Bölüm:18

1.5K 73 63
                                    

{Hikayeme destek olursanız çok sevinirim iyi okumalar 🙏🏻}

Yol sessiz bir kurşunun karaciğerime saplanıp beni nefessiz bırakmasıyla geçti. Savcının dudaklarından dökülen kelimeler kafamda oradan oraya savruluyordu. Biri kuyruklarından tutmuştu ve hassas bulduğu her yeri darbeliyordu sanki. Gözlerim farın aydınlattığı karanlık yolda çok şey görmüş gibi gezinirken sokağı döndü ve evin önüne direksiyonu kırdı.

Bir hapishanenin bahçesine girmek için otomatik kapının açılmasını bekledim. Kapı ağır ağır açılırken etrafta volta atan korumalara baktım. Bu beni umutsuz bir vakaya tekrar tekrar çevirdi. Yüzüme sertçe çarpan bir tokat gibiydi. İçimde ki küçük kız omuzlarını indirdi ve önümüzde ki senaryoya en hüzünlü haliyle baktı. Şimdi içimde daha da acı birikmiş zihnimi uyuşturmuştu. Sığındığım tek bir fotoğraf karesinden başka kimsem yoktu. Biri çakmağını çakıp yaktığında tamamen yalnız kalacaktım.

Araba durduğunda peşimizden gelen diğer arabalarda durmuştu. O, emniyet kemerini açıp indiğinde peşinden indim ve kapıyı kapattım. Hava kararmış, peşinden soğuk rüzgarı sürüklemişti. Burada hiç güneş açmayacak gibi hissettim. Sanki dünyamda ki karanlık, havaya karışacak ve bir daha asla güzel olmayacaktı. İki elimi göğsümde birleştirip soğuğun doğrudan ciğerlerime çarpmasını engellemek istedim. Gözlerim arabadan inenlere takıldı. Maria, Mateo, Jazmín, Daniel ve Hector'un annesi sırayla indi. Saçlarım uçuşup yüzüme çarptığında kafamı çevirip geriye ittim. Mateo'nun bakışlarını üzerimde hissettiğimde ona döndüm. Onu baştan sona süzdüğümde yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluşmuştu. Gözlerimi devirmemek için bakışlarımı kaçırdım. Maria bir elini nispeten onun koluna sardığında alayla tebessüm ettim. Kumam gibi davranmayı acilen bırakmalıydı.

Maria'nın bakışları beni bulurken ona gerçekten bir düşman gözüyle baktım. O artık benim için bir güvenlik sorunuydu. Jazmín, Hector'a koşarak geldi ve boynuna sarıldığında dikkatimi dağıtmıştı. Hector havada tuttuğu elleriyle belini sardı. Onu sevdiğini anlamak zor değildi ama arada bir soğukluk olduğu aşikardı. Ona bütün bu samimiyet fazlasıyla yabancı geliyor gibi kasıyordu kendisini.

"Hava soğuk içeri girelim," dedi Hector ondan ayrılırken. Bir biblo gibi dikilmektense odaya geçip yorganın altına girmek daha cazip geldi. Açlık ve susuzluk beni tüm gün oruçlu gibi hissettirse de bir yerde alışmıştım. Yine de fırsatını bulduğum gibi bir şeyler atıştırmayı ihmal etmemem gerekiyordu. Kollarımı ayırıp onlara arkamı döndüğümde Hector'un sesi geldi.

"Sen girmiyorsun Heja,"

İlk omzumun üstünden baktım ama bunun yeterli olmadığını düşünüp tamamıyla döndüm.

"Anlamadım?" Dedim sorgular bir ifadeyle. Yüzünde seçemediğim bir ton belirsizlik vardı. Bildiğim tek şey gecenin, onun karanlığından daha aydınlık olduğuydu.

"Bodruma iniyorsun," dediğinde benden önce tepki veren biri vardı.

"Hector saçmalama," dedi annesi.

Az önce ki soğuk binle çarpılmış gibi daha da vurdu bedenime. İçim ısınırken nasıl üşüyebiliyordum kocaman bir soru işaretiydi.

"Sonunda layığını buluyorsun ha?"

Bu Maria'nın sesiydi. Sinsi bir yılan gibi tıslamayı ihmal etmiyordu. Ona bakma gereği bile duymadım. Bakışlarım karşımda ki zifiri karanlıktaydı. Ondan gözlerimi alamıyordum.

SINIRDAKİ YABANCI  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin