlar kitabın isminin 2 anlamı varmış abim söyledi bende araştırdım.

Bu kitabın ismi, kızımızın yeraltı dünyasının lakabı. O yüzden kitapta kullanılan anlamı şudur:

Başkalarına fiziksel ya da ruhsal acı çektirmekten zevk alan (kimse).

Neyse iyi okumalar öcükler {▪︎_▪︎}

<●>°<●>°<●>°<●>°<●>°<●>°<●>°<●>°<●> 

Uyandığımda -daha doğrusu uyanmak zorunda kaldığımda- gözüm yanıyordu. Neden mi çünkü birisi benim perdelerimi sonuna kadar açmış ve bende enayi gibi cama dönmüşüm ki güneş gözlerimi delip geçsin değil mi. Allah'ım bu kadar akıl bana fazla yarısını Metehan'a verelim bence.

İç sesimin söylediği şeye ayık olsaydım çok gülerdim ama zihnim gözlerime yapılan katliamın farkında değilmiş gibi uyanmamakta ısrar ediyordu. Salak cama arkanı dönmeyi akıl edemeyen sensin zihnine niye laf ediyorsun? İç sesim tekrardan beni azarladığında- ki bunu sürekli yapıyordu- ona göz devirip kes sesini be Pakize dedim.

Benim yazılarımın daha büyük olduğunu gören Pakize dururmu banane benim yazılarım daha belirgin oldun lütfen dediğinde içten içe güldüm sen beni azarlamaya devam et bak bakalım sana veriyormuyum bu yazıyı dediğimde korkarak tamam tamam vallaha yapmayacağım, kızmayacağım sana. Çok yalvardın al bari dedim ve kalın yazıyı ona devrettim. Acımıştım ne yapayım.

Her neyse ben biraz mal olduğum için hala güneşe dönük yatıyordum, sanırım gözlerim artık eskisi gibi iyi göremeyecekti. Sonunda akıl edip ayağa kalktığımda gözlerimin önünde rengarenk şeyler uçuşuyordu. Al işte iç ses hepsi senin yüzünden! Ben ne yaptım? Diye sordu sonra devam etti ay kız böyle yazmak ne kadar eğlenceliymiş dikkat çekiyorum ayh iç ses sen ne diyorsun Allah aşkına ya!? Ben iç sesim yüzünden sinirden köpürürken kapım çaldı -tabi ben hala ayakta dikiliyorum- "Gir!" Dedim. Kapıyı çalan kişi içeri girdiğinde bu kişinin Masal olduğunu gördüm. "Hadi gel herkes kalktı." Dedi, bende ona "tamam hemen geliyorum." Dedim. Başıyla onaylayıp kapıyı kapatarak odamdan çıktığında bende hızlı adımlarla banyoya girerek özel ihtiyaçlarımı giderdim ve elimi ve yüzümü yıkayarak çıktım banyodan. Tekrar odama geçtiğimde dolabıma doğru ilerledim ve kendime giyecek birşeyler çıkarttım. Kot pantolon ve haki rengi örgü kazağımı üzerim geçirdim.


Güzel olmalıydım, sonuçta bugün yeni bir misafirimiz vardı değilmi. Saçlarımı yukarıdan bir at kuyruğu yaptım ve önden 2 tutam çıkarttım. Ayağıma siyah spor ayakkabılarımı giydim. İşte şimdi hazırdım. Odamdan çıktım ve merdivenlere doğru adımladım. Merdivenlerden inerken bir yandan da " elay elay yey yey undereleyyay" diye şarkı söylüyordum. Aşağıya indiğimde masa hazırdı, masanın başında kimse olmadığını görünce, bu sefer"eley elay yey yey undereleyyay" diye salona giderken mırıldanıyordum. Salona girdiğimde herkes gülerek bana bakıyordu. Onlara bir göz gezdirip kimi ekmek almaya gönderdiklerini anlamaya çalştım. Sonunda Alp'i göremeyince Su'yun bu seferki kurbanının o olduğunu kavrayınca bende gülmeye başladım. " Hye Su bu seferki kurbanın Alp mi? Neyle tehdit ettin de gitti?" Gülerek söylediklerim karşısında tekrar gülmeye başladılar. Ancak bu Hye Su hepsine ölümcül bakışlar atmaya başlayana kadar sürmüştü çünkü onun bakışları insanı resmen yerden yere vuruyordu.

Kapı çaldığında ayağa kalkıp kapıyı açtım. Alp beni gördüğünde "naber kız sadist kedi" o böyle konuşunca gülmemeye çalışarak kızgınmış gibi kaşlarımı çattım. Ölümcül bakış atmaya çalışırken söylediğiyle sirirlerşm hat safhaya çıkmasın mı. "Ne bakıyorsun kız öyle sıçacakmış gibi" dedi ve bakışlarımın hızla değişmesiyle koşarak salona vardı. Metehan "yine ne oldu?" Dediğinde hemen "bana uygunsuz şeyler söyledi"dedim ışık hızıyla masum rolüne bürünerek. " Alp'in gözleri fal taşı gibi kocaman olmuştu. Yine gülmemek için kendimi sıkıyordum. Gerçi diğerleri de neler olduğunu az çok tahmin ettikleri için endilerini kasıyorlardı. Alp "NE!?" Diye bağırınca kendimi daha fazla tutamadım. Diğerleride sanki bu anı bekliyormuş gibi hönkürerek gülmeye başladılar. Alp bana bakıyordu ama o nasıl bir bakış, resmen gözleriyle 5 parçaya bölüyordu. Masal "t-tamam hadi yemeğe geçelim artık" dedi gülmesini durdurmaya çalışırken, hepimiz onayladık ve masaya oturdum. "Pankek mi o? " dediğimde Su gülümseyerek "ben yaptım. Dün çok yoruldun hadi ye." Dedi bende ona teşekkür edip gülümsedim ve tabağını doldurmaya başladım.

《⊙○⊙○⊙○⊙○⊙○⊙○⊙○⊙○⊙○⊙○⊙○⊙○⊙○》

Yemek bol gülüşmeli ve bol sobetli geçmişti. Masayı toplarken Masal'a seslendim

"Masal. Deniz işini ne yaptınız?" Diye sordum. Bir yandan buzdolabına kahvaltılıkları yerleştirirken bir yandan da benimle konuşuyordu. "Biraz sonra almaya gideceğim. Zorluk çıkartır ve çatışma başlarsa biraz hırpalarız o kadar." Dedi ve güldü. Bende güldüm ve elimdeki son kahvaltılığı da yerleştirdikten sonra" tamam o zaman ben çıkıyorum siz getirene kadar ben de biraz dışarıda dolaşacağım." Dedim. Kafa sallayıp onayladıktan sonra" mesaj atarım!"diye seslendi. Aynı şekilde "Tamam!" Dedim ve çantamla telefonumu alarak dış kapıya doğru adımladım.

□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□□■□■□

Biliyorum bölüm biraz anlamsız oldu ama derslerime odaklanmam gerektiği için bir süre taslakta kalan bir bölüm okuyorsunuz şuan. Neyse boşverin sayfanın aşağı tarafında birşey farkettim birtane yıldız gibi birşey var sanki ona dokununca yazar mutlu oluyormuş. Bir denesenize belki olur ♡-♡. 

Bye bye...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 22, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SadistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin