Aden (SEZON ARASI)

YALANLAR KÜRESİ

"Her şeyi duymaya hazır mısın?"

"En dibine kadar."

"Dostum sen başla, sonuçta hepimizden büyüksün ve ayrıntılı bilgi-" Sanrı'nın bombardımanını kesen Mahra olmuştu.
"Annemin anlattığına göre Aden doğduğunda teyzem yirmi üç yaşındaymış ve Milas Amca zaten belli.
Aden doğduğunda anneannem Aden'in Firdevs Cenneti'nde büyümesini istemiş fakat Talya, yani teyzem Aden'i Dünya'da büyütmek zorunda kalmış." Zorunda kalmış.

"Neden zorunda kalmış?" Demek beni seven bir anneannem vardı. Başka ne haltlar vardı acaba?

"Firdevs Cennetlerin en zirvesidir Aden. Senin sahip olduğun o cennet Firdevs'in yanında hiç bir şey ama bir o kadar da tehlikeli. Sen orada olsaydın ölüm senin için kaçınılmaz olacaktı." Gülmeye başlamıştım. " Ben yine dirilirdim ya, hiç olmayan bir şey değil." Mahra konuşmaya devam etti ki Sanrı araya girdi. "Dostum kaçırdın Aradan bir şey. Aden sana söyleyeceğim şeye hazır mısın?"

"Evet!"

"Ne eveti Aslı! Nikâh kıymıyoruz Aslı!"*
Ben Sanrı'ya göz devirirken Mahra ise gülmüştü. "Abla, teyzemiz sandığın kadın ile annemiz gerçek kardeş değil." Duyduğum sözler ile ben bir şok dalgası yaşarken Mahra rahattı. O biliyordu. Her şeyi en başından beri biliyordu. "Annemiz evlatlık. Anneannemlerin çok uzun bir süre çocukları olmamış onlarsa soluğu Memories'de almışlar. Memories 1800'lü yılların başında açılmış bir çocuk yurdu. Yuva denen bir bölüm var cennette. Aden'de. Orada yer alıyor. Ve annemizi aldıklarında annemiz beş yaşında ya var ya da yokmuş. Daha sonra anneannemiz hamile kalmış bu durum annemizde kıskançlık duygusu yaratmış ve daha sonra bu durum kaçmaya kadar yol açmış. Sonra ne olduysa annem ile teyzem kardeş olmuşlar ve bu annem seni teyzemlere bırakana kadar devam etmiş. Daha sonra sen doğmuşsun. 24 Haziran 2000. Sen doğduğunda anneannem ve babaannemin annem ve babam üzerinde olan baskısı gün geçtikçe daha fazla artıyor. Seni sürekli yanlarında istiyorlar ama sen yine de Dünya'da büyüyorsun. Sen iki yaşına geldiğinde annem ile babam anlaşmazlıklar yüzünden boşanıyorlar. Daha sonra annem babam yüzünden kaçıyor ve daha sonra babama Aden öldü diyor. Sen sekiz yaşına girene kadar herkes seni öldü biliyor daha sonra babam ve herkes yaşadığını öğreniyor, babam senin peşine düşüyor ve seni buluyor ama annem yine oradan kaçıyor." Hatırlıyordum. Küçükken anneme hep sorardım. Anne neden her zaman gidiyoruz? Diye ama hiç bir zaman cevabı alamadım. "Babam annemi tekrar arıyor ama sizden tek bir eser yok. Anneannem daha sonra annemle iletişime geçiyor ve seni teyzeme bırakması gerektiğini çünkü onun cennetinde isyan çıktığını söylüyor. Annem bunu teyzeme anlatıyor ama teyzem senin psikolojin için ilk istemese de sonra kabul etmek zorunda kalıyor. Annem seni teyzeme bırakıyor seni ve o gün sana araba çarpıyor. Annem orada yanına gelmek istiyor ama zaten teyzem seni yanına alıyor. Sen teyzemin yanında kalmaya devam ettin. Babam gelip seni buldu ama seni yanına alamadı çünkü sen istemedin. Sonrasında yani bir kaç sene sonra babam annemle görüşmeye başladı ve tekrar nikâh kıydılar. Daha sonra ikizler doğmuş. Sarah ve Samira. Annemler o kadar mutlularmış ki birinci bahar gibi ikinci baharlarını yaşıyorlarmış. Daha sonra ben doğmuşum. Ben doğduktan sonra ve on yaşına girdikten sonra biz dört elementi tamamlamışız.
Ateş
Su
Doğa
Toprak."
Vay anasını, masal gibi hayatım varmış da ben bilmiyormuşum. Soluksuz Sanrı'yı dinlemeye devam ediyordum.
"Sarah su elementini temsil ederken, Samira ateşi temsil ediyordu. Sen doğasın ben ise toprak. Zamanla biz aslında bu güçlere sahip oluyoruz ama kullanmayı bilmiyoruz. Annem bize güçlerimizi ne şekilde kullanacağımızı öğretirken babam ise nasıl yapabileceğimizi ve nerede kullanabileceğimizi gösterdi."

"Peki ikizlerden birinin yarasaya dönmesi ne olacak? Onlar birde vampir mi?" Sanrı ve Mahra bana gülerken ben gayet ciddiydim. "Onun bir büyüsü var abla, o şekilde olmuştur."