"Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar.
Ölümleri olur zaferleri. Öpüşürken yanıp tutuşan ateşle barut gibi."
-Shakespeare***
Bazı ilkler son kez yaşanır ama bazı sonlar ilki kadar can yakmazdı.
Her son, yeni başlangıçlara gebe olsa da her yeni başlangıç; umut ile karşılanmaz, hatta hayal kırıklıkları ile dolup taşardı.
Songül'ün en büyük hayal kırıklığı ise şu an tam karşısındaydı.
Yıllar önce kaybettiğini sandığı adamın gözlerinin içine bakarken dudaklarından dökülen kelimeleri seçemeyecek kadar araftaydı Songül.
Geçmiş ve gelecek arasında sıkışıp kalmış olmanın çaresizliği bütün bedenini esir almışken bir yaprak misali savruluyordu oradan oraya. Kalbi olduğu yerden bir milim bile kıpırdamak istemezken, ruhu zincirlerini kırıp, arkasına bile bakmadan kaçmak istiyordu.
Çünkü bir adım ileri gitse yanacak, bir adım geri gitse yakacaktı.
Ve; bu yangın ardında büyük bir yıkım bırakacaktı.
Kuruyan dudakları ılık nefesi ile ıslanırken iç çekişi dudaklarını titretip, göğsünü şişiriyor, aldığı nefes boğazını yakıp geçerken, dizleri belki de ilk kez böylesine titriyordu.
Ruhu acılar içinde kıvranırken bedeni, yaşadığı bu duygu karmaşasına inat onu ayakta tutmaya çalışsa da gözlerinden akan her damla yaşta bir kere daha yıkılıyor, bir kere daha yeniliyordu.
Çünkü; bu bir sondu, yeni bir başlangıç değildi.
Ve;bazı masallar asla mutlu sonla bitmezdi.
🕊️
Babasının kollarından zor da olsa sıyrıldıktan sonra ağlamaktan kızaran gözlerini karışındaki adamın gözlerine sabitledi Songül."Gitme" diye fısıldadı bir kere daha çaresizce.
Birbirine çarpan dişleri arasından çıkan cılız sesi gecenin sessizliğinde yankılanırken, acı soluğu boğazını yakmaya başlamıştı.
Gözlerinden akan yaşlar görüş açısını engellese de babasının katran karası gözlerinden ayıramıyordu buğulu elalarını. Çünkü o gözlerin artık eskisi gibi bakmadığını fark etmişti.
Tanıdığı, hatırladığı adam değildi karşısındaki. Belli ki; yıllar babasından da pek çok şey eksiltmişti.
Titreyen elleri kızının yüzüne değdiğinde tuttuğu nefesi usulca bıraktı Metin. "Gitmem" dedi buruk bir tebessümle ama bu kısa ve net cümlede bir çok olumsuzluk gizliydi.
Dudakları gitmem diye söylense de kalbi kalamam diye haykırıyordu.
Gitmek ve kalmak arasında sıkışıp kalmanın hezimeti omuzlarına çöktüğünde acı bir soluk firar etti dudaklarından. Kalbine saplanan ok böğrünü delip geçerken, gözlerine yerleşen şefkat dolu ifade ile kızının yüzüne baktı uzun uzun.
Taşlaşmış kalbi saniyesinde yumuşarken içinde harlanan intikam ateşi alevini iyiden iyiye arttırıyordu.
Kafasının içinde susturmadığı binlerce cümle, gözlerinin önünde tek bir resim olsa da hasretle harmanlanan baba yüreğinin sesine kulağını tıkayamadı Metin.
Songül'ün yanağından süzülen yaşları parmak uçları ile durdururken baskılayamadı sessiz çığlıklarını.
"Kızım" dedi titrek bir nefesle. "Affettin mi beni?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir küçük sadgül meselesi
Lãng mạnTesadüf diye bir şey yoktur olması gereken olur. Songül ve Sadi'nin de hayatlarının kesişmesi tesadüf değildi olması gereken oldu. Sadi yeni hayatında Songül için her şeyini veremeye hazır. Peki Songül'ü bekleyen gerçek ne? Ve bu gerçeği kimden v...