KALINTILARININ YOLU

KADER AĞLARINI ÖRÜYOR

______________1BÖLÜM_______________

Lierbeng Krallığının genç markizi Jeon Jungkook görkemli ve büyük bir malikanede çatık kaşları ve daralmış bir halde koridorda yürüyordu. Bütün hizmetliler ve askerler bu yüzün ne demek olduğunu çok iyi biliyordu sıkıntılı bir durum vardı ve umdukları şey Genç Efendinin bu sıkıntıyı kendi üstlerinden çıkarmamasıydı.

Genç Markiz Jeon Jungkook sürgünden daha yeni çağrılmıştı ve oldukça mutsuzdu sürgünden döndüğü için, bunu garip karşılamayın sürgün edildiği yer bir tatil adasıydı ve orada oldukça iyi vakit geçirmişti ne markizlik işleriyle uğraşmıştı ne de bunaltıcı diplomatlarla tk ilgilendiği şey lüks bir malikanede genç güzel kadın ve erkeklerle vakit geçirmekti. Vazgeçilmez bir adamı geride bırakıp yeniden krallığa dönmüştü aile serveti içindi aslında bu dönüş.

Bu eve gelmekten nefret ediyordu dışından mükemmel görünen bu evin içi döküntü gibiydi iğrenç rütubet kokusu her yeri sarıyordu her adımını attığında zemin kırılacak gibiydi bu eve tekrar gelmesi istenirse en önemli şartı her şeyin onarılmış olması olacaktı her yer o kadar kötüydü ki her bir adımında lanetler ediyordu Genç Efendi Jeon Jungkook.

Lanet ede ede dul kalmış olan zavallı Markiz Jeon'un odasına ilerledi görüşmek istemiyordu ama ne kadar kaçabilecekti ki? Annesi o kadar da iyi durumda değildi artık ipler kendi elindeydi annesi oldukça baskın biriydi evde ondan çekinmeyip korkmayan bir kişi bile yoktu sinirlenince gözü bir şeyi görmez her yeri birbirine katardı. Babasına pek bu yönünü göstermezdi ama kendisi babası kadar şanslı değildi ve onun pençesinden kurtulamamıştı.

Neredeyse on bir yıldır görmediği annesi şimdi önünde durduğu kapının arkasındaydı biricik annesini uzun zaman sonra görecekti bakalım onu bu servet olayları için ne kadar sorgulayıp sömürecekti o iğrenç ve para dışında gözü bir şey görmeyen tatlı annesi onu nasıl bir aşağılanma ile karşılayacaktı...

Jeon derin bir nefes aldı ister istemez yüzü daha gergin bir hal aldı ve kapıya vurdu gelmesini söyleyen sesi duyunca kapıyı açtı ve içeri girdi. Ve gördüğü görüntü ağzında hoş bir tat bırakmamıştı annesinin hasta olduğunu biliyordu ama sandalyeye düşecek kadar kötü olduğunu düşünmemişti. Annesi hatıralarında hırslı ve güzel bir kadındı sinirlenince her şeyi yakıp kül eden istediği şeyi elde etmek için her şeye kör olup ona doğru giden bir kadın harika dans eden, iyi bir atıcı ve harika at süren biriydi zayıflığını göstermeyen güçlü bir kadındı bu yüzden acıdığını yüzüyle ifade etmedi bu onu sinirlendirirdi.

Kapıyı kapatırken bir bakış daha hissetti üzerinde bu bakış ihtiyatla ona bakan annesinden değil başka bir dul kadının şaşkın bakışlarıydı bu kişi biricik ölen ağabeyi Namjoon'un eşiydi Sooyoung.

Markiz Jeon uzun süredir görmediği oğluna dikkatle baktı zarafetli bir hale gelmişti keskin çene hatlqrı oluşmul babası gibi güçlü ve yakışıklı olmuştu ister istemez Markiz Jeon gururlu bir gülüş sergiledi oğlu istediği bir adama dönümüş gibiydi en azından dışarıdan öyle duruyordu ve beğenisini de geri çekmedi. Ve oğlunun aniden önünde eğilip elini öpmesi onu şaşırtmıştı bunu atlatamadan oğlu kadife gşbş sesşyle ona seslenip yanağını öpmüştü

"Merhabalar Annecim"

Yutkundu oğlunun bu harekti onu hrm şaşırtmıştı hem de ssçma bulmuştu kaşları çatıldı ve soğuk gözlerle oğluna baktı. Jungkook ise annesine gülümsedi onu şaşırttığının farkındaydı ama bu durum hoşuna gitmişti.Markiz Jeon bıkkın bir şekilde nefes verdi bu uxun zamanda oğlu ipkerşn kimin elinde olduğunu unutmuş gibiydi ona hatırlatmslıydı ki; Aileyi lekeleyecek saçma sapan şeyler yapmasın buna izin veremezdi.