33. BÖLÜM "KIYAMET ALAMETİ"

45 6 21
                                    

AYLIVA, Aber Sie

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AYLIVA, Aber Sie

Bu bölüm için sadece sizden özür dilemek istiyorum.

Bir kıyametin ortasında kalmıştım.

Gözlerimi açtığımda kendimi bulduğum yer soğuk, depo gibi bir yerdi. Üşüyordum ama beni üşüten soğuk değildi. Ateş'in varlığına ihtiyacım vardı.

Soğuk odayı incelediğimde tamamen boş olduğunu gördüm. Odanın içinde hiçbir şey yoktu. Sadece bir camı vardı ve camdan havanın aydınlık olduğunu görebiliyordum. Saatlerdir bu soğuk odada tutulduğumu anladım. Ellerim ve ayaklarım bağlı değildi, ellerim ve ayaklarımın bağlı olmaması buradan kaçabilmem için bir avantajdı. Bu avantajı kullanabilirdim.

Ellerimi ve ayaklarımı neden bağlamadığını merak ettim. Muhtemelen kaçamayacağımı düşünüyordu.

Yattığım soğuk zeminden doğrulup demir kapıya doğru ilerledim. Kapının önünde durup kapıyı açmaya çalıştım ama kapı kilitliydi.

Hırsla, "Derman!" diye bağırdım. "Aç şu kapıyı!"

Derman cevap vermedi. Belki de orada yoktu. Belki de beni buraya getirdikten sonra Ateş'e ulaşmıştı. Bu ihtimal panik yapmama neden oldu ama yine de sakin kaldım. Önceliğim bebeğimizin hayatını kurtarmaktı. Ardından buradan kurtulmanın bir yolunu bulacaktım.

Ben bulamasam bile Ateş'in beni bulacağını biliyordum ve bu güven kalbime ağır geldi.

Ateş'in gözleri gözlerimin önüne geldiğinde kalp atışlarım hızlandı. Ellerimin buz gibi olmasının nedeni soğuk muydu, yoksa içimdeki karmaşa mı, bilmiyordum. Belki de ikisi birdendi.

Arkama dönüp duvara doğru ilerledim. Yere oturup sırtımı duvara yasladım ve dizlerimi karnıma doğru çektim. Başımı da duvara yaslayıp gözlerimi kapattığımda elim karnıma gitti. Bebeğimizin içimdeki varlığı yalnızlığımı yok etti.

Çenem soğuktan titriyordu ama umursamadım. Ellerim onları hissedemeyeceğim kadar üşümüştü, aldırmadım.

O sırada kapının açıldığını duydum ve gözlerimi açtım. Ateş'in içeri girdiğini gördüğümde ayağa kalkmak, koşup ona sarılmak istedim ama soğuktan uyuşmuş bir haldeydim.

Ateş'in buraya nasıl girdiğini bilmiyordum. Bir yolunu bulmuştu.

Koşarak yanıma geldi ve dizlerinin üzerine çökerek, "Geldim yavrum." dedi. "Seni buradan götüreceğim."

Gözlerinin içine bakarak, "Geleceğini biliyordum." dedim.

Ayağa kalkarak elimi tuttu ve beni de ayağa kaldırdı. Soğuk odanın çıkışına yönelerek, "Gitmemiz lazım." dedi.

Ben hafifçe başımı salladığımda Ateş çoktan yürümeye başlamıştı. Onu takip ederken etrafımıza bakıp Derman'ın olup olmadığını kontrol ettim. Nerede olduğunu bilmiyordum ama yoktu.

ATEŞ VE MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin