{Hikayeme destek olursanız çok sevinirim iyi okumalar 🙏🏻}
"Baban belki değil ama kardeşini çok sevdiğini biliyorum," burnumdan bir makas alıp göz kırptı. "Bunu unutma."
Üstümden olması gerekenden çok daha ağır ve yavaş bir şekilde kalktı. Bunu o kadar bilinçli yapmıştı ki kan beynime sıçrayıp geri dönmüştü. Bedenim hafiflediği gibi kendimi toparlayıp hızla ayağa kalktım. Sanki yasak bir ilişkide yakalanmışım gibi utanç duymuştum. Elimle kalçamı süpürüp etrafımda yığınla duran polislere baktım. Polislerin çoğunluğu maske takıp kendini kamufle etmişti. Gerginlik ilmek ilmek içime işleniyordu. Hepsinin bakışları benle Hector arasında gezinirken içlerinden iki polis Hector'a atılıp onu etkisiz hale getirmişlerdi. Hector kelepçelenme anında zorluk çıkarttığı için güvenlikler devreye girdi. Büyük bir kalabalığın içinde kendimi savunmasız hissettim. İçlerinden biri telefonla kayda almaya başladığında Mateo araya girdi ve ona saldırdı. Bu büyük bir arbedenin başlamasına sebep oldu. Bir anda güvenlikler ve polisler arasında kaldım. Birinin dirseği çeneme geldiğinde afallamıştım. Düşecek gibi olduğumda kendimi birine tutturdum ama kim olduğunu seçememiştim. Tüm bu karmaşanın içindeyken bileğimden sertçe tutulup güvenli alana çekildim. Arkama baktığımda Mateo'yu ve anlamsız ifadesini görmüştüm. Az önce polisle girdiği kavgadan ne ara çıkıp beni kurtardığını anlamasam da sorgulayacak kadar vaktim yoktu. Bileğimi parmaklarının arasından çekip önüme döndüğümde Hector'un bakışlarına maruz kaldım. O ters kelepçeli haliyle bile tehditkâr tavrından geri durmuyordu. Dilime dikenli oklar batıyormuş gibi acı bir kuruluk vardı. Kafamın içi onların kavga sesleriyle doluşurken bir polis silahını çıkartıp havaya üç el ateş ettiğinde irkildim. Bu onları durdurmak yerine daha da sinirlendirdiğinde aynı polis Hector'a yöneldi. Aramızda ki bir kaç adımlık mesafeden, polisin Hector'a onları durdurması için ricada bulunduğuna şahit olmuştum. Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. Hector daha çok durumdan zevk alıyormuş gibi davranıp omuz silktiğinde bu sefer işlerin kötüye gideceğini söyleyip onu ikna etmeye çalıştı. Bir polis memuru suçlu bulup kelepçelediği kişiden kavganın son bulması için yardım istiyordu. Bu beni daha da umutsuz kılmaktan öteye gitmedi.
Nitekim Hector'da bir yerde rahatsız olduğunu belli eden bir ifadeye büründü. Hemen arkamda ki Mateo'ya seslendiğinde bakışları beni bulmuştu.
"Onlara durmasını söyle," dedi emrivaki bir sesle. Mateo başıyla onayladıktan sonra kalabalığın içine girdi ve saniyeler sonra herkes birbirinden ayrıldı. Bu saçmalığa bir isim koymaya çalışsam da bulmakta zorlanmıştım. Polisi kafamda çok büyüttüğümü düşündüm. Öyle ki bu adamların yanında polis, ordu bir hiçti. Durulan ortalığa bir polisin teşekkür sesi dahil olduğunda bundan daha da emin oldum. Bunun ellerinde olmayan bir prosedür olduğunu ve zorluk çıkartmamaları gerektiğini söyledi.
Savcılığın emir kağıdını gösterip sıra sıra herkesi kelepçelemeye başladıklarında sıranın bana geleceğini fark ettim. Kadın polislerden biri bana doğru yaklaştığında yalnızca, "Benim bir suçum yok," diyebilmiştim.
"Savcılığın emri böyle burada bulunan herkes gözaltına alınacak."
Gözlerim Hector'a kaydı. Çenesinin kasıldığını hissetsem de sesini çıkarmadı ve beni izlemekle yetindi. Ondan bir çıkış görmediğim için bende sessiz kalıp kelepçenin bileklerime saplanmasına izin verdim.
~
Yorgun gözlerimi tavana çevirdim.
"Avukatınız geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRDAKİ YABANCI +18
General FictionBU HİKAYENİN BİR ÇOK KISMINDA RAHATSIZ EDİCİ İÇERİK BULUNMAKTADIR. "Teninde bir ilkbahar havası ama için kar kış. Gözlerin yorgun, ruhun darmadağın. Korkuyla baktığın bu yollar senin kaderin, bu gözler senin katilin." Bakışlarında bir kasvet, kehane...