Sonunda gelmişti uzun boylu orta yaşlı ama yakışıklı biriydi acaba gençken nasıldı ama Yıldızın aklında bu sorular sadece bir dakika yer almıştı ev sahibi yavaş bir şekilde masaya oturdu boğazını temizleyerek konuşmaya başladı
- Merhaba küçük hanım benim ismim Burak yeni evini beğendin mi
-Yetimhaneyi buna tercih ederim
-Bu kadar kaba olmanıza gerek yok eminim buraya da alışacaksiniz alışmak zorundasınız
-Buraya alışmak zorunda değilim ve kahvaltıya elbiseyle inme geleneğini bırakmanız lazım!Emirlerinizi yerine getirmemi de asla beklemeyin!
Yıldız bunları dedikten sonra koşarak odasına doğru çıkmaya yöneldi Yıldız merdivenleri çıkarken ağlıyordu bu kadar lüks bir hayatı herkes isterdi ama o böyle olsun istemiyor en yakın arkadaşı da şuan yanında olsun istiyordu odasına giderken gözüne kilitli bir oda çarptı burası ev sahibinin odası gibi duruyordu kapı deliğinden baktı odasındaki aynı portre orada da vardı Yıldız bunun üzerine daha çok meraklandı bir gün ev sahibine bu kadının kim olduğunu sormalıydi ama şimdi buradan gitmesi gerekiyordu hızlıca az ilerdeki odasına girdi ve kapıyı kapattı geniş pervazlı penceresinden dışarı baktı dışarıda evin yanındaki bir mezar gözüne çarptı niye bir insan evin bahçesine mezar koyardı ki demek ki mezarda yatan kişi ev sahibinin çok değer verdiği bir insandı bu düşünceleri aklından geçirirken zamanın nasıl akıp gittiğinin farkına varmadı ilk başta etraf yavaş yavaş turunculaştı ve sonra mükemmel bir gün batımını gözler önüne serdi buradan gün batımı çok güzel görünüyordu Yıldız bunlara dalıp gitmişti en sonunda bir hizmetçinin Yıldıza akşam yemeğine inmesini söylemesi üzerine Yıldız kendine geldi ve saatin ne kadar hızlı geçtiğinin farkına varıp hizmetçilerin uyarısına rağmen aşağı pijamalı bir şekilde indi masaya oturdu ev sahibi yine ondan bir kaç dakika sonra gelmişti tam yemeğe oturacak iken Yıldızın elbisesiz olduğunu görünce çok sinirlendi masaya elini sert bir şekilde vurarak
-Bu evin kuralları var bu kurallara uyulucak!
- Ben size bir daha yemekte elbise giymeyeğimi bu kuralları saçma bulduğumu söylemiştim eğer duymadıysanız tekrar söylüyorum ben bu evde yemekte bir daha asla elbise giymeyeceğim
-Yemekten kalk hemen!
Bu lafın üzerine Yıldız bunları hiç duymamış gibi yemeğe devam etti bunun üzerine adam onu kolundan tutarak onu merdivenlerden sürükleyerek çıkardı Yıldız acıdan bağırıyordu bunları gören hizmetçiler hemen onların arkasından geliyor ve ev sahibi Burak Beye Yıldızı bırakması için yalvarıyordu onu gören şoför (onu yetimhaneden alan adam) koşarak Burak Beyin elinden Yıldızı alarak hizmetçilere onu odasına götürmelerini söyledi şoför de Burak Beyi alarak onu temiz hava almak için dışarı çıkardı şoför patronunun oturması için hemen bir sandalye çekerek patronunun sandalyeye oturmasına yardım ettikten sonra o da başka sandalyeye oturdu aradan bir kaç dakika geçti ikisi de az önce hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu tâki şoför konuşmaya başlayıncaya kadar
-Biliyorsunuz bunu ondan daha fazla saklıyamassınız er ya da geç kendisi bir şekilde öğrenir
-Buna sen karışma eğer o kız bunu öğrenirse eminim onu aramaya gidecektir
-Ama efendim...
-Buna sen karışma dedim!Şimdi beni yalnız bırak yaptıklarımın hepsi o kızı korumak için!
Bunun üzerine şoför Burak Beyin sözleri üzerine biraz sessiz kalır ve ondan sonra ayağa kalkar
-Bunu bilmek onun hakkı bu hakkını elinden alamazsınız ve eğer bunu kendi öğrenirse asıl o zaman verdiğiniz sözü tutamazsınız!
Bunları söyledikten sonra şoför hemen oradan hızlı adımlarla uzaklaşır...
Bu sırada Yıldız olanların şokunu hala atlatamamıştı hizmetçiler onu sakinleştirmeye çalışıyordu Yıldız bu olaydan dolayı çok yorulmuş olduğu için derin bir uykuya daldı hizmetçiler onun uyuduğunu görünce sessizce odadan çıktı
Güneş daha yeni doğmaya başlamıştı Yıldız hafifçe gerinerek ayağa kalktı akşamki halinden eser kalmamıştı odasına bağlı olan lavaboda elini yüzünü yıkadıktan sonra üstünü giydi Dışarı çıktı her yer çok sessizdi
Aşağı kahvaltıya indi kahvaltı hazırdı ve masanın üzerinde bir not vardı notta şunlar yazıyordu:
Yıldız Hanım,
Bugün Burak Beyin işi var kahvaltınıza bugün onsuz başlıyacaksınız hizmetçiler saat on ikide gelecek şimdiden afiyet olsun
Yıldız bunun üzerine kahvaltıya başladı kahvaltıyı bitirdikten sonra odasına çıkarken dün gördüğü o gizemli oda açıktı
Yıldız odanın içinde ne olup olmadığını çok merak ediyordu ama burası ev sahibinin odası olduğu içinde bir tarafı da bunu çok doğru bulmuyordu sonunda merakına yenik düşen Yıldız odaya girmeye karar verdi Yıldız ne olur ne olmaz diye etrafı kolacan etti ondan sonra kimsenin olmadığına emin olduktan sonra içeri girdi burası kendi odasından biraz daha büyüktü odayı incelemeye başladı biraz ilerledikten sonra bir fotoğraf gördü fotoğrafta ev sahibi Burak Beye çok benzeyen bir adam vardı Yıldız fotoğrafın arkasını çevirdiğinde arkada yazılı şu ismi gördü Atalay
Yıldız bu isimde kimseyi tanımıyordu demek ki bunu ev sahibinden kim olduğunu öğrenmesi gerekiyordu Yıldız bir süre daha odayı inceledikten sonra odasına gitti yatağa oturdu ve ne yapabileceğini düşündü bekledi ve düşündü sonunda aklına bir fikir geldi Dilşah'ı görmeye gidebilir ve onla bir süre takılabilirdi bu mutlaka ona çok iyi gelecekti mutfağa koşarak güzel yiyeceklerden oluşan bir sepet yaptı sonunda bu evden bir süreliğine de olsa ayrılabilecekti tek sorun korumalardı eğer onu görürlerse büyük bir ihtimalle dışarı çıkmasına izin vermeyeceklerdi arka bahçeden çıkabilirdi duvarları büyüktü ve her yer kameralarla izleniyordu ama kameralar sorun değildi çünkü onun burdan gittiğini kameralar bir kaç saniye sonra korumalara iletecekti ve bu kısa süre onun için yeterliydi duvardan ise yetimhaneden ettiği tecrübe ile kolayca geçebilirdi daha yetim iken bunun gibi bir sürü duvara çıkmıştı ve bu onun için bir bebek oyuncağı sayılırdı hızlıca arka bahçeye yöneldi arka bahçede dün gördüğü mezar duruyordu ve mezarın üstünde şu isim yazıyordu Atalay Demir
Yıldız sonradan hatırladı bu mezar acaba fotoğrafta gördüğü adama ait olabilir miydi?Belki de o değildi ama bu adam Burak Beyin neyi oluyordu ve bu adamı bahçesine koyacak kadar çok değer veriyordu? Bunu bir gün mutlaka öğrenmeliydi ama şuan hayatıyla alakalı başka planları vardı Yıldız aceleyle duvara çıktı ve bahçenin diğer tarafına atladı ve son gücüyle koşmaya başladı
Yıldızın anlatımıyla
Saatlerdir sokakta yürüyordum eğer buraları tanımasaydım kesinlikle kaybolduğumu düşünürdüm ama buraları avucumun içi gibi bilirdim büyük bir ihtimalle Burak Bey eve gelip benim olmadığımı anladığında kesinlikle delirmiş ve peşime bir sürü adamını çoktan peşime takmıştır bu yüzden vazgeçmek yoktu sonuçta oraya geri döndüğümde yine ceza alıcaktım bugün Dilşah ile görüşmeye kararlıydım