Mikey, Mikey uyan hadi.
tam bir saattir uyandırmaya çalıştığım çocuk sonunda gözlerini açmıştı. Bugün Haruchiyo-kun mekanda değildi. Bu yüzden Mikey'i özel evine getirmemi istemişti. Gözleri kısık bir şekilde şekilde dönen çocuğun yavaşça kalkmasına yardım edersen aklıma gelen görüşmem yüzünden Rindou'a kısa kısa mesaj atmış, gözlerini ovusturan Mikey'n koluna girmiştim.
Şimdi seni bir duşa sokalım. Sonra da kendi gelmen için bir şeyler ayarlayacağım. Tutun bana.
Wakasa-san başında olacağını söylediği için şanslıydım. Arada birkaç isim vardi,vu yüzden onları halletmeden Mekandan ayrılmak istemiyordum. Mikey içeriye girdiğinde soğuk suyun altına onu bırakmış, ardından yikanmasi için dışarıya çıkarak kapıyı açtım. Wakasa-san'a bir baş selamı vermiş,ardından içeriye gecmesiyle yatağa bıraktığım ceketimi almıştım.
"Gidiyor musun?"
Görüşmem gerekenler var. Sonra Mikey'i almaya geleceğim.
"İstersen ben götüreyim onu. Haruchiyo sorun etmez."
Yok ben götüreyim. Yeni yeni liderin gözüne giriyorum zaten, o yüzden bu görevi eksiksiz yerine getireyim.
çaktirmamaya çalışarak odadan guler yüzle çıkmış, ardından üst kata giden asansöre binerek aynadan saçlarımı düzelttim. Başımda bir sürü iş vardı, hepsinin tek tek halledilmesi gerekiyordu. Bir yandan Inupi'e görme umudum kat kat artarken kalbimi bu böle hızlandırıyordu. Sonunda odamın olduğu katta inip odama ilerlemiş, kapının açık olmasıyla beraber içerideki Rindou'a görünce jendi kendime goz devirip koltuğuma oturdum.
'Para işi konuşacaktır. At başından gitsin.'
Çağır gelsin.
Rindou'da benim ona yaptığım gibi göz devirmiş,ardından dışarıya çıktıktan saniyeler sonra iki adam gözlerimin önüne dikilmisti. Yanık yüzlü veled hala sinirlerimi bozuyordu ama bugün şükür ki sırıtmıyordu. Yanındaki yüzünü doğru düzgün bilmediğim beyaz saçlı çocukla birlikte bi karin ağrılarının olduğu çok belliydi.
Kod adı Dabi ve Shigaraki olan bu iki veled benden yine ne istiyor acaba?
"Aşk olsun Hajime. Yani, uzun zamandır gorusmuyorduk. Böyle mi karsiliyorsun beni?"
O kadar modum da değilim ki muhteşem esprine gülemedim bile Dabi. Ötün artık.
"Para. Para lazım."
Hepimize lazım buruşuk surat. Bana da lazım. Ben hiç size geliyor muyum?
"Hajime-san, lütfen."
İşinize gelince san oluyoruz. İşiniz bitince kaçıp gidiyorsunuz. Sizin ekibiniz dağıldıktan sonra bir daha gözüme hiç ilişmediniz. Parayla ne yapacağınız benim zerre umurumda değil ama söz konusu Bonten'e zarar verirseniz, sizi yakarım.
Ikilinin gözleri benim gözlerimle buluşunca bir sigara çıkartıp dudaklarımın arasında ezmiş, dumanı onlara doğru üfleyerek parmaklarımı masama bastirdim.
En son bir tavus kusu ile sevişmek için benden para istedin Dabi, tamam dedim. Sen ne diye istiyorsun Shigaraki? Ve benim bundan karım ne olacak?
"Babamı öldüreceğiz."
Bonten adı altında mı?
"Bu size iyilik sağlamaz mi?"
Aksine, bok yoluna batabiliriz. Ayrıca ben sizin özel asistanınız değilim. Şayet Para verirsem adımızı kullanamazsınız ve yüzde elli faizle bir ayda ödeme isterim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Glowing in the Dark | Kokonui.
Teen FictionInupi dedi Hajime, o soğuk ve kan donduran sesiyle ; iyi bir yol seçmişsin.