"Biliyormusun nasıl hayallerle gelmiştim yanına . Yeniden seni görücektim . O yüzden ismimizi de aynı sınıfa yazdırmıştım Hwang. İlk gün gözüme uyuku gitmemişti . Seni yeniden görecektim. Erkenden hazırlanmaya başlamıştım . Sen beni çok zayıf sevmezsin diye hiçbir zaman kahvaltı yapmayan ben kahvaltı yapıyordum o sıralar . Saçlarımıda senin için uzatmıştım . Hani demiştin ya "saçlarının kokusu bile bana ilaç" . Ama nerden bile bilirdim ki , senin için uzattığım saçları sen keseceksin . Nerden bile bilirdim ki seni için iyleştiğimde sen beni daha da hasta edeceksin. Nerden bile bilirdim ki bu halde olucam . Nerden bile bilirdim ...."
O arabanı sürerken ben aylardır içimde biriktirdiklerimi ona söylüyordum . İstemesemde göz yaşlarım akıyordu. O da ağlıyordu . Her soylediğim sözün onun kalbine hançer gibi saplandığını biliyordum .
"Acıyor dimi ?"
" N..ne?"
" Kalbin her kelimemle hançer saplanıyormuş gibi acıyor dimi?"
"....."
" Peki ya ben ? Hiç mi düşünmedin ya oysa diye ?"
"...."
" Hatırlıyormusun Hwang bana inanmadığın günün sabahı elimde bir kutu ile gelmiştim . Sen eğer o gün o kutuyu yere atmasaydım her şey farklı olurdu. O kutunun içinde doğum günümealdığın camdan kelebek broşu vardı . Ve sen o gün .. ogün onu orada param parça ettin . Benim hayellerimle birlikte . "
"....."
"Susma hwang susma . Her zamanki gibi bağır çağır konuş ama susma lütfen "
Sona doğru ağlamam şiddetlenmişti . Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum . O da artık arabanı daha çok kullanamayacağını anladı ve durdu . Yüzünü bana doğru çevirdi . Gözlerim hemen onun kızarmış ve şişmiş gözleriyle buluştu. Az önce tiksinerek ve acıyarak baktığı vicuda şimdi pişmanlıkla bakıyordu.Bir süre öylece baktım anlam dolu gözlerine . Ancak daha önce görmüyordum gözlerindeki deryanı. Sonraysa minicin bedenini kendime cektim ve sarıldım . Hiç bir şey yapmadı . Ne karşı çıktı ne de cevap verdi . Öylece durdu sadece . Ben onun kokusunu içime çekmeye çalışırken o sadece durdu . Belki itseydi karşı çıksaydı, böyle hiss etmezdim . Ama bu sessizliği beni mahv ediyordu .
Yavaş yavaş onun bedeninden çektim kollarımı . Dikklatlice yüzünü inceledim . Bu kadarmı cani olmuştum ben . Ben mi getirmiştim onu bu hale .
Yüzünü abucumun içine aldım ve konuşmaya başladım ." Sana söz veriyorum . Yaşattıklarımın hepsini telafi edicem . O kadar mutlu olucaksın ki herşeyi unutacaksın . Şimdi senden özür dilersem affetmeyeceksin . Biliyorum . İzin ver açtığım yaraları sarayım ."
Gün geçtikce bu hikaye saçm oluyor ya . Sizce bununsonu nasıl olsun ? Mutlumu? Üzgünmü?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Pişmanlık~ ~ Hwang Hyunjin ~
Ficción GeneralSon pişmanlık fayda vermez.... Asla zamanı geri alamazsın . O bir daha geri dönmeyecek . ~unut onu~ ~ölsem bile hayır~