DÜŞMANIMIN DÜŞMANI

22 2 0
                                    

Medya = ilay

Hancıyla yaptığım alışveriş gayet karlıydı. Karnım doyuyordu üstelik aldığım kese dolusu para sayesinde üstüme dikkat çekmeyen şeyler , atım için eyer , kendim için ok, yay kılıç almıştım. Param artıyor biriktiriyorum bile aklımda yaptırmak istediğim şeyler vardı. Ama artık burda duramazdım çok dikkat çekiyordum. Askerler bile artık her gördüklerinde takip etmeye başlıyorlardı.

handa yemek yerken arkadan izlendiğini hissediyordum. Birkaç gündür böyleydi. Artık dayanamadım ve arkama döndüm. Direk onunla gözgöze gelmiştim pazara ilk geldiğim gün karşılaştığım askerle yine aynı delicilik ve alayla bakıyordu. Hiç askermis gibi de gelmiyordu . Asker forması üstüne olmamış gibiydi sanki

Yemeğimi bitirip hancıyla konuştuktan sonra çıktım . Arkamdan bot sesleri geliyordu yine Demirci'ye girdim . O ilk geldigim gün demirciyi öldürdüklerinden yerine babası bakıyordu .

Özel olarak yaptırdığım kılıç tutacını aldım. Küçükken jackie Chen hayranıydım bir tarih filminde kullandığı kartal pençesi gibi görünen bir tutacı vardı . Hep bende de olsun dediğim şeyi şimdi elimde tutuyordum demirciye anlatmak zor olmuştu ama gayet güzel yapmıştı.

Ayrıca sipariş verdiğim küçük hançerler ve bel kemeri de hazırdı. Onları da alıp parasını verdim tam gidecektim ama Demirci'nin sorusuyla kalakaldım

- nereden geldin buraya aylardır buradasın ne ismini biliriz ne cismini

- gerek varmıdır bilmenize demirci adımı siz koydunuz zaten shenmi dersiniz bana aranızda bilirim

- Çinli değilsin bilirim bana kılıcını yaptırmaya geldiğinde anladım bunu

- nereli olduğumu bilmem tek bildiğim hiç biryere ait olmadığım

- Ben sen gitmeden söyleyim birazdan askerler senin hakkında soru sormak için gelecekler ben bilmediğimi derim elbet ama sen nereye gideceğini bil diye derim yönün, gittigin yer hep kuzey olsun

- Ne demek istersin demirci

- yönün doğru olursa köklerin bulur seni derim Türk'sün sen gözlerindeki bakıştan bile bellidir ben uzun süre gezdim dolandım her yeri bu bakışları nerde olsa tanırım.

- öyledir umarım demirci umarım yanılmazsın sağolasın

Demirciden çıktım. Ben gelecekten geliyordum tabiki Türk'tüm ama burda nereye gidersen gideyim oranın yabancısı olarak kalacaktım. Bugün burda shenmi yarın belki başka yerde başka bi isim .

Ben düşünmeye devam ederken önümü askerler kesti . Yine başlıyorduk. Sanırım artık gitme vaktim gelmişti. Çok dikkat çekiyordum.

-Ne istersiniz ne diye kesersiniz önümü

-senle konuşacaklarımız vardır bekle az hele

Çıktığım demirciye giren o askeri gördüm ağaçta yakalandığım bugün yemek yerken gözlerini üzerimden ayırmayan asker

Türk olduğumu öğrenirlerse muhtemelen beni casus belleyecekler beni rahat bırakmayacaklardı en iyisi kaçmaktı. Karay ağılda bağlıydı. Yan tarafında küçük bir kız duruyordu. Bizi dikkatle izliyordu burda olduğum vakitler ona yay kullanmayı göstermiştim.

Gözlerimin içine bakıyordu. Askerlere farkettirmeden gözümle karayı gösterdim kıza. Kısa bir süre anlamasa da ben askerlerden birine ani bir atakla saldırınca karayın eyerini bağlı yerden çözüp karayı hazırladı.

Fazla hasar vermek istemiyordum . Birinin karnına tekme attım. Diğerinin bana doğru gelen yumruğunu alarak kolunu büktüm diğerinin attığı tekme böylelikle kolunu büktüğüm askere denk geldi . Diğerininde boynuna elimin ayasıyla vurarak nefesini kestim . Bu onları oyalar kalmalarını geciktirirdi . Hızla koşmaya başladım. Karay benimle birlikte beni anlamış gibi ağıldan çıkmış yavaş adımlarla ormana doğru ilerliyordu . Koşar adım hareket halindeki karayı eyerine kendimi atıp üzerine binmeyi başardım.

Tengri'nin Tamgası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin