shameless | taekook

☬ 38 ☬

- Karayip Korsanları Gizemli Denizlerde izlemiş miydiniz? Yukarıya bölümün ilham videosunu attım, isteyen bakabilir

Bölüm: 38

Sevdiğine ulaşmak isteyen Taehyung, alfasına doğru ilerlerken bacaklarının ve kollarının titrediğini hissetti.

Bedenine yavaş yavaş bir ağırlık çöküyordu ve bu ağırlığı kemiklerinde bile hissetse de bu ağırlığın kendisini durdurmasına izin vermedi. Jeongguk'un yanına gidene kadar toprağı, havayı kullandı. Ona mızraklarını atanların mızraklarını yakalayıp sahiplerine geri attı, kalplerine ya da kafalarına hedef almayı umursamadan hepsini öldürdü.

Sonunda siyah giyinmiş, yüzü hala kapalı olan alfasının yanına varınca sağındaki dört alfayı fark etti. "Artık bana planını söyleyecek misin?"diye sordu yorgun, nefessiz bir halde dört tane alfayı toprakla beraber havaya kaldırmışken.

"Planımı gerçekleştirdim Tae. Şimdi sadece buradan çıkmalıyız."dediği sırada ona yaklaşan bir alfaya ateş yollayarak püskürtmüştü.

Taehyung havaya kaldırdığı alfaları elleriyle toprağı hareket ettirerek sertçe yere çarpmalarını sağladı. Alnından akan damlaları kolunun tersiyle silerken nefes nefeseydi. Jeongguk'a planını sormak istese bile bedeninin tuhaf tepkileri yüzünden zihni odağını kaybetmiş gibiydi.

Ne oluyordu? Neden bu kadar çabuk yorulmuştu? Hayatında hiç böyle bir yorgunluk yaşadığını hatırlamıyordu. Şimdiye kadar hasta bile olmamıştı. Neden üstüne bir ağırlık bırakılmış gibi hissediyordu?

Gözleri etraf süzdü. "Ormanı yakmadan ateşleri söndür, dikkat çekemeyiz şimdi."diye fısıldadı nefes almaya çalışırken. Ensesine çarpan rüzgarla birisinin ona doğru geldiğini hissedince bakmadan sol ayağını toprağa bastırmış, kendisine doğru koşan kişinin ayağının toprağa takılmasını sağlayacak bir parça toprak yukarı çıkarmıştı.

"Tamam."dedi Jeongguk. Omeganın dediğini yaparken Taehyung artık etrafındakilere odaklanamıyordu bile. Birkaç alfayı daha etkisiz hale getirirken bedeninin yorgunluğuna karşı çıkmaya çalıştı ama bir başka alfayı havayla geriye itip arkasında oluşturduğu topraktan mızrağa sapladığında kulakları çınlamaya başlamıştı.

Başı döndü, göz kapakları ağırlaşırken burnundan nefes almaya çalışmak bile yetersiz gelmişti. Gözlerini açık tutmaya çalışsa da omuzları bitkinlikle düşmüş, ne olduğunu anlamadan kemikleri onu taşıyamaz hale gelmişti. Dizlerinin üstüne düştüğünde, "Jeongguk-"diye bitkin sesiyle fısıldamış ama alfayı uyaramadan kendisini bırakan üst gövdesi de toprağa çarpmıştı.

Gözleri kapandı, bulanıklaşan zihni tamamen siyaha büründü.

-

Taehyung gözlerini tekrar açtığında çoktan iki gün geçmişti bile. Göz kapakları titreşerek açıldığında ilk baktığı yer yanı olmuştu çünkü sıcak birisinin elini tuttuğunu hissedebiliyordu. Hala yorgundu ama etrafındakileri algılayabilmesi zor olmadı. Ve göz kapakları titreştiği anda yanına yaklaşan bedeni de fark etti. "Tae?"diye konuştu endişeli ses.

Alfasıydı. Taehyung'un açık durmakta zorlanan gözleri ona yaklaşmış, elini sıkıca tutan sol tarafındaki alfasını buldu. Sadece endişeyle ona bakan kahverengi gözlerine odaklanabilecek kadar gücü vardı. "Guk..."dedi yorgun sesiyle. Sonra ise gözleri yavaşça kapanmaya başladı yine. "Tut beni."diye fısıldadığı an bedeni tekrar uyumaya dönecek gibiydi.