Dolabının kırık kapağına dikkat ederek açtı ve içerisine hiç bakmadan eline ne geldiyse onları üzerine geçirip koyu kızıl saçlarını tepeden topladı.
Dışarıda deli gibi yağmur yağıyordu ama bu onu umursamadı.Aceleci olmayan adımlarla evinin bitişiğinde olan yarım bırakılmış inşaata girdi.Ayağının altında ezilen kum tanecikleri ile üst kata ulaştığında her zamanki yeri olan balkon kısmına ilerlediğinde başka birininde orada olduğunu fark etti bu bir erkekti.
Onu umursamadan geçip yanına oturdu ve bacaklarını aşağıya sarkıttı. Genç adam başını çevirip baktığında beyaz tenli,kızıl saçlı,kahverengi gözlü bir kız olduğunu fark etti.Ama tekrardan önüne döndü.Kafası öylesine dolu,karmaşıktıki bunu umursicak halde değildi.Dakikalarca sessizliği paylaştılar ikiside tek kelime etmedi.Adamın telefonu çalanadekte konişmicaklardı.
Adam başını kaldırdı ve güldü.Bunun olucağını tahmin etmeliydi.Daha sonra cebinden telefonu çıkarıp arayan kişiye baktı.
Baban.
Aramayı reddetti ve ayaklandı.Son kez kıza bakıp inşaattan çıktı. Arabasına bineceği sırada gözü amaçsızca orada oturan kıza kaydı.Öylece karşısına bakıyordu. Adamın dudakları aralandı ve iki kelime döküldü.
Siyahlar içindeki...
Sonra ıslak kıyafetleriyle lüks arabasına binip oradan uzaklaştı.
Kız çocuğun gittiğini arabanın asfaltta çıkardığı sesten anlamıştı.Merak etmeyi istedi ama beceremedi. Siyah sweatshirtünün kapşonunu başına geçirdi ve ayaklandı. Son bir kez daha etrafına göz gezdirdi ve çıktı. O adamı kesinlikle kıskanmıştı.
Oğlan ve kız her gün oraya gitti. Hergün insanların onlara yaştmadığı sessizliği birbirlerine yaşattılar. Yine her zamanki gibi yanyana otururken ilk kez adam konuştu.
-Niye bana beni kıskanıyormuşsun gibi geldi?
Evet kıza sorduğu ilk şey buydu. Kızın cevabı gecikmedi.
-Çünkü kıskanıyorum.
Adam bunu beklemiyor olmalıydıki ilk birkaç saniye gözlerini kıpıştırdı. Yutkundu
-Neden?
Kız derin bir nefes aldı.
-Çünkü yaşıyorsun.
Adamın kafası bir hayli karışmıştı.
- Sende yaşıyorsun.
İşte kız buna güldü. Bu gülüş duygudan yoksun bir gülüştü. Diliyle dudaklarını ıslattı ve:
- Sence her nefes alan varlık yaşıyor müdür?
-Yaşamıyor mudur?
Kız başını ikiyana salladı ve ayaklandı. Adama dikkatle bakıp.
- Bu hayattan öğrenmen gereken çok fazla şey var.
Daha sonra tam arkasını dönüp gidiyordu ki adam onu durdurdu.
- O zaman sen öğret. Olmaz mı?
Kız şaşırdı.Bunu beklemiyordu. Adamın yüzünü daha dikkatli inceledi.Oldukça ciddi ve çaresizdi.Yapabilir miydi?
Daha 6 gün vardı hem gitmesine. Gitmeden önce yapabilirdi.
-Pekala.
Bu sözden sonra adam gülümsedi, kız gitti.Daha sonra gülüşü soldu.
Yarın tüm gün onu orada mı bekleyecekti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Gerçekler
Teen Fictionİki farklı dünya insanı ve tek ruh.Peki bu ruh kime ait. Çoktan hayattan ümidini kesmiş kıza mı? Yoksa hayatını kaybeden adama mı?