14. BÖLÜM

33 8 122
                                    

Umarım beğenirsiniz sevgili okurlarım. İyi okumalar.💜💜💜

✨🌙

~

İstediğin zaman ışığını söndür, senin karanlığını da tanır ve severim.
~

                  # 1 hafta sonra #

Vivian:"Beş dakka daha."

"Hayır. Uyanman lazım. Antrenmana geç kalacaz."

Hala kalkmayınca masanın üzerinde duran tüyü alarak burnuna sokmak suretiyle yüzünde gezdirdim. Yataktan fırlayarak bana 'Ben ömrü hayatımda bu kadar cani bir varlık görmedim.' bakışları atarak lavaboya yöneldi. Bende o sırada giyeceği elbiseleri hazırlıyordum.

İşim ve eğitimim hakkındaki herşeyi görevlilerden biri anlatmıştı. Vivian'ın da Mira gibi her yere gecikme huyu varmış. Kraliçe bu durumdan bıktığı için beni seçmiş çünkü Vivian görüşme salonuna benim sayemde erken gelmişti. Bundan sonra onu her yere ben yetiştirmek zorundaydım. Dakik birisi olduğum için pek zorlanacağımı sanmıyorum. Şimdi de onu eğitime yetiştirmeye çalışıyorum.

Eğitim saatlerim Vivian'la aynıydı. Hatta bütün programımız aynıydı. Bu sayede beraber hareket edebiliyorduk. Bu gün eğitim vardı ve eğitmenimle tanışacaktım. Açıkçası biraz heyecanlıydım. Vivian çıktıktan sonra giymesi için elimdekileri üzerine atıp odadan çıktım. Hemen mutfağa inip yiyecek birşeyler hazırlamaya başladım. Bu sırada saray aşçısı konuşmaya başladı.

Aşçı:"İstediklerinizi ben hazırlarım. Siz yorulmayın."

"Prenses için bir sandviç ve içecek hazırlarmısınız?"

Aşçı:"Tabii ki hazırlarım. Sizin için de hazırlamamı ister misiniz?"

"Olur. Bu arada bolca su şişesi koymayı unutmayın."

Aşçı:"Peki istedikleriniz beş dakkaya hazır olur."

"Tamam ben beş dakka sonra gelirim."

Mutfaktan çıkıp Vivi'nin odasına daldım. Giyinip yatakta uzanmıştı. Hemen masanın üstünde duran eldivenlerini alıp kucağına attım.

"Hadi çabuk eldivenlerini giy ve aşağı in."

Vivian:"Sen?"

"Hazırlanıp geliyorum. Beni kapının önünde bekle."

Vivian:"Tamam kanka çabuk ol."

Kafa sallayıp kendi odama doğru ilerledim. Benim odam Vivian'ın odasının yanındaydı. Hemen hızlıca hazırlanıp mutfağa indim. Saray çok büyüktü ve ben bir haftadan beri kaybolmamak için dua ediyordum. Neyse ki sarayfa asansör vardı. Sayılı kişilerde bulunan asansör kartını banada verdikleri için çok mutluydum.

Mutfağa girince hazırlanmış sandviçleri ve suları alarak sırt çantama koydum ve kapının önüne doğru yürümeye başladım. Vivian kapının önünde bağdaş kurup oturmuştu.

"Sen tahmini ne zaman ayılırsın?"

Vivian:"Aslında biraz daha uyumama izin verirsen ayılacak gibiyim."

"Çok komik. Hadi kalkta gidelim."

Onu güç bela kaldırıp eğitim alanına doğru gitmeye başladık.

Sarayın arkasındaki ormanlık alana doğru gitmeye başladık. Belli bir patikayı takip ettikten sonra nihayet eğitim alanına gelmiştik. Kocaman, ağaçlarla çevrili, ferah bir yerdi. Patikanın bittiği yerde kamelya ve bir kulübe vardı. Alanın içindeyse hedef tahtaları, boks sahası ve birkaç cansız manken vardı.

Karanlığın Gölgesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin