5. Bölüm " bir daha sakın bana dokunma"

232 13 12
                                    

Çağan'dan

Arabaya binip evden uzaklaştım. Şirkete geldiğimde hala açıktı canım şirketim ya arabadan inip Şirkete girdim. "Asel kahve mi bekliyorum" dedim. Asel hemen ayağa kalkıp gülümsedi. Bende gülümsedim.

Odaya geçtiğimde. Masanın üstüne dosya doluydu. Offf 4 gün yoktum sadece ya. Masaya oturup boynumda ki kravatı çıkardım. Gömleğimin ilk iki düğmesini açıp derin bir nefes aldım biraz kafa dağıtmam iyi olacaktı.

3 yeni proje 2  yeni nakil proje 1 proje tanıtımı. Bu mimarlık işi ne kadar zordu böyle ya. İlk tanıtım düzenlemesinden başlayacaktım bilgisayarımı açılmasını beklerken yansımadan gözlerime baktım ateş atıyordu gözlerimden.

Kapı çalınca kendime geldim. Boğazımı temizleyip " Gel" diye bağırdım. Asel geldi  kahveyi masama bıraktı bilgisayara yönelip şifreyi girdim. Asele döndüğümde aniden kucağıma oturdu. " Çağan 4 gündür yoktun neredesin" dedi. " noluyor asel kalk kucağımdan" dedim. " bedenim seninle yanıyor Çağan" dedi ve dudaklarıma yapıştı. Düşmemesi için elimi beline koydum. Çok ateşli bir yapısı vardı. " ben diyorum 4 gündür yoksun evine gidelim orada çalışırız" dedi. O sırada telefonuma mesaj geldi.

" Çağan Bey leya Hanım bayıldı kendisi uyanmıyor ne yapalım" diye

" Allah kahretsin" dedim sesli bir şekilde. " asel işim çıktı daha sonra görüşürüz" deyip ceketimi aldım ve şirketten koşarak çıktım. Arabaya binip evin yolunu tuttum. 15 dakikalık eve yarım saatte gitmiştim. Allah kahretsin gerçekten ya arabayı hızlı bir şekilde evij önüne park edip eve girdim  salona girdiğimde korumalar ve yardımcılar  salondaydı. Leya yerde baygın yatıyordu.

" Siz aptal mısınız? Niye ambulansı aramıyorsunuz" diye bağırdım. Leya'nın yanına gittiğimde kafasından kan geliyordu. Çenesini hafif tutup sağa çevirdiğimde saçlarının arasından akan kanı görebiliyordum. Leyayı hemen kucağıma alıp evden çıkarken bağırdım. " GELDİĞİMDE HATİCE HARİÇ KİMSEYİ GÖRMEK İSTEMİYORUM DEFOLUN GİDİN" diye

Leya'yı dikkatlice  arabaya bindirip hastaneye doğru yol aldım. Acile geldiğimizde  hemşire diye bağırdım. Nesi var?" Dedi. " Bilmiyorum bayılmış galiba" dedim. Hemşire hemen içeride acile aldılar bende kapının önünde durup. Beklemeye başladım.

Bu kız yaşamak zorundaydı  o kadar yol katettim ben sana bir şey olmasına müsade edemem. Offf offf elimle boynunu sıvazladım.

1 saat sonra 

Doktor çıktığında ayağa kalktım. " kafasında ufak bir kesik var pansuman yaptık  bu gece uyumasın herhangi bir durumda acilen hastaneye gelin" dedi ve çıktı.

Leyayı kucağıma alıp hastaneden çıktım daha ayılmamıştı. Eve yaklaşırken ayıldı. " İyi misin?" Dedim aynadan bakarak. Bırak kafa sallamayı gözlerime bakmaya bile tenezzül etmedi. Anlaşıldı!

( aferim koçum leb demeden leblebiyi anlaman hoş  ayağını denk al;)

Evin önüne geldiğimizde. Arabayı durdurdum. Leya inip arabanın önüne geldi  hemen arabadan inip yanına gittim. " ayağa kalkmaman gerek bayıl-" yüzüme yediğim tokat ile kelimem yarıda kaldı.

Leyaya baktığımda hiç iyi bakımıyordu. Acır gibi baktı ve içeri geçti. Bende arkasından sabır dileyip geçtim. Leya salona geçip  karşı koltuğa oturdu ve gözüne tek bir yer odaklandı. Sol gözünde yaş akınca Derin nor nefes aldı. " T-t-temiz-let Ş-Şu-r-ayı" dedi titreyerek. " Hatice doktoru arayıp hemen gel şurayı temizle" diye bağırdım. Leya'nın yanına gidip  elinden tutmaya çalıştım. Hemen elini çekip başına bastırdı. " Çağan Bey kriz geçiriyor geri çekilin" dedi Hatice. "Ne krizi Hatice" dedim sinirle. "Geçmişte yaşadığı bir olaydan dolayı kanı göremiyor baksanıza kanı görünce konuştu" dedi.

TUTSAK | LÇWhere stories live. Discover now