23-FİNAL

171 16 5
                                    

"Büyüdün ve evleniyorsun, ha?" Tebessüm ettim. "Ve sende sanırım evde kalıyorsun." Büyük bir kahkaha attı. "Benim aşka ayıracak vaktim yok diyelim."

"Doğru," dedim "Sen mesleğine aşıktın."

"Sende mesleğine aşıktın."

"Hala öyleyim ama sanırım ikisinin aynı şey olmadığını öğrendim."

Gelin odasında, Diyar ile beraberdim. Birazdan düğünümüz başlayacaktı ve ben Omay'ın gelin odasına gelmesini bekliyordum. Kapı çalındığında gelen kişinin onun olduğunu zannettim ama değildi. Gelen kişi Hamdi idi.

"Abla benim sana bir şey söylemem gerekiyor." Ciddi bir şekilde söyleyince kaşlarımı çattım. Bugün hiçbir aksilik olmasın istiyordum. Hamdi içeri girip kapıyı kapattığında anlatmaya başladı. "Son dakika görev gelmiş. Omay ve diğerleri kafası demirlere sıkışmış çocuğu oradan çıkarmaya gitti."

Ne? Düğün günümüzde bu olan kamera şakası mıydı yoksa benimle alay mı ediyorlardı? "Hamdi, ciddi misin?" dedim donuk bir sesle.

"Hey Allah'ım ya. İş mi şimdi bu." Dedi Diyar. Bence de değildi ve bu durumdan hiç menün kalmamıştım. Tam o sırada telefonum çaldı. Arayan Omay'dı.

"Omay, ne oluyor ya? Seni bekliyorum ve senin gittiğini öğreniyorum."

"Güzelim, biliyorum çok haklısın ama son dakika da aradılar. Sadece yarım saatlik bir işimiz var. Sonra hemen geleceğiz."

Diyebileceğim bir şey yoktu. Onların da yapabileceği bir şey yoktu. Bu yüzden kendimi koltuğa atıp, telefonu kapattım. Yaklaşık bir saat sonra burada olmak zorundalardı çünkü düğünün başlama saati buydu. Umarım gecikmezlerdi, umarım! Yoksa damat gelini bıraktı falan dedikoduları çıkardı, hiç uğraşamazdım.

...

1 Saat Sonra

"Oh be nefes nefese kaldım. Ne büyük kafası varmış çocuğun, kes kes bitmedi."

GELMİŞLERDİ! Üstlerini giyindikten sonra olanları anlatmaya başlamışlardı ama buna vaktimiz yoktu. Artık çıkmamız gerekiyordu.

"Hadi siz çıkın." Dedi Omay'a diğerlerine. Onlar çıktıktan sonra Omay ile baş başa kalmıştık.

"Çok güzel gözüküyorsun, Miray."

Üstümde saten, beyaz bir elbise vardı. Balondan kollar ise elbiseye çok yakışıyordu.  Fazla bir numarası yoktu ama bence çok güzeldi. Boynuma da beyaz taşlı bir kolye takmıştım. Saçlarım ise dalgalıydı ve küçük bir tacım vardı. Yani evet, bence de güzel olmuştum.

Omay ise siyah bir takım giymeği tercih etmişti. Sadece gömleği beyazdı.

"Teşekkür ederim." Dediğimde artık çıkmak için hazırdık. Omay'ın elini tuttum ve kapıyı açıp yürümeye başladık. Salondan gelen müzik sesini duyabiliyordum.

"Omay, çok heyecanlıyım. Lütfen yanlış bir şey yapmayayım."

"Rahatla biraz. Yanlış bir şey yapsak da sorun değil çünkü biz birbirimizi biliyoruz." Kocaman gülümsedim. Ama hala gergindim ve sanırım salona girene kadar bu gerginlik gitmeyecekti.

Salonun kapıları bizim için açıldığında herkes alkışlamaya başladı. Bütün sevdiklerimiz buradaydı. Bizim için buradalardı. Sağ tarafıma baktığımda ilk gözüme çarpan kişiler Yalın ekibiydi. Diyar ve Hamdi'de onların masasındaydı. Onların arka masasında Teyzem, eniştem ve birkaç akraba vardı. Diğer bir masada Omay'ın annesi, teyzeleri, onların eşleri vardı. Aynı zamanda Narin, Narin'in annesi ve onun eşi de vardı.

SİRENLER ÇALMAYA BAŞLAYINCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin