6

30 5 9
                                    


Her şeyin bir plan olduğunu fark edeli bir süre olmuş olsada yinede bunları Taehyung'ın ağzından duymak beni korkutmuştu.

Bu kadar kin ile dolu oluşu kendimi güvende hissettirmiyordu. Bunları bana anlatırken ne düşündüğünü anlamaya çalışsamda, başaramamıştım.

Bir şekilde planına beni de dahil etmişti. Kar küresi, onu depoda görecek olup yardım etmem... Beni uzun süre izlemesine bile gerek yoktu bu merakımı analiz edebilmek için. Yinede zeki olduğunun farkındaydım.

Tabii ki o korumaları, o depoyu merak edecek durumu eşeleyecektim. Neden beni bu iğrenç durumun içine sokmuştu, oyununa alet etmişti?

"Hayat hikayene nazaran hareketlerin anlamsız."
Taehyung sonunda konuşmam ile bana döndü. Devam ettim;
"Hikayende en az senin kadar benimde hiçbir şeyden haberim yok ve sen başkalarının sana yaptığı kötülüğe karşılık vermek için kendin gibi birisini bu pisliğe çektin."

Kendisi gibi birisi...ben. Nasıl bir planı vardı, intikamını nasıl alacaktı bilmiyordum ama bende onun kadar masumdum. O abisi yüzünden kaderini kucaklarken beni de Robb'dan dolayı buna mecbur etmişti.

"Bazen fedakarlıklar yapılır."
"Sen ne fedakarlığından bahsediyorsun!? Tanımadığın, basit, saf birisini harcıyorsun işte, başka şekilde adlandırma."
Saftım. Beni en iyi tanımlayan kelime bu olmalıydı.

"Bir gün sende benim gibi intikam almak istersen bekliyor olacağım."
Taehyung sakince konuşurken aklımda binbir tane şey döndü durdu. Beni öldürecek miydi, yoksa sadece planında bir kaç adım ilermesi için bir piyon muydum?

İntikam almamı gerektirecek ne yapacaktı bana?

"İntikam mı?!" Sesli bir şekilde hahladım.
"Bazı insanlar senin aksine içinde kötülükle doğmaz. Kötülüğüne intikam ismini vermeyi kes."
Taehyung yavaş yavaş sinirlenirken nefes alışverişi de değişmişti. Belki onu sinirlendirmek iyi bir fikir olmayabilirdi ama kendimi tutamıyordum. Cesaretim yeni yeni varlığını belli ediyordu.

"Seni izlediğim ve tanıdığım kadarıyla böyle biri değildin."
Taehyung bana tiksinir bir şekilde baktığında ilk kez böyle bakıyor olduğunu fark ettim. Beni rahatsız etmişti.
"Ne demek bu?"

"Pisliğe bulanmış taşların içinde tertemiz bir pırlanta gibi duruyordun...- duraksadı.
Gözlerini biraz kısarak bana bakmaya devam ederken derin bir nefes verdi.
"Belli ki yanılmışım."

Neden bu söylediği beni üzmüştü. Onun fikri mi önemliydi cidden? Daha bir kaç saattir tanıdığım birisinin hakkımda ki düşüncesi önemli olmamalıydı.

"Daha bir kaç saattir tanıdığım ve beni gösterdiğim iyi niyete karşın zorla alıkoyan birisin sen.! Burada bana maval okuma. Robb hakkında söylediklerin...gerçek olduklarına inanacağımı mı sanıyorsun?"

Kendimin farkındaydım, birisine karakteristik özelliklerimden bahsedecek olsam ilk olarak saf, iyi niyetli derdim. Daha sonrada çokca meraklı. Ama bu gerizekalı olduğum anlamına gelmezdi.

Tüm hareketlerinin planlı olduğu ve beni kaçıran birisinin, ormandaki evinin mutfağında otururken anlattığı hikayeye inanacak da değildim.

Robb. Onu seviyordum, aşık değildim belki ama değer veriyordum ve o iyi birisiydi.

"Ah desene baban hakkında konuşsam da bir şey değişmeyecek."
Bir anda her yer sessizleşmişken ne diyeceğimi bilemedim. Bir tarafım sorup ne anlatacağını dinlemek isterken bir tarafım korkuyordu.

Zaten inanmıyorsun değil mi? Neden geriliyorsun Lenora hadi ama!

"Neden sessizleştin?"
Taehyung alayla konuşurken biraz da gülmüştü. Keyif alır hali geri gelmişti.
"Neyden bahsediyorsun?"

vengeful wolf • kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin